1 Mayıs Mahallesi’nde 19 Aralık söyleşisi gerçekleştirdik.
Söz alan yoldaş şunları dile getirdi:
“19 Aralık devrimce örgütte ısrar direnişidir.
19 aralık direnişinin içeriğinden bağımsız burjuvazinin baskılarına karşı devrimciler her zaman bir çözüm üretmiştir. Cezaevindeki devrimcileri tehdit unsuru olarak gören bir devlet söz konusudur. Devletin cezaevindeki devrimcileri tehdit olarak görmesi cezaevi dışında bir tasfiyeci unsurların devrimcilikten kaçarken cezaevinde örgütlü devrimcilikte ısrar etmeleridir. Devrimciler arasında ise cezaevindeki tutuma ve 19 Aralık’a karşı farklı farklı yaklaşımlar söz konusudur. Bu darbedir diyenler ve bu bir direniştir yenildik diyerek yaklaşanlar olmuştur, siyaseti ortada kalanlar siyasetsiz yasayanların dışında burjuva siyaseti ya da devrimci siyaset yapanlar var olmuştur. Bizim asıl üstünde durmamız gereken konu şu ya da bu yaklaşımları düzeltmek bu yaklaşımlarla tartışmak değil siyaseti kim yapar sorusunu tartışmaktır. Aydıncı tutumun varlığı 19 Aralıklardan beri devam etmektedir. Aydıncı tutum dışında devrimci siyaset izleyenlerin varlığı yok sayılamasa da bizim dışımızda bugün de bağımsız siyaset izleyen yoktur. Öncesinde ortak tutum sergileyen devrimciler bir siyasi çizgi benimseyerek devrimcilik yapsalar da bugün devrimcilik, devrimci siyaset izlemek bir yana, dışında Amerikancı muhalefete bırakılmış durumdadır.
Cezaevlerindeki durum aynı devrimci siyasette olmasalar dahi birbirlerine destek çıkan devrimci militanların varlığı her zaman devrimciliğin canlı kalmasını sağlamış ve içeride izlenen bu tutum dışarıya da aksettirilerek devrimci siyasetin varlığını korumuştur. 19 Aralık’ın damga vurmasının asıl ele alınmasının nedeni; örgütlü mücadeleden kopmadan mücadele verdiklerinden kaynaklıdır. Bugün de var olan tasfiyeci unsurlar 19 Aralık’ta devlete karşı bir tutum sergilemek bir yana örgütlü mücadeleyi kırmaya yönelik devletin yanında yer almışlardır. 19 Aralık’ı var olan devlet mekanizmasına karşı bir boyun eğmeme, teslimiyete karşı gerçekleştirilmiş bir direniştir.
2010’larda gerçekleştirilen açlık grevlerinin 19 Aralık’tan farkı kitlelerin Arap Bahar’ından etkilenerek kitlesel mücadelenin büyümesidir. Bunun neticesinde kitleselleşen eylemlerden korkan devlet kitle eylemlerinin büyüklüğünden kaynaklı masada anlaşmaya gitmiştir.
19 Aralık’ın devrimci mücadelesine sözde sahip çıkanlar alnına kızıl bandanayla yoldaşlar ölümsüzdür diyerek sahip çıkarken asıl devrimcilerin asıl görevi varoşlarda örgütlü mücadele yürütmektir. Örgütlü mücadeleyi yürütmeyen hiç kimse 19 Aralık direnişine sahip çıkamaz. 19 Aralık’ı ele alırken cezaevlerindeki durumdan değil dışarıdaki aydınlara bırakılan siyaseti konuşmak gerekir.
19 Aralık süzgecinden gecen siyasetleri ayrı tutmak gerekir. Bugün 19 Aralık’ın hesabını soracağız diyen siyasetlerle biz nerede hata yaptık kayıplarımız neden bu kadar oldu ya da şu an ne yapmak gerekir diyerek çözüm üretmek gereklidir.
Tarihte burjuva saldırılarına karşı direnişlerinde, yenilgilerinde sorumluluğunu alarak bu direnişler bu yenilgiler bizim eksikliklerimizdir demek bizim siyaset sahnesine geç çıkmamızdan platformun yokluğundan ve parti olamayışından kaynaklıdır. Biz eğer bugün devlet mekanizmasını alt edeceğiz burjuva düzeni yıkacağız diyorsak biz bunu 19 Aralık militanları gibi militanlarla yapacağız. Komünistlerin birliği mücadelesi devrimci bir partiyle taçlanmadığı sürece bu tarz yenilgiler alınacaktır. 19 Aralık bir yenilgi ve Gazi ayaklanması da istenilen sonuca ulaşamadıysa bu bir önderlik eksikliğinden kaynaklıdır. Biz komünistlerin verdiği mücadele bugün devrimci bir parti inşası mücadelesidir.”
Yöneltilen sorular şunlardı:
-Devlet neden 2000’li yıllarda gerçekleştirdiği geri durma tutumunu 90’larda sergilememiştir?
-Bugün öncü savaş stratejisi olanlar için ne denilmektedir?
Cevaplarımız:
Bu tarz strateji ve hareketlerin varlığı devletin başarısızlığından ortaya çıkar. Devletin güçsüzlüğünden kaynaklı çıkan gerilla hareketleri devletin güçlü olduğu zamanda masada uzlaşmacı bir tutum sergiler. Bizler biliyoruz ki herhangi başka bir hareket eğer kitlelerden kopuk bağımsız bir şekilde ilerlerse başarısızlıkları kaçınılmaz olur.
Bu oturumu hali hazırda güncel olarak ele alınabilecek, bugün asla unutmayacağız, unutturmayacağız şiarlarını dile getiren, konu 19 Aralık olunca unutulmaması gerekenlerin karşı devrimin halk düşmanı kimliğini gizlemeye gerek duymayan temsilcilerinden ibaret değildir. Bugün 19 Aralık’ta yitirdiklerimizi devrimci şiirlerle anıp o dönem tek bir cenazede bile boy göstermeyenleri unutmayacağız.
1 Mayıs Mahallesi’nden Komünistler