İstanbul’da düzenlediğimiz “2023’te Türkiye’de Siyasi Gelişmeler” söyleşisi 23 Aralık’ta Köz bürosunda gerçekleşti.

Söyleşide yapılan konuşmalar, soru ve görüşlerle 2023 yılının sol açısından değerlendirilmesi üzerinde durduk. Aynı zamanda bu değerlendirmenin önümüzdeki dönemde komünistlere yüklediği sorumlulukları ele aldık. Bir seçim yılı olarak beklenen 2023’ün Kürdistan merkezli deprem, Cumhurbaşkanlığı seçimleri, Aksa Tufanı, asgari ücret tartışmaları gibi bir dizi siyasi gelişmeyle birlikte sol akımların durumunu özetlediğinin üzerinde durduk.

Türkiye’de siyasi gündemin merkezinde bir Erdoğan sorunu durduğunu, sol akımların bu soruna karşı Amerikancı muhalefetin ajandasına uyumlu bir şekilde, onun kaygılarıyla hareket ettiğini anlattık. Seçimlerden sonra da normalleşme bekleyenlerin aksine rejim krizinin hüküm sürmeye devam etmekte olduğunu, Türkiye’deki gelişmelerin emperyalizm çağında finans-kapitalin merkezlerindeki gelişmelerden ve emperyalist paylaşım kavgalarından ayrı tutulamayacağını ele aldık.

Bugün ABD ile uyumlu normalleşme beklentilerinin hayalci olduğunu, dahası Türkiye Cumhuriyeti’nin de istikrarı sağlayabilecek siyasi ve idari bütünlükten yoksun olduğunu vurguladık. Her kritik dönemeçte Amerikancı muhalefetin değirmenine su taşıyan solun, Millet İttifakı’nın dağılmasıyla “masanın sol bacağı olma sorumluluğunun” Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra azalmadığını, bilakis arttığını söyledik. Seçimlerden sonra umutsuzluk ve yılgınlık motifli “özeleştirilerin” solun bağımsız bir hattı örmesine hizmet etmediğini, bunu bilen CHP yeni genel başkanının da bu rahatlıkla hiçbir inandırıcılığı olmayan sol mesajlar verdiğini ele aldık. Akıl hocalığı yapmak değil, devrimci bir çıkışı yaratmak isteyenlerin bu tabloya karşı çıkması gerektiğini, önümüzdeki yerel seçimler dâhil olmak üzere komünistlerin bu tabloya karşı çıkmak isteyenlerle birlikte yol yürüyeceğini vurguladık.

Dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de, Kürdistan’da, Filistin’de ve dahi Ukrayna’da da emekçilerin ve ezilenlerin mücadelesine önderlik edebilmek için kendi burjuva hükümetlerini devirmek için mücadele eden komünist partilerin, bu partilerin üstünde yer alan bir enternasyonalin yaratılması gerektiğini ifade ettik. Köz’ün arkasında duran komünistlerin de bu amaç ve hedef doğrultusunda akıntıya karşı yüzmek pahasına yürüttüğü siyasi mücadeleyi vurgulayarak söyleşimizi sonlandırdık.

İstanbul’dan Komünistler