31 Mart yerel seçimlerinin hemen ardından açık ara DEM Parti adaylarının kazandığı Van’da Abdullah Zeydan’a YSK tarafından mazbata verilmeyerek, muvazaalı biçimde belediyenin AKP tarafından gasp edilmeye çalışılması İzmir’de Emek ve Demokrasi Güçleri’nin 2 Nisan akşamı gerçekleştirdiği bir refleks eylemle protesto edildi.
DEM Parti’nin konuya ilişkin eylem çağrısı önce gün içinde sessizlikle karşılansa da sonrasında Emek ve Demokrasi Güçleri imzasıyla ortak bir eylemin örgütlenmesi kararı çıktı.
Alsancak’ta 19.00’da gerçekleşen eylem öncesi güçlü bir polis yığınağı vardı ve Türkan Saylan Kültür Merkezi önüne açılan sokağın başı ve çıkışı polis tarafından tutuldu. Daha çok Kürtler’in ve devrimcilerin gerçekleştirdikleri eylemlerde görmeye alıştığımız saldırı tertibatı bu eylem öncesinde yine hazır edilmişti. Buna rağmen açıklamanın okunulmasına bir engelleme girişimi başta yaşanmadı. Herhangi bir basın açıklamasına olduğundan daha geniş ve dinamik bir kesimin rağbet etmesi ve hızla bu eylem için buluşmuş olması eylemin havasını belirledi.
“Van’da Darbe Var! Van Halkının İradesi Gasp Edilemez!” pankartı açılan açıklamada “Kayyım darbedir, darbeye hayır!”, “Kayyım mezara, halk iktidara!”, “Bijî Berxwedana Wane!”, “Kürdistan Faşizme Mezar Olacak!”, “Hırsız, Katil AKP!” sloganları atıldı. Köz’ün arkasında duran komünistler olarak biz de sıklıkla “Kurdara Azadî, Kürtler’e Özgürlük!”, ““Bijî Serhildan, Azadiya Kurdistan!”, “Zindanlar Yıkılsın Tutsaklara Özgürlük!”, “Yaşasın Devrimci Dayanışma!” sloganlarını attık.
Ortak açıklamayı İzmir Barosu Başkan Yardımcısı Zöhre Dalkılıç okudu. Açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“Bu karar ile siyasal iktidarın temsil ettiği yürütmenin yargı üzerindeki tahakkümü bir kez daha açıkça ortaya çıkmıştır. Seçmen iradesi gasp edilmiş, Anayasa’da ifadesini bulan hukuki belirlilik ve hukuki güvenlik ilkeleri ihlal edilmiştir. Abdullah Zeydan’ın belediye başkanlığı engellendiği gibi seçimleri öncesi bölgede birçok il ve ilçe merkezinde seçmen sayısı ve nüfus yoğunluğuyla orantılı olmayan asker veya polislerin seçmen olarak kaydedildiği, bu kayıtlara yapılan itirazların ise ilçe seçim kurullarınca reddedildiği basına yansımıştı. Tarafsız ve bağımsız yargının, hukukun üstünlüğünün, demokratik hukuk devletinin ve kuvvetler ayrılığı ilkesi gereğince İl Seçim Kurulu ile Yüksek Seçim Kurulunu seçmen iradesini tanımaya ve hukuka uygun davranmaya çağırıyoruz.”
Konuyu daha çok iktidarın eliyle yaratılan bir hukuk garabeti çerçevesinde ele alan açıklamayla tezat biçimde açıklamaya katılanların sloganları devletin işgalci tutumunu teşhir eden daha politik bir nitelikteydi. Nitekim açıklamanın bitmesinin hemen ardından pek çok akım dağılmadı ve polis barikatını aşarak yürümek istedi. Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nin muhtelif noktalarını kesen polis hızla yürümek isteyen kitleye saldırdı. Ancak yakın zamanda pek çok eylemde karşılarında buldukları hızla geri çekilen bir kitle ile değil, dağılmayan, sinmeyen, karşı koyan bir toplulukla karşılaştılar.
Polisin saldırısı sonrasında sıkıştırdıkları sokakta da dağılmayan kitlenin üzerine yürümeye çalışan polis hemen başarılı olamadı. Aynı sokakta bir yol yapım çalışmasının olması kendi açısından polisin hesaba katmadığı bir talihsizlik oldu ve kitlenin kendini polis şiddetine karşı korumasını mümkün kıldı. Uzun zaman sonra kendisini gerektiğinde kaldırım taşları ile koruyan bir kitle iradesi gören polis afalladı ve kitlenin genelini gözaltına alacak şekilde bir ablukayı korumak yerine çıkışını da tuttukları sokağın çıkışını açmak durumunda kaldılar. Yine saldırıya geçen polisin her zamanki gibi kolaylıkla süpüremediği kitleyi dağıtması zaman aldı. Dağılanlar Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde öbek öbek toplanarak sloganlar attılar. Polisle süren kovalamacaya rağmen her fırsatta ara sokaklardan ve caddelerden sloganlar yükseldi.
Bir saldırıyla karşılaşılmasına, polis şiddetine ve gözaltılar yaşanmasına rağmen bir maneviyat bozukluğuna ile değil aksine katılanlarda dinç bir havanın hâkim olmasına vesile olan bu eylem bu konuda bundan sonra gerçekleştirilecek eylemlerde kitleyi sokakta tutabilecek bir tutumun, cesaret ve özgüven veren bir ruh hâlinin önünü açtı.
Köz’ün arkasında duran komünistler olarak eylemin öncesinde ve sonrasında gazetemizin son sayısının satışını gerçekleştirdik.
Kürtler’e Özgürlük!
İzmir’den Komünistler