21. Yılında 1 Mayıs Mahallesi’nin Kuruluş Festivali örgütleniyor.
Bu yıl da önceki yıllarda olduğu gibi, festivali örgütlemek adına pek çok kurum ve siyaset bir araya geldi.
Festivalin konusu, içeriğinin ne olması gerekliliği, nasıl bir yaklaşım ile çalışma yürütülmesi gerektiği gibi pek çok konuda tartışma yürütüldü. Yürütülen tartışmalarda en çok üzerinde durulan nokta ise örgütlenmeye çalışılan festivalin, olağan bileşimlerden oluşması, mahallede bulunmakta olan yöre derneklerinden yoksun olmasıydı. Bu noktayı önemli kılan etmen ise örgütleyiciliğini siyasetlerin yapması, bu bileşimin halkı dâhil etmeye uzak ve hatta uzaklaştıran bir konumda olmasından kaynaklanmaktaydı.
Sıralan bu nedenler, yürütülen tartışmalardan da hareketle siyasi içerikli forum/panel gibi etkinliklerden uzak kalınması, halkın gündemi olan yoksulluk gibi gündemlerin işlenmesi gerekliliğine götürmekteydi. Örneğin bir işçi paneli örgütlenmesi ve konuşmacılarının salt işçilerden oluşması bu önerinin nedeninin ise siyasetlerin konuşmacı olacağı bir panelde kendi siyasetlerini konuşacağı, işçi ve işçi sorunlarından uzak kalınacağı anlayışı gibi yaklaşımlardan ibaretti.
Oysaki bu düşünce bizler açısından yanlış bir benimseyişin ürünüdür. Bugün herhangi bir işçi ayaklanmasından tutalım da yoksulluk, kentsel dönüşüm gibi pek çok sorun en nihayetinde siyaset sorununa bağlanır. Bugün yaşanılan her sorunu tekil olarak ayrıştırmak bir çıkmaza götürür. Zira tüm sorunlar bağlı olduğu gibi birbirine bağımlı çözüme ihtiyaç duyar.
Öte yandan 21. Yılında 2 Eylül Kuruluş Festivalinin örgütlenmesi farklı anlamları da barındırır. 21 yıldır bir festivalin örgütleniyor oluşu geleneksel olmasından ziyade, o zaman emekçi ve ezilenlerin kendi haklarını korumak adına nasıl bir mücadele hattı örülmesi gerektiğini, kazanımlardan söz edebilmenin nasıl mümkün kılındığını gösterir.
Bugün “1 Mayıs Mahallesi” olarak adlandırılan bu yer bu mücadelenin ürününü oluşturur. Emekçi ve ezilenlerin haklarından bahsedeceksek de yine aynı direniş yolu, devrimcilerin önderliği, bağımsız bir siyasi hat örmenin altını çizmek gerekir. Bizler halka gitmek, halka ulaşmak adına siyasetimizi geri planda bırakarak yol alamayız. Tüm kesimlerin karşılaştığı en ufak bir sorunun dahi çözümü siyaset yapmaktan geçecektir. Tıpkı 2 Eylül 1977’de olduğu gibi bugün de en ufak demokratik sorunun çözümü bu mücadeleyi büyütme yolundan geçer.
Bizler bu bilinçle 2 Eylül Festivali toplantılarına katılım sağladık. Yürütülen tartışmalar sonucu festivalin 2-3 Eylül Cumartesi günü Pir Sultan Abdal Ataşehir Cem Evi’nde yapılması, örgütlenecek olan forum ve panellerin ise festivali yaymak amacıyla çeşitli yöre dernekleri ve kurumlarda yapılması kararı alındı. 31 Ağustos Perşembe günü “Seçim Sonrası Türkiye’de Siyasi Tablo” adlı panel, 1 Eylül Cuma günü “Doğanın ve Yaşam Alanlarının Talan Edilmesine Karşı Gelişen Mücadele ve Direnişler Birleşelim” adlı panel, 2 Eylül Cumartesi günü mahallenin yıkıcı sorunlarının gündem edileceği “Emekçiler Sorunlarını Konuşuyor: Kentsel Dönüşüm, Yozlaşma ve Uyuşturucu” adlı forum ve son olarak da 3 Eylül Pazar günü mezar anması, anma yemeği ve saat 17.30’da basın açıklaması programı oluşturuldu.
2 Eylül 1977’de devrimcilerin öne çıkışları ile 1 Mayıs Mahallesi kurulmuştur. Bu unutulacak ve geride bırakılacak bir şey değildir. Zira devletin amacı bunu unutturmak olsa da biz bunu unutmadan tekrar tekrar hatırlatmalıyız. Bugün doğa ve kültür festivali örgütleniyor deniyor, unutulmamalıdır ki bizler bir kültür festivali yahut tarihin tozlu sayfalarında kalmış bir festival değil siyasi içeriği olan bir festival örgütlüyoruz. Gelen yasaklama kararı da bundan mütevellittir.
Köz’ün arkasında duran komünistler olarak, festival bünyesinde organize edilen, afiş ve bildiriler ile kahve, esnaf ziyaretlerine katıldık. Ek olarak mahallede kapı kapı gazetemiz ve bildirilerimizle çalışmasını yürüttük. Bu çalışmaları yürütmeye devam edeceğiz.
Anadolu Yakası’ndan Komünistler