Suruç’un 4. yılında Suruç aileleri İnisiyatifinin çağrısıyla anmalar örgütlendi. Bu anmaları çalışmasını ortak yapmak amacıyla 1 Mayıs Mahallesi’nde ESP bir çağrı yaptı. Bu çağrı üzerine ESP, SMF, SODAP, HDP, DHP, PSAKD ve KöZ olarak bir araya geldik. Yaptığımız toplantıda Kadıköy’de gerçekleştirilecek oturma eylemi ve yürüyüşün duyurusunu ve çağrısını ortak yapma kararı aldık. Bu çalışmaların dışında 1 Mayıs Mahallesi’nde de ortak bir Suruç anması yapmayı önerdik. Bu önerimiz katılan siyasetler tarafından kabul gördü.
20 Temmuz Kadıköy’deki anmaların, 3 Ağustos’ta Beşiktaş’ta yapılacak olan konserin ve mahallede örgütlediğimiz anmanın duyurusunu içeren el ilanları hazırladık. 500 den fazla el ilanını mahallede ESP, SODAP ve KöZ olarak dağıttık. Kadıköy’deki anmalarının ardından mahalledeki anmanın tekrardan duyurusunu yapmak üzere A-3 ilanlar hazırladık. Bu ilanları da, HDP, SODAP ve KöZ olarak mahalledeki esnafların camlarına asarak etkinliğe çağrı yaptık.
27 Temmuz Cumartesi günü 1 Mayıs Mahallesi Cemevinde anma etkinliği için toplandık. Etkinliğe mahallemizde bulunan siyasetlerden, HDP, ESP, SODAP, EMEP, KöZ ve PSAKD’den de üyeler katıldı. Etkinlikte ilk olarak Suruç başta olmak üzere devrim mücadelesinde yitirdiğimiz tüm devrimciler için bir dakikalık saygı duruşu yapıldı. Ardından, Suruç katliamı ile ilgili hazırlanmış olan belgesel gösterimi yapıldı.
Belgesel gösteriminden sonra bazı kurumlar söz alarak konuşma gerçekleştirdiler.
Suruç Aileleri İnisiyastifi adına konuşan arkadaş: “Devletin savaş siyaseti Suruç’la yeniden başlamıştır, ülkenin dört bir yanından Suruç’a gidenler Halkların kardeşliği ve devrim mücadelesini büyütmek için gitmişlerdir. Rojava devrimine destek amaçlı gitmişlerdir. Bu katliama karşı adalet arayışımızı 4 yıldır sürdürüyoruz ve bu mücadeleden de asla vazgeçmeyeceğiz.”
KÖZ adına söz alan yoldaş da şu noktalara değindi: “Suruç’u anarken o süreci ve sonrasında gelişen olayları ele almak gerekir. Aslında Suruç’a gelinen süreç öncesinde buna benzer bir dizi saldırı da kendisini göstermiştir. 7 Haziran Seçim sürecinde Seni Başkan Yaptırmayacağız diyerek Erdoğan’a karşı başlatılan seçim çalışmaları Gezi ayaklanmasını rüzgarını arkasına almayı başarmıştı. Bir diğer yandan da Rojava devriminin rüzgarları bu topraklarda kendisini iyiden iyiye hissettiriyordu. Bombalı saldırılar işte bu süreçte ayyuka çıkmaya başladı. Seçimlerden önce Adana’da HDP bürolarına yapılan bombalı saldırılar, ardından Erzurum’daki seçim mitingindeki linç girişimleri, ardından Ağrı’daki saldırılar ve nihayetinde Amed seçim mitingindeki patlama. Bu saldırılar karşısında sürekli aynı gerekçeyle yani provakasyonlara gelmeyelim diyerek eylemli mücadeleden geri duran bir tutum sergilendi. Her saldırı karşısında sokak mücadelesi yükseltilemediği için bir sonraki saldırıyla karşı karşıya kaldık. İşte Amed’deki saldırıya güçlü bir yanıt veremediğimiz için Suruç’u yaşadık, buna karşı bir yanıt veremediğimiz için Ankara gar katliamını yaşadık. Yani işin özü saldırılara karşı burjuva düzeninden adalet beklenilemez, bu düzeni daha fazla demokratikleştireceğiz diyerek parlamenter yollara mücadeleyi hapsedenler elbette bu saldırıları katliamları durduramayacaklardır. Burjuva demokrasisi denilen düzen özü itibariyle burjuva diktatörlüğüdür ve bu diktatörlüğün kılıcının keskin yanı her zaman devrimcilerin boynuna doğrudur. İşte Suruç’ta da bu düzenin kılıcı devrimcilerin boynuna indirilmiştir. Bu sebepten kaynaklı Suruç’u anarken Kobaneye oyuncak götüren çocuklar yada gençler diyerek anmak değil, Rojava devrimine yüzünü dönmüş olan devrimciler diyerek anmak gerekir. Bizler KÖZ’ün arkasında duran komünistler olarak Suruç dahil tüm katliamların hesabının sorulabilmesinin ancak ve ancak bir devrim mücadelesiyle gerçekleşeceğine inanıyoruz. Bu topraklarda da böylesi bir proleter devrimi gerçek kılmanın mücadelesini yürütüyoruz.”
HDP adına söz alan arkadaş: “Biz 7 Haziran seçimleri sürecini birlikte yaşadık. Parlamentoya 80 milletvekili sokarak onları yenmiştik. Bunun gerçekleşeceğini bilerek seçimler öncesinde bir dizi organize saldırı gerçekleştirdiler. Bu saldırılara rağmen seçimleri kazandık. Kobane’ye destek amacıyla oralara gitmeye çalışan yoldaşlarımız böylesi bir katliamla karşılaştılar. Onların mücadelesini yaşatacağız, orta doğuda demokratik bir rejimi inşa edeceğiz.”
HDK adına söz alan arkadaş: “Suruç’a gidenler oyuncak götürmek değil, Rojava’ya destek amacıyla gitmişlerdir. Orta doğuda daha fazla Rojavaların oluşmasını engellemek için en iyi yollardan biride bombalardı. Suruç’ta yapılanda bunlardan sadece birisiydi. Bu sürecin son adımı da Ankara katliamı olmuştur. Devletin ve emperyalistlerin bu saldırılarına karşı her yeri Rojava yapmamız gerekir, bunun içinde meclisleri kurarak bu işleyiş modelini geliştirmek zorundayız.”
ESP adına konuşma yapan arkadaş: “Suruç’ta gerçekleştirilen saldırı, Rojava devrimini bu topraklardaki mücadeleyle birleştirmeyi engellemek için gerçekleştirilmiştir. Gezinin yolundan gidenlerin Rojava devrimiyle buluşmak isteyenlerin uğradığı bir katliamdır Suruç. Merkezinde sömürgeci, faşist ve tekçi olan bu devletin olduğu ve ışid gibi gerici unsurları da yanına alarak gerçekleştirdiği bir saldırıdır bu. Bugün bizim üzerimize düşende Suruç’ta yitirdiklerimizin mirasına sahip çıkmak ve onların gösterdiği yoldan yürümektir.”
Yapılan konuşmalarının ardından PSAKD’nin Suruç’ta yitirdiklerimiz için verdiği yemeğe geçilerek etkinlik sonlandırıldı.
Suruç’un Hesabı Ancak Devrimle Sorulacak!
1 Mayıs Mahallesi’nden Komünistler