“Devletin Olmadığı Yerde Gündem Emekçilerin İktidarıdır” başlıklı gazetemizi 1 Mayıs Mahallesi’nde esnaflara yaygın olarak sattık.
Rejim krizine son verecek devrimci müdahalenin ve devrimci odağın eksikliğini yaşadığımız günümüzde, rejim krizi giderek derinleşmekte. Erdoğan’ın ve Amerikancı muhalefetin açmazları çoktan beridir ortaya net bir şekilde çıkmış durumda. Erdoğan’dan kurtulmanın tek yolunun seçimler olduğu hayali burjuvazinin farklı kanatlarınca ve sol tarafından emekçi yığınlara propaganda edilmektedir. Hükümetin karşısında yer alan emekçiler bakımından tek seçenek olarak parlamento işaret edilmekte yahut buna ses çıkarmayarak yol verilmektedir.
Lenin Ne Yapmalı broşürünün “Ekonomistlerin İlkelliği ve Devrimciler Örgütü” başlıklı bölümünde “Her örgütün niteliği doğal ve kaçınılmaz olarak o örgütün eylemlerinin içeriğiyle belirlenir.” diyordu. Büyük yıkımlara yol açan depremin yarattığı enkaz hâlâ ortadayken, devletten önce bölgede yerini alan sol hareketi emekçileri depremin sorumluları burjuva düzenin ve onun patron partilerine karşı mücadeleyi yükseltmeye yöneltmek yerine sivil toplumcu pratikleri tercih etti.
Kendisine, depremin enkazlarını kaldırmak emekçilerin yaralarını sarmak görevini biçen sola karşın komünistlerin birliğini savunanlar olarak bir parçası olduğumuz dayanışma faaliyeti içerisinde emekçilere yönelik propaganda faaliyetimizde her türden felaketin karşısında zarar görmemenin ancak emekçilerin iktidarında, proletarya diktatörlüğünde mümkün olduğunu; bunun ise ancak bir devrimle mümkün olabileceğini öne çıkardık. Günümüzün en acil ihtiyacını, emekçilerin mücadelesini devrimle taçlandıracak devrimci partiyi yaratma çağrımızı yineledik.
“Devrim için devrimci parti” ve “Yaşasın Komünistlerin Birliği” sloganları ise çağrımızın somutlandığı zeminin adıdır.
Anadolu Yakası’ndan Komünistler