12 Mart Gazi ve 1 Mayıs Mahallesi ayaklanmasının üzerinden 25 yıl geçti. O gün bugündür devrimcilerin öncülüğünde her yıl 12-15 Mart anmaları düzenleniyor. Yıllardır bu anmaların örgütlenmesinde KöZ olarak sorumluluk alarak kurulan platformlar içerisinde yer aldık. Bu sene de 1 Mayıs Mahallesi’nde düzenlenecek anma için siyasetlerle ve kurumlarla bir araya geldik. 15 Mart’ın nasıl örgütlenmesi gerektiğine dair yapılan tartışmalarda, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin önerisi olan; 15 Martı Pir sultan Abdal Kültür Derneği adıyla örgütleme önerisi kabul gördü. Köz olarak bu öneriye karşı çıkmış olsak da toplantıya katılan siyasetler bu öneriyi kabul ettiler. 12/15 mart anmalarının devrimcilerin öncülüğünde örgütlenmesi gerektiği görüşümüz var olan siyasal süreçler gerekçe gösterilerek reddedildi. En nihayetinde PSAKD adıyla 15 Mart anmaları çağrısı yapılmaya başlandı. PSAKD’nin örgütlediği siyasetlerin ise destekçi pozisyonunda basın metnin altına ekleneceği kararlaştırıldı. Sonucun böyle olmasına rağmen KöZ olarak bu örgütlenmedeki sorumluluğumuzu yine yerine getirerek ortak çalışmalarda bulunmaya devam ediyoruz. Böylesi bir 15 Mart anması örgütlenmesinin dışında KöZ olarak ayrı bir bildiri kaleme alarak 1 Mayıs mahallesinde 600 civarında bildiri dağıtarak mahalle emekçilerini 15 Mart anmalarına davet ettik.

15 Mart anma programı:

15 Mart Pazar günü saat: 11:00 da Cemevinden kalkacak bir araçla 15 Mart’a yitirdiklerimizin mezarları ziyaret edilecek.

Saat: 14:30 da cem evinde anma yemeği verilecek.

Saat: 15:00 da cem evinden başlayan anma yürüyüşü gerçekleştirilecek.

 

12/15 Mart’a ilişkin dağıttığımız bildirimiz aşağıdadır.

“12/15 Martlardan Bugüne Devrim Mücadelesi Sürüyor

Bundan tam 25 yıl önce 12 Mart 1995 yılında devlet gene ezilenlere emekçilere yönelik saldırılarından birisini gerçekleştirdi. Hedefte yine devrimcilerle bağı güçlü olan emekçiler vardı. Bu yüzden saldırmak için Gazi Mahallesi’ni seçti. Çünkü devrimcilerle ezilenlerin, emekçilerin buluşması, devleti asıl yıkacak olan işçi ayaklanmalarının temelini oluşturuyordu. Devletin asıl korktuğu da tam olarak buydu. Emekçilerin haklarını devletten nasıl alabileceklerini ve gerçek özgürlüğe nasıl kavuşabileceklerini tek doğru söyleyip bunun mücadelesini yürütenler devrimcilerdir. İşte Gazi Mahallesi’nde devletin saldırmasının asıl sebebi de budur. Çünkü bu mahallelerdekiler, gerçek dostlarının devrimciler, gerçek düşmanlarının da devlet olduğunu bilen emekçilerdir.

25 yıl önce Gazi’deki bu saldırı, emekçileri yıldıramamış, aksine onları devrimcilerin öncülüğünde büyük bir ayaklanmaya sevk etmiştir. Gazi’deki bu ayaklanma yankısını tabi ki de ilk olarak kendisi gibi olan politik mahallelerde bulmuş ve en başta da 1 Mayıs Mahallesi emekçileri 15 Mart günü sokakları kuşatarak Gazi’nin sesine ses katmıştır. Bu ayaklanma devletle göğüs göğüse bir çarpışmaya kadar gitmiş ve Gazi’de 17, 1 Mayıs Mahallesi’nde de 5 emekçi devlet tarafından katledilmiştir. Tüm bu ayaklanmalar içerisinde bulunup eylem dalgasını büyüten devrimcilerden onlarcası gözaltına alınmış, devletin zindanlarına atılmıştır. İşte Hasan Ocak’ta bu eylemlerin içerisinde yer alan, bu eylemlerin büyümesi için gerekli devrimci sorumluluğu üstlenen ve en öne çıkan devrimcilerden birisidir. Göz altına alınıp devlet tarafından katledilerek Gazi ve 1 Mayıs Mahallesi ayaklanmalarında yitirdiklerimiz arasına girmiştir.

Ne Gazi’nin 12 Mart ayaklanması, ne 1 Mayıs Mahallesi’nin verdiği ses, düzen içi hiçbir kurum ya da ittifaka sığmayacak ve teslim olmayacak kadar büyük ve cüretlidir. Çünkü bu ayaklanmaların sığabileceği tek yer vardır ki; o da, Devrimin ta kendisidir. 12 ve 15 Mart ayaklanmalarının bugüne bıraktığı mirasta tamda bu devrim davasıdır. İktidarın nasıl fethedileceğinin, devrimin nasıl yapılacağının gösterildiği yoldur Gazi’nin yolu. Bu yolu takip etmek, düzenin tüm kirli ittifaklarına karşı örgütlenip, bunlara teslim olmayarak, parlamenterist hayallere kapılmayarak, ezilenlerin bağımsız birleşik eylemli mücadelesini yükseltmekten geçer.

16 Mart Halepçe ve Beyazıt katliamlarının hesabını sormakta, Gezi Ayaklanmasında Berkin Elvan başta olmak üzere yitirdiklerimizin hesabını sormakta, Kürdistan’ın dört parçasındaki işgale karşı mücadeleyi yükseltmek için kendini feda edenlerin hesabını sormakta, ancak ve ancak devrim bayrağının yükseltilmesinden geçecektir.

Bundan önce, parlamenterizme ve revizyonizme karşı devrim bayrağının yükseltilmesi cüretini kuşanan tüm devrimcilere sözümüz o dur ki; yükselttiğiniz o bayrak düşmeyecek ve proleter bir devrimin zaferiyle dalgalanmaya devam edecektir.

Gazi’nin Yolu Ayaklanma yoludur, Ayaklanma Yolu Devrim Yoludur!

Yaşasın Komünistlerin Birliği!”

 1 Mayıs Mahallesi’nden Komünistler