2 Eylül 1977’de kurulan 1 Mayıs Mahallesi’nin kuruluş festivalinin bu sene 20.’si düzenlendi. 2-3-4 Eylül tarihlerinde gerçekleşen kuruluş festivalinin örgütlenmesinde önceki yıllarda olduğu gibi bu sene de yer aldık. Bizimle birlikte festival örgütlenmesinde; Anadolu Yakası Dersimliler Derneği, EMEP, ESP, Güç-Der, HDK, Partizan, PSAKD ve SMF bulundu.

Üç gün süren festivalin ana programında, ilk gün gerçekleşecek “Ekonomik Kriz Kıskacında İşçi, Emekçi ve Kadınlar” başlıklı bir forum, 2. gün 1 Mayıs Mahallesi’nin güncel sorunlarını barındıran kentsel dönüşüm ile ilgili bir panel, 3. gün ise yürüyüş ve “Güncel Siyasal Gelişmeler ve Sorumluluklarımız” başlıklı bir panel yapılması planlandı.

Bizler KöZ’ün arkasında duran komünistler olarak festival toplantılarını en başından itibaren düzenli olarak takip ettik. Her yıl olduğu gibi bu yıl da diğer siyaset ve kurumların genel eğilimi halka gitmek, halka ulaşmaktı. Festivalin örgütlenmesinin daha yerelci ve mahalle sorunlarına yönelik bir içerikle yapılması ve şiarların buna dair  oluşturulması gerekliliğinin altını çizdiler. Tüm bu yerel sorunlar altında somut olarak hedef göstermeden, var olan iktidara karşı bir söz söylenmeden perspektif oluşturuldu. Bizler ise, gerek yerel bazda gerekse de bu coğrafya da gerçekleşen saldırıların merkezinin aynı olduğunu belirterek; bu süreçte yerelde kalınmaması, festival içeriğinin hedefine Cumhur İttifakı’nın konulması, siyasetin somuta indirgenerek net bir mücadele hattı örülmesi ve soyut bir faşizm tahlilini ön plana çıkarmaktan ve içerik olarak da yerelci eğilimlerden kaçınılması gerektiğini ifade ettik. Yapılan tartışmalar sonucunda “Yasaklara, Yoksulluğa, Yozlaşmaya, Kentsel Dönüşüme Karşı 2 Eylül Festivali’nde Buluşalım Mücadeleyi Büyütelim!” şiarıyla festival örgütlendi.

İlk gün gerçekleşen forumun açılış konuşmasında bugün bir ekonomik krizin olduğu, tüm kadınların artan zamlarla birlikte bu süreçten daha fazla etkilendiği anlatıldı. Söz alan kadınlar ”biz kadınlar susturuluyor geri planda tutuluyoruz, bizlerin de söz hakı var ve örgütlenmeliyiz birlikte durmalıyız birlikte hareket etmeliyiz” mesajlarını taşıyan konuşmalar gerçekleştirdi.

Biz ise temelinde de yatan bir iktidar sorunu olduğunu hatırlatarak konuşmamıza başladık. Zira var olan iktidar her şekilde saldırısına devam etmektedir. Bu saldırı salt kadınlara yönelik değil tüm işçi, emekçi, Kürtlere ve diğer kesimleredir. Bugün bu saldırılara nasıl yanıt verileceği önemlidir. Bu saldırıların cevabı ancak tüm emekçi ve ezilen kesimlerin kitlesel eylemlerinden geçecektir. Yaklaşan seçimlere dair biz söz söylemekle kalmayıp somut bir mücadele hattının çizilmesi şarttır. Bu mücadele hattının ise Cumhur İttifakından kurtulmak için Amerikancı yolların değil, seçimlerde bağımsız bir adayın desteklenmesiyle mümkün olacağını ifade ettik.

4 Eylül Pazar günü planlanan “2 Eylül Anma Yürüyüşü” kaymakamlığın yasaklama kararıyla karşılaştı. Bunun üzerine festival tertip komitesi basın açıklaması gerçekleştirme kararı verdi. Basın açıklaması öncesi tüm mahalle polis ablukası altına alındı. Basın açıklamasının gerçekleştirileceği yer olan Şükrü Sarıtaş Parkı bizlerden önce polis tarafından dolduruldu. Eylemin başlayacağı yer olan parka geldiğimizde yoğun polis ablukasıyla karşılaştık. Toplanan kitle ve siyasetlerin temsili flamalarıyla katıldığı basın açıklamasında, polis Partizan flamalarının indirilmesini indirilmediği takdirde ise müdahale edeceğini duyurdu. Tertip komitesi önceden konuşarak basın açıklamasına temsili flama ile katılma müdahale olması durumunda da siyaset ya da kurum flamalarını indirmeme kararı alınmıştı.

71-72 Kopuşunun önderlerinden olan İbrahim Kaypakkaya portresini öne sürerek basın açıklaması engellendi. “Yaşasın 2 Eylül Direnişimiz, Yaşasın Devrimci Dayanışma, Önderimiz İbrahim Kaypakkaya” sloganları eşliğinde yapılan müdahale sonucunda aralarında 12 yoldaşımızın da bulunduğu toplam 34 kişi gözaltına alındı.
Bizler KöZ’ün arkasında duran komünistler olarak bu gerçekleştirilemeyen basın açıklamasına; “Ezilenlerin Düşmanı Burjuva İttifaklara İki Turda da Oy Yok!, Burjuva İttifaklara Karşı Ezilenlerin Cumhurbaşkanı Adayıyla Seçimlere, Cumhurbaşkanlığı Seçiminde Bağımsız Aday Göstermeyenler Devrimci Mücadeleden Bahsetmesin!” şiarlı döviz ve flamalarımızla katılım sağladık.

Yapılan müdahalenin sonrasında festivalin ne olacağına dair konuşmak için festival tertip komitesi toplantı gerçekleştirdi. Yapılan toplantıda, programın kaldığı yerden devam etmesi ve stantların hepsinin açılması gerekliği üzerinde duruldu. Müdahaleyi de teşhir etmek için yeni bir yazı kaleme alındı ve sahneden okundu. 4 Eylül Pazar günü yapılacak olan “Güncel Siyasal Süreç ve Sorumluluklarımız” adlı panel çoğu siyasetin konuşmacılarının gözaltına alınması nedeniyle gerçekleştirilemedi. Ardından gerçekleştirilmesi planlanan festival olağan seyriyle devam ettirildi.

KöZ’ün arkasında duran komünistler olarak bu festivalde standımızı açarak, son süreçte öne çıkartmış olduğumuz yaklaşan seçimlerle birlikte bağımsız bir emekçi hareketi için seçimlerde bağımsız tutumun altını çizdik. Bu yönde hazırlamış olduğumuz “Ezilenlerin Düşmanı Burjuva İttifaklara İki Turda da Oy Yok!” şiarlı bildiri ve “Rejim Krizine Burjuva Çözüm Değil, Proleter Çözüm” manşetli son gazete sayımızın yaygın olarak dağıtımını gerçekleştirdik. Zira bugün içerisinde bulunduğumuz süreç rejim krizinin derinleştiği bir atmosferde emekçi ve ezilenlerin bağımsız mücadele hattının nasıl çizilmesi gerektiğine ışık tutmalıdır. Dünyada tüm iktisadi ve siyasi bunalım emekçilerin başkaldırılarıyla genişlerken Türkiye’de bu atmosfer seçimler somutluğunda hüküm sürmektedir. Bugün Cumhurbaşkanlığı seçimine dair net bir hat çizilmeden yapılan devrim vurguları ise Millet İttifakı’nın dümenine su taşımaktan öteye geçememektedir. Devrimci bir hareketten söz etmek ise hiçbir durumda düzen partilerini desteklememekten geçecektir. Cumhur İttifakına karşı da Millet İttifakına yedeklenmemek, bağımsız bir hatta düzenin iki gerici ittifakına oy yok çağrısını yükseltmek gereklidir. Bizler bu bilinçle bulunduğumuz alanlara müdahale edecek ve bu şiarları yükseltmeye devam edeceğiz.

 

Yaşasın Komünistlerin Birliği!

Anadolu Yakası’ndan Komünistler