1 Mayıs Mahallesi’nde esnafa ve kahvelere “Yıkımın Sorumlusu Burjuva Devlettir, İşçilerin Cumhur İttifakı’nın İnsafına Değil İktidara İhtiyacı Var!” özel sayımızı dağıttık. Her ne kadar depremde sol akımların “nerede bu devlet?” diye sorması onların hükümete karşı emekçilerin seferberliğini dahi hayal edememelerinden kaynaklansa da kitlelerin aynı soruyu sormaları devlet kurumlarına duydukları güvensizliğin kaçınılmaz bir sonucu. Sohbet edebildiğimiz kesimlerde bu güvensizliği ve öfkenin seçimler konusunda somutlandığını “bu depremden sonra kesin olarak AKP’nin gitmesi gerek” yorumlarında gördük. AKP’yi göndermek için solun geniş kesimlerinin depremi Erdoğan’ın kalesini yıkan son olarak değerlendirdiği göz önünden tutulursa bu beklentiler şaşırtıcı olmamalı.
Ocak sayımızda da yer aldığı şekilde bu tutumumuzu izah ettik. Son zamanlarda solun geniş kesimlerinin özellikle de HDP’nin yeterince ses çıkarmadığını, bu durumun deprem ile daha da görünür hâle geldiğini ve bunun altılı masa ile ortak olmak adına yapıldığını ifade eden bir esnafla da sohbet ettik. Esnaf eleştirilerini seçimlerin gereksiz olduğu saptamasıyla tamamladı. Tarafsız değil bağımsız siyaset derken tam da bu tutumu, seçimleri boş vererek ya da soyut bir boykot ile bağımsız siyasetin bugün mümkün olamayacağını anlattık. Seçimlere bel bağlamak yanlışken, seçimden istifade etmenin parlamenter hesaplara sığmayan bir tutum olduğunu belirtip HDP ile aynı politik çizgide yer almamanın HDP’ye sahip çıkmamak için bir bahane olamayacağının altını çizdik. HDP’ye kapatma davası başta olmak üzere HDP’ye saldırıların seçimlerde ve seçim sonrası yapılacak bir dizi “hukuksuzluk” için prova görevi gördüğünü, bu nedenle HDP’ye sahip çıkmanın emekçilerin tümü için kritik olacağını konuştuk.
Anadolu Yakası’ndan Komünistler