Sincan Kapalı Cezaevi Kampüsü’nde görülen Kobane davası sonucunda, tutuklu olarak yargılanmakta olan HDP’nin eski eş başkanları Demirtaş ve Yüksekdağ’ın da aralarında bulunduğu HDP’lilere uzun süreli hapis cezaları verildi.

Birçok şehir merkezinde olduğu gibi Ankara’da da, bu görülen davanın sonuçlarını protesto etmek için, 17 Mayıs günü Ankara İl Örgütü imzasıyla “Kobane Davası Bir Kumpastır, Siyasi Kararları Tanımıyoruz!” pankartının arkasında, DEM Parti Ankara İl binasının önünde siyasi hareketler ve kitle örgütleri basın açıklaması için bir araya geldi.

Sloganlar ile başlayan protesto DEM Parti Ankara İl Başkanı Fatih Kara’nın basın açıklamasını okumasıyla devam etti. Basın açıklamasında, iddianamenin ve kararın verildiği yerin de aynı yer olduğunu, bu kararın AKP-MHP eliyle verildiğini dile getirildi. Bu koşullarda Türkiye’de bir yargının kalmadığı ve bu kararların askeri cunta mahkemelerine rahmet okuttuğu vurgulandı. “Savaştan, ranttan beslenen, IŞİD artığı çeteleri beslemeye devam eden, giderek çeteleşen, hak hukuk yasa ve Anayasa tanımayan, Kürt düşmanı, halklar ve farklı inançlar düşmanı, emek düşmanı politikalarını sürdüren ceberut iktidarın yumuşama balonu çabuk söndü, yeni Anayasa yapma gibi imaj düzeltme hamleleri şimdiden boşa çıktı. Açıklanan karar, bir kez daha halk düşmanı, kadın düşmanı, insanlık düşmanı olan ve Ortadoğu’ya büyük bir felaket yaymak isteyen IŞİD’in yanında olunduğunun da ifadesidir.” dendi.

Basın metni son bölümünde yer alan bu ifadelerle son buldu: “Şunu bir kez daha söylüyoruz; faşizme asla geçit vermeyeceğiz. Faşizme karşı daha çok omuz omuza olmanın, daha çok dayanışmanın olması gerektiği bir zaman dilimindeyiz. Selahattinler, Figenler, Bülent Parmaksızlar, Günay Kubilaylar, Alp Altınörsler, Ali Ürkütler, yani Kobane kumpas davasında yargılanan tüm arkadaşlarımız, Kürtlerin, Türklerin, emekçilerin, kadınların, gençlerin ve bu topraklardaki tüm ötekileştirilenlerin gönüllerinde ve vicdanlarında beraat etmişlerdir, özgürlerdir. Onları ortak mücadelemizle fiziken de özgürleştireceğimiz günler çok uzak değildir.”

Başlarken ve basın açıklaması boyunca alanda atılan sloganlar şunlardı: “Kobane Düşmedi Düşmeyecek; Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz; Faşizme Karşı Omuz Omuza; Yaşasın Halkların Kardeşliği; Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur; Biji Berxwedana Zindana; İçerde Dışarda Hücreleri Parçala!”

Köz’ün arkasında duran komünistler olarak, bizler de basın açıklaması boyunca, hazırladığımız “Siyasi Tutsaklara Özgürlük!” ve “Demokrasi İçin Tek Yol Devrim!” şiarlı dövizlerimizi tuttuk.

2012 yılının Temmuz aylarında Kürtler işgal altında tutuldukları kendi topraklarında, Rojava’da bir devrim yaptılar. Güvenliklerini kendilerinin sağladıkları ve yönetimin her aşamasında yer aldıkları kantonlar yarattılar. Kobane’de bu kantonların en önemli noktalarından birisiydi elbette. Bu sebeple, emperyalistlerin kol gezdiği, sınır dışında kendisine can suyu arayan Türk Devleti’nin ve IŞİDvari çetelerin pıtrak gibi türediği bölgede herkesin elini zayıflatan “özerk” Rojava saldırıların odağı haline geldi.

Dün IŞİD’e Rojava’yı kuşatması için tırlarla askeri mühimmat desteği veren AKP, devletin tüm imkanlarını kullanarak Suriye sınırını askeri araçlarla kapatan, Kuzey’deki ve Güney’deki Kürtlerin Rojava’ya geçişini engelleyen AKP hükümeti neyse; o dönem güne her gün AKP’yi eleştirmekle başlayan CHP, söz konusu gündem Kobane direnişi ve Türkiye’deki eylemler iken hükümet karşısında üç maymunu oynamanın ötesine geçmemişti.

Bugün dava sonuçlarıyla açığa çıkan şey benzerdir. Rejim krizi içerisinde yalpalayan hükümetin yumuşama diye tarif ettiği yer Kobane’ye kadar, Kürt’e kadardır. O gün süreci sessiz sedasız geçirerek hükümete yedek lastik olan CHP bugün de ülkemizde “demokrasi şöleni yaşatarak” Anayasa gündemiyle hükümete can suyu taşımaktadır.

Rejim krizi derinleştikçe, demokrasi sorunu bilinen yol ve yöntemlerle çözüme kavuşturulamadıkça, geçmişte öne çıkardığımız esaslar hala geçerlidir. Siyasi tutsaklara özgürlük AKP-CHP pazarlığıyla değil, savaşan işçilerle gelecek. Demokrasi için tek yol devrim.

Ankara’dan Komünistler