1 Mayıs Mahallesi’nde 1 Mayıs öncesinde hem eyleme hem de içinde çalışma yürüttüğümüz Mayısta Yaşam Kooperatifi’nin düzenlediği 1 Mayıs pikniğine davet etmek için ev ziyaretleri düzenledik. Ev ziyaretlerinin tamamında 1 Mayıs hakkında sohbet edip ilişkilerimizi pikniğe davet ettik. Ancak farklı evlerde ziyaret ettiğimiz emekçileri ilgilendiren farklı gündemler de vardı.
Daha önce piknik ve etkinliklere katılan bir emekçinin evinde seçimlerin sonuçları ve AKP-MHP ilişkisi üzerine sohbet ettik. Arkadaşımız 1 Mayıs mitinginin nerede olacağı konusunda kafasının karışık olduğunu anlattı. 1 Mayıs’a bu denli yaklaşmışken bir miting alanı tarif edilememesinin emekçilerin arasında kitlesel 1 Mayıs çalışmasını engellediğini anlattık.
Şehir Savaşları öncesi siyasette aktif olan emekçilerin olduğu bir diğer evde ise Kürtlerin yaşadığı sıkıntılar gündemin önemli bir parçasıydı. Davaları süren, bu nedenle kayıtlı olarak çalışamadığından bahseden arkadaşımız çalışabildiği yerlerde ise Kürt olduğu için uğradığı mobbingden bahsetti. Pikniğe katılacağını ancak 1 Mayıs eylemi gibi siyasi eylem ve etkinliklere katılma konusunda çekindiğini anlattı.
Emekçilerin sorunları farklı yönleriyle tüm ziyaretlerimizin gündemine girdi. Lise çağında üç cocuğu olan bir emekçinin evinde eğitimde borçlanma sorunu hakkında konuştuk. Çok fazla kredi kartı açmadan, tüm kartlara borçlanmadan çocuk okutmanın imkansız olduğunu bir aylık gelir-gider döngüsü üzerinden anlattı.
İş saatleri nedeniyle uzun görüşme imkanı bulamadığımız iki arkadaşımıza da ziyaretler sırasında Mayısta Yaşam’ın piknik biletlerini sattık, Mayısta Yaşam Kooperatifi’nin düzenlediği 1 Mayıs eylemine davet ettik.
Geçtiğimiz sene depremin ardından düzenlenen dayanışma kampanyası vesilesiyle Mayısta Yaşam Kooperatifi’ne gelen ve bu sürecin ardından bizimle düzenli görüşen başka bir emekçinin evinde ise kitle içinde çalışma yürütmenin anlamını tartıştık. Arkadaşımız kitle içinde çalışma yürütürken siyasi görüşü farklı kesimlerle karşılaşılacağı için kendi söylemlerimizi yumuşatmanın daha iyi olacağını savunuyordu. Biz ise kitle faaliyeti yürüten komünistler olduğumuzu, kitle ile fikirlerimizin örtüşmemesinin doğal olduğunu, ama bunun komünist kimliğini saklamamızı gerektirmediğini anlattık. Bir kitle örgütünde birleştiren unsurun komünizmin ilkeleri değil kitle faaliyeti olduğunu konuştuk.
Kitle içinde çalışma konusunda yaşanan kafa karışıklığı da yine ziyaretlerimizde ortak bir temaydı. Bir ziyaretimizi Çaz-Der’deki kadın etkinliğine yaptık ve oradaki arkadaşlarımızla sohbet ettik. Sohbetimiz sırasında sık sık piknik hakkında öneriler, fikirler iletildi. Biz Mayısta Yaşam ortakları ile emekçiler arasında pikniğe davet eden-edilen diye bir ayrımın olmasındansa herkesin bu pikniğin örgütlenmesine katılmasının daha anlamlı bir çalışma olduğunu anlattık. Bu eksiklik elbette konuştuğumuz emekçilerden kaynaklanmıyor, kooperatifte emekçileri örgütlendirebilmek, buradaki örnekte pikniğin beraber organize edilmesi için koşulları oluşturmak orada faaliyet yürüten komünistlerin sorumluluğudur. İçinde faaliyet yürüttüğümüz Mayısta Yaşam Kooperatifi’nde bu eksikliği gidermek adına hareket edeceğiz.
Anadolu Yakası’ndan Komünistler