Yaklaşık bir ay önce, 1 Mayıs’ı işçilerin mücadele günü ve demokrasi savaşının bir parçası olarak kutlamak için emekçilerden yana olan tüm sol siyasetlere CHP ve güdümündeki sendikaları beklemeden 1 Mayıs’ı solun en geniş eylem birliğiyle bağımsız bir çizgide örgütlemek için çağrı yaptık. Bağımsız bir mitingin örgütlenemediği koşullarda var olan miting ve eylemlere küsmek yerine bu eylemlere, propaganda ve ajitasyon özgürlüğü prensibine dayanan, düzen partilerinden bağımsız ortak bir tutum alarak katılmak için girişimlerde bulunduk. Bir taraftan CHP’den bağımsız bir varlığı olduğunu ifade eden bir paydayı oluşturmak için hareket ederken, bir taraftan da 1 Mayıs gündemli eylem ve etkinliklere devrimci dayanışmanın bir parçası olduğunun bilinciyle güç verdik.

1 Mayıs piknikleri bu etkinliklerin başında geliyordu. 20 Nisan Pazar günü, hem Kaldıraç Hareketi’nin hem de Mayısta Yaşam Kooperatifi’nin 1 Mayıs pikniği vardı.

“Umut Sende, Bizde, Devrimde” şiarıyla Kaldıraç, İşçi Gazetesi, AKA-DER ve Özgür Lise’nin Aydos Ormanı’nda düzenlediği pikniğe katılarak standımızı açtık. “Hükümetin Karşısına Bağımsız Emekçi Seferberliği ile Dikilelim! Rehine Pazarlığına Geçit Yok!” manşetli 146. sayısı ve Mart özel sayımızla beraber dergi ve kitaplarımıza da stantta yer verdik. Piknikte yemek müzik, halay ve oyunların yanı sıra hem örgütleyici kurumlar hem de Özgür Üniversite Hareketi adına sahneden konuşmalar yapıldı.

Kaldıraç adına yapılan konuşmada Taksim’in işçi sınıfı için her zaman 1 Mayıs meydanı olduğu vurgulandı. Kadınların, doğasını ve yaşamını savunanların, öğrenci gençliğin ve tüm direnenlerin kendisini ifade etmek için alanlara aktığı 1 Mayısların dünyadakinden farklı olarak bu coğrafyada bütün ülkenin en siyasal günü olduğu ifade edildi. Hem 2024 Saraçhane 1 Mayıs direnişi hem de 19 Mart’tan itibaren bir aydır süren direniş sebebiyle Kadıköy’ü açmak zorunda kaldıklarını ve bunun önemli bir adım olduğunu söyleyen Kaldıraç konuşmacısı, Taksim 1 Mayısı’nı örgütlemenin ciddi bir konu olduğunu ve ancak mücadeleyle açılabileceğini vurguladı. Kadıköy’de kitlesel bir kortejle kitlesel bir 1 Mayıs için tüm coşkumuzla alanlara akmamız gerektiğini söyleyerek konuşmasını sonlandırdı.

Aynı zamanda piknik için ilettiğimiz dayanışma mesajımız sahneden okundu:

“Merhaba arkadaşlar! Sizleri Köz adına selamlıyoruz. Bizlere 1 Mayıs pikniğinizde söz verdiğiniz için teşekkür ederiz.

İktidarın saldırılarına karşı ortak bir mücadele verme ihtiyacının çok daha yakıcı ve önemli olduğu bir dönemden geçiyoruz. Böyle bir tabloda eylem ve etkinliklerimizde buluşmak, birbirimize güç vermek gerekiyor. İşçi Emekçi Birliği’nde işçi sınıfının bağımsız siyasetini örmeye çalışırken gösterdiğimiz devrimci dayanışmayı daha da büyütmek hepimizin sorumluluğudur. Pikniğinizi bu duygularla selamlıyoruz.

Yaşasın devrimci dayanışma!
Yaşasın 1 Mayıs!
1 Mayıs kızıldır, kızıl kalacak!”

Kaldıraç’ın 1 Mayıs pikniğiyle aynı gün, Mayısta Yaşam’ın Kemerburgaz’da düzenlediği 1 Mayıs pikniğine de Köz olarak katıldık. Standımızı açıp 1 Mayıs’a ilişkin pankartlarımızı astık. Mayısta Yaşam’ın ortakları, öğrencileri ve dostlarının yanı sıra bizim dışımızda pikniğe DEM Parti Göç ve Mülteci Komisyonu, HDK Gençlik Meclisi ve HDK de katılanlar arasındaydı.

Piknikte düzenlenen 1 Mayıs gündemli forumda, Mayısta Yaşam 1998’den beri varoşlarda “rekabet değil dayanışma” diyerek sürdürdüğü eğitim dayanışmasını ve “öğrenciye iş çalışana öğrenim hakkı” mücadelesini anlatan ve 1 Mayıs’a çağıran bir konuşma yaptı. HDK Eş Sözcüsü Ali Kenanoğlu güncel gelişmelerden söz edip Newrozlardan güç alarak 1 Mayıs’ta olacaklarını vurguladı. Mayısta Yaşam’ın Tarlabaşı, Gülsuyu ve Okmeydanı’ndan ortak, öğrenci ve dostları 1 Mayıs ve mücadele çağrısını yineleyen konuşmalar yaptılar. Boğaziçi Üniversitesi’nden bir öğrenci 19 Mart’tan itibaren gelişen süreçte üniversitelerde başlayan kitlesel eylemleri anlatarak bu eylemlere katıldığı gerekçesiyle tutuklanan 301 arkadaşı gündem etti; üniversiteler ile mahalleler arasındaki yüksek duvarların ve kayyımların olmadığı bir düzen için 1 Mayıs’ta olacaklarını ifade etti. DEM Parti Göç ve Mülteci Komisyonu ise forumda katledilen maden işçisi Nourtani davasını gündem etti ve bir emekçinin daha kimliğinden, statüsünden dolayı katledilebilir görülmemesi için 1 Mayıs’ta olacaklarını söyledi. HDK Gençlik Meclisi ise bugünkü ekonomik krizin temelinde demokrasi sorunuyla bağlantılı olduğunu, 1 Mayıs’a Öcalan’ın barış ve demokratik toplum çağrısını yükselterek katılacaklarını belirtti.

Biz de Köz olarak forumda söz aldık. 1 Mayıs öncesinde sol akımların ve kitle örgütlerinin düzenlediği etkinlikleri önemli bulduğumuzu belirterek Mayısta Yaşam’a bize yer verdiği için teşekkür ettik. Köz adına konuşan yoldaş, demokrasi sorununun gündemimize 19 Mart’la değil Erdoğan’ın içsavaşı başlattığı 2015’ten itibaren girdiğini, içsavaşın bitirilerek barışın gelmesi sorununun bugün Türkiye’deki demokrasi sorunuyla iç içe geçtiğini anlattı. “Demokrasi nasıl gelecek? Reformlarla mı bir devrimle mi?” sorununun asıl sorun olduğunu, tüm siyasi tutsaklar, çözüm süreci, anayasa ve Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adaylığı sorunlarının da bunun bir parçası olduğunu söyledi:

Biz demokrasi Türkiye’de bir devrim sorunudur, demokrasi ancak devrimle gelebilir diyoruz. Türkiye’de iki yol arasında bir seçim yapmamız gerekiyor:

Yeni anayasa hükümetin 12 Eylül anayasasını yamayarak mı yapılacaktır yoksa emekçilerin ve ezilenlerin özne olarak yaptığı ve kendi iktidar organıyla koruduğu bir anayasa mı olacaktır?

Sözü edilen barış ezenlerin barışı mı olacaktır yoksa sadece Türkiye’de değil, Kürdistan’da da özgürlüğün kapısını açacak bir barış mı?

Siyasi tutsakların tümü değil bazılarını pazarlık konusu mu yapacağız, yoksa tüm siyasi tutsakların özgürlüğünü mü savunacağız?

Demokrasi sorunu devrim sorunu dediğimizde yanıt vermemiz gereken sorular aynı zamanda bunlardır. Biz emekçilerin yolunu takip ediyoruz. Emekçilerin kendi demokrasisini savunuyoruz. Burjuvazinin yolu değil, proletaryanın yolu derken bunu kastediyoruz.”

1 Mayıs’ta da Newroz’da olduğu gibi bu siyasi içerikle katılacağımızı söyleyen yoldaş, demokrasi için şart olan devrimin de ancak bir devrimci partiyle mümkün olacağını belirtti. Yirmi altı yıldır yükselttiğimiz devrimci bir partinin kuruluş kongresini örgütleme çağrımızı yineleyerek konuşmasını sonlandırdı.

İstanbul’daki bu iki 1 Mayıs pikniğinin yanı sıra Esenyurt’ta BDSP, ESP, Halkevleri, Halk-Der, TİP, Partizan, Yeni Dünya İçin Çağrı ve Sol Parti’nin örgütlediği yerel 1 Mayıs eylemine de güç vermek amaçlı gazetemizin son sayısıyla katıldık. “Yaşasın 1 Mayıs! Bijî Yek Gulan!” pankartıyla, öğlen saat 15.00’te Tabela Havuz’dan Tabela Meydanı’na ajitasyon ve sloganlarla yürüyüş yapıldı. Ardından Esenyurt Belediyesi önünde kayyım tarafından işten çıkarıldığı için direnen işçilerle buluşuldu. Burada DİSK Genel-İş 2 No’lu Şube Başkanı ve CHP Esenyurt da açıklama yaptı. Esenyurt Dayanışması adına okunan basın açıklamasında ise kavga günü olan 1 Mayıs için işçi ve emekçilere çağrı yapıldı. Açıklamalardan sonra müzik ve halaylarla eylem son buldu.

1 Mayıs öncesinde sol akımların ve demokratik kitle örgütlerinin İstanbul’da düzenlediği tüm eylem ve etkinliklere güç ve imkanlarımız doğrultusunda katılamamış olsak da, önümüze koyduğumuz amaçları hayata geçirme yolunda katıldığımız bu faaliyetleri önemli buluyor, olumlu değerlendiriyoruz. Köz’ün arkasında duran komünistler olarak, 1 Mayıs sonrasındaki süreçte de bu perspektifte hareket etmeye devam edeceğiz.

Yaşasın 1 Mayıs! Bijî Yek Gulan!

İstanbul’dan Komünistler