Devrimci Sosyalist İşçi Partisi’nin 15 Haziran günü gerçekleştirdiği “15-16 Haziran Bugün Bize Ne Anlatıyor?” başlıklı söyleşiye KöZ’ün arkasında duran komünistler olarak katıldık.
Söyleşide ilk konuşmayı işten atılan ve direnişe geçen Yemeksepeti işçisi Doğu Yılmaz yaptı. Deneyimlerini kısaca aktardıktan sonra 15-16 Haziran hakkında konuşan Doğu Yılmaz; 15-16 Haziran’ın bugün bize yol göstermesi gerektiğini, 68 devrimci gençliğinin etkisiyle karakterini bulan direnişin tarihte biricik bir örnek olduğunu söyledi.
Daha sonra söz alan DSİP’li Kenan Gedikli, 15-16 Haziran’a dair anılarından kısaca bahsetti. İşçilerin DİSK’te örgütlenmesine karşı AP ve CHP’nin birlikte çıkardığı yasaya karşı işçilerin harekete geçtiğini, bu ayaklanmanın bir açıdan devlete karşı bir ayaklanma olduğunu söyleyen Gedikli; DİSK’in örgütlediği fakat bir noktadan sonra başka bir karakter kazanan hareketin içindeki işçilerin öfkeyle ayaklandığını ancak daha sonra egemen ideolojiye teslim olduklarını ifade etti. Bu deneyimden çıkarılacak en büyük dersin bir devrimci odak eksikliği, devrimci bir işçi partisine duyulan ihtiyaç olduğunu belirten Gedikli, bu partiyi yaratmak ve işçileri birleştirmek gerektiğini sözlerine ekleyerek konuşmasını tamamladı.
KöZ’ün arkasında duran komünistler olarak biz de söz aldık. Etkinlikte de sözü edilen AĞAÇ-İŞ işçilerinin mücadelesini değinerek başladığımız konuşmamızda, son aylarda CHP’li belediyeler de dahil olmak üzere her yerde sayısız işçi direnişinin gerçekleştiğini söyledik ve bu direnişlere baktığımızda eksik olanın ne olduğunu sorduk. Bunun cevabını bulmak için öncelikle 15-16 Haziran’a bakmalı dedik. 15-16 Haziran’a militan karakterini işçilerin ve onların arasındaki Dev-Gençlilerin, Denizlerin Mahirlerin verdiğini, eylem planladığı tarihten önce patlak veren DİSK’in bu hareketin önüne geçmek istediğini söyledik. 15-16 Haziran’dan birkaç ay sonra kopuşu gerçekleştiren bu devrimcilerin, TİP veyahut DİSK gibi reformist adreslerde işlerinin olmadığını gördüklerini belirttik. Konuşmacının bir yerde söylediğinin aksine devrimcilere darbe vuran ve örgütleri tasfiye eden 12 Eylül’e değil, kopuşu gerçekleştiren devrimcilerin “kitlelerin içinde olmamakla” eleştirilip devrimci örgüt fikrinin tasfiye edildiği 74’e dönüp bakmak gerektiğini; kitlelerden kopuk olmakla eleştirilen Denizlerin, Mahirlerin 15-16 Haziran’daki rolünü hatırlatarak ifade ettik. Gerek 15-16 Haziran’dan gerekse 71 kopuşundan ve onun ardıllarından alınması gereken dersin; ayaklanan kitlere önderlik edecek devrimci partiyi yaratmak için mücadele etmenin önemi olduğunu vurguladık.
Sözlerimize cevap vermek istediğini söyleyen Kenan Gedikli, eylemin DİSK’in planladığından daha önce patlak verdiğini söylememizin büyük bir tarihsel hata olduğunu, DİSK’in işçilerle birlikte bir gün önceden bu kararı aldığını söyledi. Konuşmasında asla “kitlelere öncülük” gibi bir ifade kullanmadığını, ihtiyaç duyulan partinin böyle bir iddiası olamayacağını söyleyen Gedikli; sınıfın içinde kurulacak olan parti, işçilere yol göstermez, onlarla birlikte yolu yürür, dedi. 15-16 Haziran’da bahsettiğimiz gibi bir rolü olmayan Dev-Gençlilerin, 71’den sonra da kitlelerden kopuk, ikameci bir anlayışla hareket ettiklerini söyleyen konuşmacı, o günlerde işçici olmaya karar verdiğini söyledi. Bugün işçileri bir araya getirecek, öznenin onlar olduğunu bilerek dışarıdan müdahalede bulunmayacak bir partiye duyulan ihtiyacı yineleyen konuşmacı; bir polemiğe girmek istemediği için olası bir yanıtımıza karşılık vermeyeceğini söyledi ve sözlerini bitirdi. Bunu takiben etkinlik sonlandırıldı.
Etkinliğin sonlandırılmasından mütevellit o sırada dile getiremediğimiz görüşlerimizi, daha sonrasında bizleri sohbete davet eden DSİP’li militanlar ile oturup tartıştık.
Devrimciler, önlerinde duran her türlü imkânı kullanarak direnişlere müdahale etmekle yükümlüdürler. 15-16 Haziran’da da Dev-Gençliler bunu yapmışlardır. Bugün bilinçleri çoğu sol akımdan ileride olan işçiler hareket halinde iken devrimcilere düşen görev de o günkü ile aynıdır: devrimci bir örgüt, bir Komünist Parti yaratarak kitlelere önderlik etmek, işçileri ve ezilenleri iktidar hedefi etrafında birleştirmek. DSİP’in tahayyül ettiğinden son derece farklı olan bu partiyi yaratmak, bugün biz komünistlere düşen görevlerin başında gelmektedir.
Devrim için Devrimci Parti!
Yaşasın Komünistlerin Birliği!
Beşiktaş’tan Komünistler