19 Kasım’da bizlerinde örgütleyicisi olduğumuz İşçi Emekçi Birliğinin “Açlık, Yoksulluk, Baskı, Savaş ve Sömürü Düzenine Artık Yeter!” şiarlı işçi emekçi mitinginin çalışmasını 1 Mayıs Mahallesi’nde gerçekleştirdik.

Bu çalışma kapsamında öncelikle, 1 Mayıs Mahallesi’nde yöre dernekleri ve kurumları ziyaret ettik. Dernek yöneticileri ve üyeleriyle sohbetler gerçekleştirdik. Davetlerimizde mitinge katılmalarının, destek vermelerinin anlamlı ve önemli bulduğumuzu söylerken tüm sorunların çözümünün de birleşik eylemlerden geçeceğini vurguladık.

Diğer bir çalışmamız ise 1 Mayıs Mahallesi pazarında yaygın dağıtım yapmak oldu. Ortak imzalı bildirilerle birlikte Köz olarak çıkartmış olduğumuz bildirilerin dağıtımı gerçekleştirdik. Toplumun en dışına itilen, açlığa ve baskıya mahkûm edilenin bizler olduğunu o halde en basit haklarımızı kazanmak için dahi birleşik eylem ve örgütten başka silahımız olmadığını ajite ederek çalışmamızı gerçekleştirdik.

Aynı zamanda mitinge davet etmek üzere ev ziyaretleri gerçekleştirdik. Ev ziyaretlerinde gündem genellikle açlık, yoksulluk sorunları üzerinden açıldı. Bir ailenin yaşamını zor geçindirdiği, devlet okullarında dahi fahiş ücretler istendiği gibi konular genel sorunların tablosunu çizmekteydi. Bu sorunlar elbette her bir ziyarette farklı ya da başka boyutlarda karşımıza çıkmaktaydı. Bu mitingin anlamını ortaya çıkaranın bugün hükümetin karşısında tüm ezilen ve emekçilerin bir araya gelmesi olduğunu belirtmekti.

Tüm bu çalışmalar ile birlikte “Tek Bir İşçi Sigortasız, Tek Bir İş Yeri Sendikasız Kalmasın; Saldırıları Püskürtmek, Temel Haklarımızı Savunmak için Hükümetin Karşısında Eylemli Mücadeleye!” şiarlı ozalitlerimizi 1 Mayıs Mahallesi duvarlarına astık.

Miting gününe geldiğimizde, katılımın az olduğu su götürmez bir gerçekti. Yaptığımız çalışmalarda, ev ziyaretlerinde, tüm bu sorunları konuşmayı, öğrenmeyi anlamlı ve olumlu bulmaktayız. Miting, örgütlendiği şiar kapsamıyla bu çalışmaya hizmet etmiştir. Katılımın yanı sıra bizler açısından daha çok ev ziyareti, sohbetler edememiş olmamız eksiklik olmuştur. Öte yandan miting alanına taşıdığımız pankart, Meriç’te katledilen 4 devrimciyi unutmamak ve alana taşımak, güncel ve yakıcı bir sorun olan Filistin’in yanısıra Kürdistan ve Rojava’yı da atlamadan haykırmak bizler açısından siyasi olarak bu noktaların altının çizilmesinin önemini bir kez daha göstermiştir. Bizler biliyoruz ki, Filistinlilerin, Kürtlerin üzerindeki saldırılara ses çıkarmak demek hükümetin karşısında olmak demektir. Tüm sorunlar birbirlerine bağımlı ve tek bir çözüm yoluna sahiptir. O çözüm yolu da bugün işçilerin esaretinin yanında tüm ezilen ulusların esaretinin olduğunu, bu esaretin ancak ve ancak hükümeti devirmekle kalkacağını söylemekten geçecektir. 19 Kasım mitingi bizlerin oraya katılış çizgimizle bizlere bunu bir kez daha göstermiştir.

Köz’ün arkasında duran komünistler olarak bu şiarlı haykırmaya devam edeceğiz!

Hükümetin Karşısına Kitlesel ve Birleşik Eylemlerle Dikilelim!

Anadolu Yakası’ndan Komünistler