İşçilerin ve ezilen ulusların birlik mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs Erdoğan’a karşı ortak, kitlesel ve eylemli bir seçim kampanyasının başlatılması için en elverişli günlerden biri olsa gerek.  Zira uzun zamandır OHAL cenderesinde tutulan Türkiyeli emekçilerin hükümete karşı öfkelerini imkan buldukları her zeminde haykırdıklarını görmek zor değildir. Temmuz ayındaki Adalet yürüyüşü emekçilerin kitlesel mitinglere duyduğu özlemin bir göstergesi ise 2018 Newroz’u bunun bir başka örneği olmuştur. Tam da bu nedenle Adalet mitingi ya da Gezi dönemindeki eylemlerle aynı düzlemde olmasa da yaklaşan 1 Mayıs’ın hükümete karşı görkemli bir protesto eylemi olarak gerçekleşmesi sürpriz olmaz.

Kuşkusuz 1 Mayıs’a kadar solun toplanarak ortak bir blok oluşturması gerçekçi olmayan bir beklentidir. Ama 1 Mayıs’ın hemen ardından Erdoğan’a karşı tüm baskı ve sansürleri aşarak dillendirilen öfkenin, 1 Mayıs mitinginin verdiği enerjiyle ortak bir seçim çalışmasına dönüşmesine yönelik bir açıklama yapmak eylemli bir seçim kampanyası yürütmek için gerekli enerjiyi yaratacaktır.

2018 1 Mayıs’ı İstanbul’da doğrudan doğruya CHP’nin ve çoğu onun peşinde sürüklenen sendikaların ev sahipliğinde olacaktır. Bu tabloya sol oportünist gözlüklerden bakanlar bu 1 Mayıs’ın CHP’nin damgasını taşıyacağı ve onun hesaplarına hizmet edeceği karamsarlığıyla uzak durma refleksi içindedir. Bu bakış açısı siyasal dengeleri ve siyasal mücadelenin diyalektiğini göz ardı eden bir tutumdur. Bilhassa kendisine karşı tezgahlanan baskın seçim nedeniyle ve kendi iç gerginlikleri yüzünden bırakalım 1 Mayıs’a damga vurmayı seçimlere kendinden emin ve güçlü bir biçimde girme kabiliyetinden bile mahrumdur. Bu nedenle zannedildiği gibi 2018 1 Mayıs’ının CHP mitingi olması ancak soldaki akımların kuyrukçu bir tutumla bunu sağlaması koşuluyla olur.

Buna karşılık bağımsız ve birleşik bir Sol Blok’un 1 Mayıs’a etkili müdahalesi 1 Mayıs eyleminin gerçekte kime ait olduğunu göstermenin fırsatını yaratacaktır.

Öte yandan CHP daha önce muhtelif vesilelerle yaptığı gibi 1 Mayıs’ın ev sahipliğini gasp ederek bu eylemi güdükleştirme durumunda değildir. Zira 1 Mayıs CHP için prestij ifade eden Adalet mitinginin olduğu alanda olmaktadır. Bu nedenle CHP’nin bu alanda aynı çapta değilse bile buna tamamen aykırı bir 1 Mayıs eylemi örgütlemeye yeltenemez bilakis  mümkün olduğu kadar güçlü ve geniş bir katılım sağlanmasına mecburdur. Zaten onun tabanında yer alan emekçiler de bu alanı bu doğrultuda zorlayacaktır.

Bu şartlarda 2018 1 Mayıs’ı CHP  şemsiyesi altında olsa bile siyaseten onun damga vurması ihtimali zayıf bir eylem olmaya adaydır. Aynı nedenle de bu eylem CHP’ye, siyasi denetimi zayıf bir mitinge güçlü bir biçimde katılarak siyasi bir damga vurma fırsatını verebilir.

İşte bu çerçevede ayrı yürüyüp ortak bir hedefe birlikte vurma perspektifiyle 1 Mayıs’a katılacak solun birleşik müdahalesi hem CHP’nin mitingine siyasi bir müdahale fırsatı yaratır hem de seçimlere giderken CHP’nin ev sahipliği yaptığı bu eylemden maneviyatı yükselerek çıkıp bir Sol Blok’u yaratmanın zeminini döşer.

İşte bu anlamda ve bu pespektifle katılındığında 2018 1 Mayıs’ı 24 Haziran seçimlerinde AKP’ye karşı sert bir muhalefet yükseltmenin ve CHP’nin dümen suyuna kapılmayacak bir Sol Blok’un yaratılma zeminini sağlayabilir.

Köz solun bileşenlerinin tutumlarından bağımsız olarak 1 Mayıs’a bu bilinçle katılacak ve buradan 24 Haziran seçimlerine dönük çalışmaların startının verilmesi için çabalayacaktır.

CHP’yi Beklemeden Cumhur İttifakına Karşı Emekçilerin ve Ezilenlerin Tutumunu Ortaya Koymak Üzere

HAYDİ 1 MAYIS 2018’E!