Aydınlı’da Emekçilerin Seferberliği için Bağımsız Aday kampanyasının seçim çalışmasına katıldık.
Seçimlerde bağımsız bir siyasetin gerekliliğine dair tartışmalarımız sırasında sık sık bu tutumun kitleler açısından zor ve anlaşılmaz olduğuna dair eleştiriler geliyor. Bağımsız bir adayın seçim çalışmasına destek verirken oportünizmin teşhiri amacıyla değil (zira bu teşhiri ancak bir komünist partinin yapabileceğini biliyoruz) aksine bizim imkanlarımızla dahi böyle bir çalışmanın mümkün olduğunu anlatmak amacı taşıyoruz. Üstelik bunu emekçiler arasındaki hakim olan anlayışın Erdoğanı bir ortak aday ile göndermek olduğunu bilerek yapıyoruz.  Azınlıkta kalsak da emekçilere bu doğruları söylüyoruz. Aydınlı’da Emekçilerin seferberliği İçin Bağımsız Aday ziyaretlerine katılarak gerçekleştirdiğimiz esnaf ziyaretimiz hem tespitlerimizi özetleyen hem de tutumumuzu doğrulayan nitelikteydi.
Ziyaret ettiğimiz Kürt ve HDP seçmeni olan arkadaşlardan biri Türkiye’de hiçbir şeyin yolunda gitmediğinden, Erdoğan’ın kararlarını dilediği gibi aldığından ve artık sistemin işlemediğinden dem vurdu. Kürtlerin karşı karşıya oldukları saldırıları anlattı ve buna artık bir dur demek gerektiğini söyledi. Altılı masa diye karşımıza çıkan siyasi aktörleri yakından tanıdıklarını, ancak HDP kitlesinin Altılı Masaya kazandıracak temel güç olduğu için burjuva muhalefet karşısında pazarlık gücü olduğunu anlattı. Bu güç doğru kullanılırsa Altılı Masa’nın kürtlere taviz vermek zorunda kalabileceğinden, seçimden beklentinin de bu olduğunu söyledi.
Biz konuşmamıza Türkiye’de işler bir sistem kalmadığına dair tespitlerinin önemli olduğunu ve bu tespitin üzerinde durulması gerektiğini söyleyerek başladık. Erdoğan’ın bir türlü gitmediği, hukuksuz uygulamaların birbiri ardına görüldüğü, tüm hukuksuz uygulamalarını ve saldırılarını HDP’yi ve HDP’lileri ezmek için kullandığı ve hiçbir mekanizmanın bunun durduramadığı bir yerde seçimlerin de işleyebileceğini düşünemeyeceğimizi, bunun da aslında devrimci duruma işaret ettiğini anlattık. Karşısında pazarlık gücümüz var diye gördüğümüz altılı masanın ise sözüne asla güven olmayacak bir burjuva ittifakı olduğunu, seçim hesaplarının yapıldığı bugün bile Kürtlere tahammülü olmayanların  olası bir iktidar durumunda Erdoğan’dan farklı davranacaklarını ummanın da gerçekçi olmadığını anlattık. Kürtlerin gücünün Altılı Masa’ya seçim kazandırma ihtimalinden değil Türkiye’deki devrimci dinamikleri oluşturmalarından kaynaklandığını, hem Erdoğan hem de burjuva muhalefetinin onlardan korkmasının temel nedenini burada aramak gerektiğini anlattık.
Konuşmamızda yer alan diğer esnaf arkadaş ise çözümün Altılı masada olmadığını ve onlara oy vermemek gerektiğini söyledi. Altılı masa adayı iktidar olsalar bile Kürtler adına hayırlı bir şey yapmayacağını ifade etti. Sonrasında ise Emekçilerin Seferberliği için Bağımsız Aday çalışması ile beraber gerçekleştirdiğimiz bildiri ve broşür dağıtımına kahvehanelerde katılım gösterdi.
Seçimde bağımsız bir tutumu emekçilere anlatmak elbette kolay değil. Ancak asıl imkansız olan emekçilere bu doğruları anlatmayı seçim sonrasına erteleyip devrimcilikten bahsetmek. Bu siyasi cendereyi kıracak devrimci partiyi yaratma mücadelemiz devam ediyor.
Anadolu Yakası’ndan Komünistler