thumbnail of Komünistlerin Gözüyle Siyasi Portreler

İki haftalık periyotlarla düzenli olarak gerçekleştirdiğimiz broşür okumalarımızın 3. oturumunu yaptık. Bu oturumumuzda ‘Komünistlerin Gözüyle Siyasi Portreler’den, “Kitleler Önderlik Ararken Sözcülükle Yetinen Bir Devrimci Papaz: Jacques Roux” kısmını ele aldık.

Söz alan yoldaş şunları dile getirdi:

“Jacques Roux’u ele alırken iki ana başlık oluşturarak başlamak istiyorum. Birinci başlığımız sivil toplumculuk olurken ikinci başlığımız devrimcilik olacaktır. Bu iki başlığın neye tekabül ettiğini irdeleyeceğiz. Roux’tan söz ederken Fransız Devrimi’nin en çalkantılı zamanlarında adından en çok söz edilen, en azından Paris’te iyi tanınan ve Robespierre’in en güçlü olduğu zamanda bile kolaylıkla alt edemediği bir kişilik olduğu halde, sonradan adı unutulmuş, bir gravür resmi bile kalmamıştır Roux. Oysa devrimin ilk gününden ölümüne kadar ayaklanan yığınların doğal sözcülerinden biri olarak sivrilmiş ve sevilmiştir.

O zamanki Fransa’nın altını üstüne getiren yığınların asıl ihtiyacı onlara siyasal iktidarı alma yolunu açacak bir siyasal önderlik iken Roux bu ihtiyacı karşılama yönünde hiçbir adım atmamıştır. Roux bir önderlik ihtiyacıyla yanıp tutuşan bu kitlenin önderi olmaktan çok sadık bir sözcüsü, bir tercümanı olarak kalmıştır. Bugün düzenin iyileştirilmesinden yana reform taleplerinde bulunanları buna örnek olarak gösterebiliriz. Oysa devrimci görev, iktidarı hedeflemekten geçmektedir. Bugün en ufak talep dahi devrimden, zor yoluyla elde edilmekten geçer. Aynı zamanda Roux vb. gibi demokrasi mücadelesi hattında olanların bunun bir devrim mücadelesi olduğunu da unutmaması gerekir. Bugün asıl yapılması gereken de devrim mücadelesi vermektir.

Peki nasıl bir devrimden bahsetmekteyiz?

Babeuf’lerin mirasında olduğu gibi Bolşevik tipte bir Dünya Komünist Partisi yaratmaktan, proleter bir devrimden bahsediyoruz.”

Sunumun ardından soru-cevap kısmına geçildi.

“Soru bölümü:

  • Devrimci bir partiden bahsettik, Gezi Ayaklanmasında böyle bir parti olsaydı buna yön verebilir miydi?
  • Devrimciler, reformistler namlunun ucundadır dedik. Peki burjuvazi her daim saldırıda mı bulunmakta?
  • Jakoben iktidarı ile TC iktidarı arasında benzerlik var mıdır?
  • Roux için sözcülükle yetinmiştir dedik. Bunun bağlı olduğu yer ile ilintisi var mıdır?

Cevap bölümü:

Gezi Ayaklanmasında böyle bir parti olsaydı buna yön veremeyebilirdi. Önemli olan bu cüreti kuşanacak partinin yaratılmasıdır.

Elbette her dönem aynı baskıyı yaratmayacaktır. Kendine tehdit unsuru olarak gördüğü zamanlarda saldırı pozisyonunda olacaktır. Bugün HDP’nin sokak talebi olsa kitleyi harekete geçirecek düzeydedir fakat reform talepleriyle sınırlı kalmaktadır.

Evet bugünkü TC ile o zamanki Jakobenler aynıdır diyebiliriz.

Halk arasında topluma yön verecek taleplerle öne çıkmaktadır. Sözcü kalmasını devrimci olmamasıyla bağdaştırabiliriz.”

 

1 Mayıs Mahallesi’nden Komünistler