2022 Newroz’u İzmir’de Gündoğdu Meydanı’nda on binlerce insanın katılımı ile kutlandı. 7 Haziran 2015 Genel Seçimleri’ne haftalar kala 23 Mayıs 2015 tarihinde yine Gündoğdu Meydanı’nda gerçekleştirilen ve HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın katıldığı seçim mitinginden sonra HDP’nin İzmir’de örgütlediği en kitlesel miting olarak değerlendirebileceğimiz bu yılki Newroz’da Gündoğdu Meydanı neredeyse dolduğu gibi, alana girenler başka mitinglerde alışılageldiği gibi kısa bir sürede meydanı boşaltmadı. Miting süresince yoğun bir katılım ve insan sirkülasyonu sürdü, kürsüde yapılan konuşmalar ilgiyle dinlendi.

20 Mart Pazar günü yapılan bu yılki Newroz için bir yürüyüş güzergahı belirlenmediği ve doğrudan Gündoğdu Meydanı’na çağrı yapıldığı için KöZ’ün arkasında duran komünistler olarak birlikte eylem birliği içerisinde olduğumuz bir dizi sosyalist kurum ile Cumhuriyet Meydanı’nda buluşarak birlikte yürüme, ortak bir yürüyüş kolu oluşturma kararı almıştık. Miting başlama saatinden önce Cumhuriyet Meydanı’nda “Düzen İttifaklarına Her İki Turda da Oy Yok!” ve “Savaşlara Devrim Son Verecek; Asıl Düşman Kendi Yurdunda!” pankartlarımızı açtık ve “Enternasyonalizm İçin Ukrayna’ya Gitmeye Gerek Yok!” başlıklı özel sayımızın dağıtımını yoğun biçimde yaptık.

Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan BMG, SEP gibi yapılarla birlikte Kaldıraç ve TÖP’le bir yürüyüş kolu oluşturarak alana yürüdük. Yürüyüşümüz süresince “Asıl Düşman Kendi Yurdunda!”, “Kürtlere Özgürlük, Kurdara Azadî!”, “Bijî Serhildan Azadîya Kurdistan!”, “Başkasını Ezen Özgür Olamaz!”, ”Kürtler’in Esareti İşçilerin Esaretidir!”, “Özgürlük Savaşan İşçilerle Gelecek!”, “Bolşevizm Kazanacak! Komünist Bir Dünya Kuracağız!”, “Devrim İçin Devrimci Parti; Parti İçin Komünistlerin Birliği!”, “Ne AKP Ne CHP; Kurtuluş Birlikte Mücadelede!”, “Seçimle Değil Devrimle Gidecek!”, “Ne Cumhur Ne Millet, Tek Yol Devrim!”, “Zindanlar Yıkılsın Tutsaklara Özgürlük!”, İçeride Dışarıda Hücreleri Parçala!”, “Garibe Gezer Ölümsüzdür!”, “Deniz Poyraz Ölümsüzdür!” sloganlarını attık. Kortejimizde yaptığımız ajitasyon konuşmalarında savaşa ve işgale karşı olanların Ukrayna’dan önce Kürdistan’da, burnunun dibindeki işgale karşı çıkması gerektiğini, kendi devletinin ve hükümetinin yürüttüğü işgal operasyonlarına karşı tok biçimde durması gerektiğini ifade ettik. Türkiye’de demokrasi sorununun bir devrim sorunu olduğuna, Cumhur İttifakı’nın bir halk seferberliği ile gönderilmesi gerektiğine vurgu yaptık. Yine zindanlarda devletin yoğun baskısına maruz kalan tutsaklara özgürlüğün nasıl ve nereden geleceğine, tecridin nasıl parçalanacağına sloganlarımızla işaret ettik. Alanın girişinde pankartlarımızdan “Asıl Düşman Kendi Yurdunda!” şiarını taşıyan pankartımız polis tarafından arama noktasında içeri sokulmak istemese de sonrasında polis bu konudaki tutumundan vazgeçti. Pankartlarımızla alana girdik.

Çok yoğun bir katılımın olduğu ve Newroz ateşini 2021’de katledilen Deniz Poyraz’ın annesi Fehime Poyraz’ın Newroz ateşini yaktığı mitingde ilk sözü alan HDP İl Eş Başkanı Çınar Altan alana gelenleri “Deniz Poyraz’ın yoldaşları; Kemal Kurkut, Zekiye Alkan şahsında tüm Newroz şehitlerinin yoldaşları ve bir Newroz günü ölümsüzlüğe yürüyen Tuncay Yıldırım’ın yoldaşları; hoş geldiniz” diyerek selamladı. Çınar Altan konuşmasında “Başta Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan olmak üzere politik tutsaklarımız üzerindeki tecridi ve esareti paramparça etmeden, Kürt halkının, ezilen halk ve inançların üzerindeki tekçi faşist rejimi onların başına çalmadan ve işçi emekçilerin kanları üzerinden saraylarda yaşayanların düzenlerini başlarına yıkmadan hesabımız kapanmayacak.” dedi.

HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni ise konuşmasında “Bu meydanlar faşizme korku, dosta umut olan meydanlardır. Kürt halkı özgür olmadan emekçi milyonlar, emekçi Türk halkı da özgür olamaz. Yalan imparatorluğunu hakikatin gücüyle yerle bir edeceğiz. Yeni yaşamı kurmak için yürüyoruz. Demokrasi, özgürlük ve sosyalizm diyerek yürüyoruz, örgütleniyoruz. Newroz isyandır, özgürlüktür. Karadeniz’de doğasına sahip çıkan köylüyle, vardım, varım, var olacağım diyen Kürdün buluşmasıdır” dedi.

TÖP Dönem Sözcüsü Juliana Gözen ise konuşmasında şu görüşlere yer verdi: “Bugün yakılan Newroz ateşi yeni bir toplumun habercisi. Halklarımıza hiçbir şey vermeyecek olan bu sisteme ne razıyız ne de mecburuz. Koltuğu uğruna ülkeyi uçuruma sürükleyen AKP-MHP iktidarı yaşamımızı cehenneme çeviriyor. Ekonomik krizin bütün faturasını bizlere ödetmek istiyor. Bu ülkenin esas sahiplerini sindirmek korkutmak istiyorlar. Kendi iktidarı sürsün diye bu memleketin esas sahiplerini zorla sindirmeye çalışıyorlar. Diğer tarafta altılı masayı kuranların da aynı yolun yolcusu olduğunu biliyoruz. Uludere Katliamı’nın, faili meçhullerin üstünün örtülmesinden biliyoruz. Bizler bugün buradaki iradeyle o masayı da dağıtacağız. Bizden çaldıkları hakları, hayatları geri alacağız.”

HDK Eş Sözcüsü Cengiz Çiçek ise; “Biz savaştan değil barıştan tarafız. Dışarıda barış masası kurmaya çalışanlar ülke halklarına savaşı dayatmaktalar. Savaşı dayatanlar İmralı’da tecridi derinleştirenlerdir. Onlara şunu söylüyoruz. İmralı’da sayın Öcalan savaş karşıtıdır, barış yanlısıdır. Her devreye girdiğinde gördük ki Türkiye ve Kürdistan halkları barış içinde oluyor. Bundan rahatsız oluyorlar. O nedenle AK Parti ve MHP iktidarı tecridi dayatıyor” şeklinde konuştu.

Çiçek’in ardından Kürtçe konuşma yapan DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Sur’dan, Kato’dan Kürt halkının selamlarını getirdiğini söyledi. Aydeniz konuşmasında şunları ifade etti: “Rahşanları, Semaları, Newroz şehitlerini saygıyla selamlıyorum. Yüz yıldır Kürtler’e karşı soykırım politikaları uygulanıyor. Yüz yıldır Kürtler’i kendi topraklarında yok etmek istediler. Kürtleri yok etmek isteyenler, dilinden, kültüründen koparmak isteyenler, bu meydana baksın. Kürtler her yerde, biz buradayız, hiçbir yere gitmiyoruz. Newroz meydanları dolup taşıyor. İzmir Newroz meydanından Batman’a, Van’a, İstanbul’a bin selam olsun. Bu meydanlar iktidarı bitirme noktasına getirdi. İktidarın bitişinin temel nedeni, tecrit politikalarıdır. Tecrit İmralı’dan başlıyor ancak hayatın her alanına sirayet ediyor. Tecridi derinleştirdikçe krizler de derinleşiyor. Sayın Öcalan konuştukça demokrasi gelişiyor, özgürlükler sağlanıyor, halkların birlikteliği sağlanıyor. Bu nedenle tecride karşı ortak mücadele şart. Sayın Öcalan özgürleşmeden, halkların özgürlüğünden de söz edilemez. Hasta tutuklular ölüme terk ediliyor. İzmir’den sesleniyoruz; Aysel Tuğluk şahsında tüm tutuklular bir an önce serbest bırakılmalıdır. Bu meydandan direnen tutsaklara bin selam olsun. Tutsakların Newroz’u kutlu olsun. Cezaevlerinde direnenlerin sesi olmaya devam edeceğiz.”

Kürsüden yapılan konuşmalarda sıklıkla Öcalan üzerindeki tecrite dikkat çekilmesi ve Millet İttifakı konusundaki eleştirel vurgular dikkat çekiciydi. Geçtiğimiz yıllara oranla İzmir Newrozu’ndaki kürsü daha sol bir ton taşıyordu. Bununla birlikte Millet İttifakı’na karşı eleştirel görüşler kürsüden ifade edilmesine rağmen ezilenler, emekçiler, Kürtler’in olası, baskın yahut erken ya da yaklaşan seçimlerde nasıl bir tutum izlemesi gerektiğine dair herhangi bir tutum ifade edilmedi. Bu konuda görüş açıklayan, bağımsız bir siyasal tutum için emekçilerin kime oy vermesi ya da vermemesi gerektiğine dair herhangi bir vurguyu kürsüden duyamadık. Dolayısı ile KöZ’ün arkasında duran komünistler olarak herkesin gündeminde olmasına rağmen siyasetler arası kapalı toplantılara hapsedilen ve gündem edilmiyormuş gibi yapılan seçimlere dair açıktan ve net bir tutumu şimdiden ifade eden Newroz’daki tek siyasal odak oldular.

İzmir’de örgütlü faaliyet yürüten akımların çoğunun kendi pankart ve bayrakları ile katıldığı, İzmir’in varoşlarından, emekçi semtlerinden Kürt emekçilerinin alana akın akın geldiği “Dem, Dema Serkeftinê ye/ Şimdi Kazanma Zamanı” şiarıyla örgütlenen bu Newroz yıllardır tekrarlanan, “kitlelerin üzerine bir ölü toprağı serpildiği, yaprak kımıldamadığı” yönündeki görüşlerin tekzibi niteliğindeydi.

Aksine son derece politik, militan sloganlarla alanda bulunan ve son yıllarda kendilerine giydirilmeye çalışılan eylemsizlik ve siyasetsizlik gömleğini ilk fırsatta yine çıkarmış olan on binlerce insan güçlü bir mitingle Mart-Mayıs sürecine şimdiden damgalarını vurmuş oldular. Bu geniş ve politik kitlelerin özlem ve taleplerinin reformist-parlamentarist bir kaba uzun süre sığdırılamayacağı açıktır. Bu durumu sezenlerin tıpkı bu Newroz’da olduğu gibi daha sol birtakım vurgular eşliğinde aynı kitleleri 2019 yerel seçimlerindeki tutumun bir benzerine adım adım götürdüğü de aşikardır. Öncesinde hangi görüşü dile getirirse getirsin sandığı görünce yoksul emekçi kitlelerini nihayetinde faşizme kaybettirmek adına burjuva ittifaklarına yedeklemeye çalışacakların önünü kesmenin yegane yolu tüm gücümüzle siyasal gerçekleri her koşulda ve her alanda, her meydanda var gücümüzle haykırmaktan geçiyor. Devrimci bir partinin yaratılması için mücadele eden komünistler olarak bu pratik siyasal ödevi yerine getirmekten geri durmayacağız.

Kürtlerin Esareti İşçilerin Esaretidir!

Asıl Düşman Kendi Yurdunda!

İzmir’den Komünistler