“21. Yüzyılda Marksizm-Leninizm” başlığıyla 21 Koşul üzerine sunumların yapıldığı bir söyleşi organize ettik. KöZ’ün arkasında duran komünistlerden iki yoldaş, Komünist Enternasyonel’e katılmanın 21 Koşulun referansımız olmasının anlamı, neden diğer siyasetlerden kendimizi ayırdığımız çizgi olarak 21 Koşulu gösterdiğimiz ve bu koşulların güncelliği hakkında sunum yaptılar.
Birinci konuşmacının ilk vurgusu, Komünist Enternasyonal’in metinlerine sahip çıktığını rahatlıkla savunan reformistlerin konu 21 Koşul olduğunda farklı davranmaları oldu. İlkesiz bir şekilde komünizmi savunanların karşısında 21 Koşulun bir eylem çizgisi ve siyaset yapış tarzını belirlediği ifade edildi. Reformist-oportünistleri ve merkezcileri sıkıştıranın bu eylem çizgisi olduğunu vurgulayan yoldaş, 21 Koşulun yazıldığı koşulları sıraladı. Kautsky’nin hainliğini Lenin’den önce gören Rosa Luxemburg’un yine de İkinci Enternasyonal’den ayrılmamasının Alman Devrimi’nin yenilgisine sebep olduğunu belirtildi. Lenin’in ve Bolşeviklerin bundan çıkardıkları dersin, oportünist ve merkezcilerden kopuşun gerekliliğinin, komünist hareket için önemini anlamaları ve 21 Koşulun bu dersler ışığında yazıldığını vurguladı. Alman Devrimi’nin yenilip İkinci Enternasyonal’in dağılmasından sonra, Avrupa’nın bütün işçi partilerinin yüzünü Komintern’e çevirdiği bir ortamda yazılan 21 Koşulun, Ekim Devrimi’nin enternasyonal kimliğinin gereği olan ilkeler olarak belirlendiğini ve oportünistlerin aşamayacağı bir ayrım çizgisi olduğunu vurgulayan yoldaş, sözü ikinci konuşmacıya bıraktı.
Konuşmacı ikinci yoldaş, konuşmasına 21 Koşulun neden hala güncel ve gerekli olduğu sorusuyla başladı. Bu koşulların güncel olmadığını söylemek için, ilk olarak “günümüzde merkezci ve oportünist bir hat yok ve devrim mücadelesinde böyle bir engel ile karşılaşılmayacak” denmesinin gerektiğini, ikinci olarak “yeni dersler çıkarmamız gereken yeni bir çağın tesis edildiğini”, “bu çağda verilecek devrimci mücadele için yeni bir programın yazılmasının yeterli olduğunu” söylemenin gerekli olduğunu vurguladı. Günümüzde Leninist olduğunu söyleyen pek çok akımın olduğunu, diğer ülkelerden farklı olarak Leninist kimliği gururla üzerine alan bu akımların 21 Koşulun ortaya koyduğu eylem çizgisinde birleşmekten uzak olduklarını söyledi. 21 Koşula bugün neden ihtiyaç olduğu konusunda, bugün Türkiye’de ilk olarak Kautskist-merkezci siyasetin teşhir edilmesinin gerekliliğini vurgulayan yoldaş, enternasyonal bir devrimci mücadelenin en iyi “barış” zamanlarında verildiğini savunan Kautskyci anlayışın, son yıllarda artan faşizm tahlillerinin altında yatan ve devrimci siyaseti “erteleyen” bir tutum olduğunu söyledi. Faşizmi geriletmek için birleşik mücadeleyi savunurken, salgın koşullarında mitingler iptal olsun demenin çelişkili bir strateji olduğunu, hükümetin içine girdiği krizleri büyütmek yerine merkezci siyasetin kuyruğuna takılmanın, hükümetin politikalarına göre hareket etmek anlamına geldiğini söyleyip, Kautsky’ciliğin “güncel olmayan bir problem” olduğunu söyleyenlerin siyasi tabloyu devrimci bir biçimde okuyamadıklarının bir kanıtı olduğu vurguladı. Bir başka örnek olarak, enternasyonalist devrimcilik adı altında Rojova’ya devrimci kadroları yollamanın, Türkiye’de devrimci siyasetin mümkün olmadığını savunmak anlamına geldiğini ve bunun 21 Koşula ters düştüğünü teşhir eden yoldaş devrimci siyasetin parçası olabilecek militanlara bunu gösterebilmek için en iyici aracın da 21 Koşul olduğunu savundu. Bu koşulların eskidiğini savunanlara, bu koşulların devrimci siyaset içinde sınanmış koşullar olduğunu hatırlatarak, eğer “yeni koşullar” isteniyorsa bunun da yine devrimci siyaset içinde sınanarak oluşabileceğini söyledi. Bu koşulların herhangi birinin entelektüel birikimiyle yazılan bir koşullar zinciri olmadığını, bir devrimin arkasından kurulmuş bir partinin ihtiyaçları doğrultusunda ortaya çıkmış bir koşullar zinciri olduğunu vurguladı.
Bu topraklardaki devrimci hareketin, bir öncü partiyi yaratacak devrimci kadroların sol içinde parçalı ve dağınık bir durumda olduğunu savunan KöZ’ün arkasında durduğu partileşme stratejisinin özgünlüğü, doğrusal bir büyüme stratejisinden çok, oportünistlerden kopuşu gerekli gören bir proje olmasından ileri geliyor. KöZ’ün arkasında duran komünistler olarak “21 Koşul güncel mi, dünde mi kaldı?” diye sormuyoruz. Devasa bir devrimin sonuçları üzerine ve bu sonuçları devşiren bir metin olarak, Türkiye’de dağınık halde bulunan devrimci kadroları birleştirmenin şartı olarak bu 21 Koşulu benimsiyoruz.
Yaşasın Komünistlerin Birliği!
Boğaziçi Üniversitesinden Komünistler