11 Mart Cumartesi günü Erdal Eren Kültür Merkezi’nde Mayısta Yaşam Kooperatifi’nin “Depremle Dayatılan Sefalete, Devletle Gelen Şiddete Karşı Mücadele Eden Kadınlarla Dayanışmayı Büyütelim” şiarlı 8 Mart etkinliği gerçekleşti. Etkinlik öncesinde Köz’ün arkasında duran komünistler olarak çalışma yürüttüğümüz alanda etkinliğin davetiyesinin dağıtımını gerçekleştirdik. Bir dizi kurumun yanı sıra ziyaret ettiğimiz iki eve de etkinliğin biletlerini ulaştırdık.
Ziyaret ettiğimiz kurumlara Köz gazetesinin “Devletin Olmadığı Yerde Gündem Emekçilerin İktidarıdır” manşetli sayısını da protokol olarak ilettik. Kurumların yanı sıra özellikle ziyaretçisi olduğumuz evlerde, geliri deprem bölgesine dayanışma amaçlı ulaştırılacak olan bu etkinliğin gösterdiği gibi emekçilerin bu tip durumlar karşısında kendi aralarındaki dayanışma faaliyetinin kıymetli olduğu, komünistlerinse dayanışmayla sınırlı olmayan bir siyasi perspektifle olağanüstü durumlara olağanüstü müdahaleler gerçekleştirmesi gerektiği sohbetimizin ekseni oldu. Emekçilerin iktidar organlarından başka bir kurtuluş olmadığını; seçimler mevzubahis olduğunda da emekçilerin seferberliğini öne çıkaran bir çalışmanın dışında hiçbir burjuva ittifaka yedeklenmemeyi gerektirdiğini konuştuk. Yirmi dört senedir var olan bir platform olarak temel iddiamızın komünistlerin birliğini sağlayacak bir parti kongresi toplamak olduğu, tasfiyeci akımlarla ayrım çizgilerimizi de siyasi mücadele içinde bu tip tutumlarla somutladığımızı anlattık.
9 Mart Perşembe günü Kartal’da depremde yitirdiklerimizi anmak için bir eylem gerçekleşti. Biz de bu eylemin öncesinde Kartal HDP ve Halkevi’ni ziyaret ederek gazetemizin protokolünü ulaştırdık. Ziyaretlerimizde dayanışma faaliyetinin ötesine geçerek emekçileri iktidara karşı harekete geçirecek bir çalışma gerçekleştirmek gerektiği, Maraş’ta depremzedelere kuran dağıtanların gösterdiği gibi siyasetin boşluk tanımadığı üzerinde durduk. OHAL ilanının da gösterdiği üzere Erdoğan’ın en büyük korkusunun birbirinin yarasını saran emekçilerin öfkesi ve sokağın hareketlenmesi olduğu, bu korkuyu gerçek kılmak gerektiğini vurguladık. Protokol dağıtımı sırasında anma eyleminden haberdar olduk. Eyleme gittiğimizde siyasi içerikten yoksun bir yas eylemi olduğunu görmemiz üzerine bir süre gözlemci olarak bulunup ayrıldık. Komünistler olarak emekçilerle kurulan dayanışma bağlarının, ancak onları siyasi bir hedef doğrultusunda harekete geçirebildiğimiz takdirde anlamlı olacağını biliyor, çalışmalarımızda
bunu hedefliyoruz. Bunu yaparken de bulunduğumuz alanda var olan kurumlarla beraber hareket etmekten geri durmuyoruz. Emekçilerin en büyük sorunu Erdoğan sorunudur. Bu sorunu ancak emekçiler kendi kollarıyla çözecek.
Gülsuyu’ndan Komünistler