İşçi Emekçi Birliği, “Düşük Ücretlere, Hayat Pahalılığına, Vergi Soygununa, Savaş Politikalarına Karşı Topyekun Direniş!” şiarı ile 20 Ekim Pazar günü Kartal’da her sene düzenlediği İşçi Emekçi Mitinginin bu sene de dördüncüsünü örgütledi. Biz de, Köz olarak bileşeni olduğumuz İEB’in bu mitingine ilişkin çalışma yürüttüğümüz alanlarda bir ön çalışma planlayarak mitinge hazırlandık.
İçinden geçtiğimiz dönemi Erdoğan’ın çıkmazlarının arttığı, zayıfladığı, yumuşama hamleleri yapmaya çabaladığı bir dönem olarak tarif etmiş; tüm bu sürecin ise kitlelere hükümete ve Erdoğan’a karşı mücadelede özgüven oluşturduğunu, kitlelerin eylem yapma kapasitesinin arttığını ve artacağını, böylelikle her türden mücadelede niceliksel bir artış olacağını ve olmaya da devam edeceğini söylemiştik. Bunları akılda tutarak miting çalışmalarımızın ağırlığını da çalışma yürüttüğümüz kitle örgütlerine verdik.
Çalışmalarımızı iki eksene oturtarak özetlemek mümkün. Bileşeni olduğumuz İşçi Emekçi Birliği’nin merkezi olarak planladığı afiş/bildiri/kurum ziyaretleri çalışmalarına gücümüz oranında katılmak bunun ilk ayağıydı. İkinci ayağını ise içinde çalışma yürüttüğümüz Mayısta Yaşam Kooperatifi’nin de mitinge katılma kararı almasına ve eğer alırsa da bu mitingin çalışmalarına güç vermesine yönelik planlamamız oluşturuyordu. Mayısta Yaşam Kooperatifi geçen seneki İşçi Emekçi Mitingine de Tarlabaşı şubesi özelinde katılmış, burada sınıfın parçası göçmen emekçilerin taleplerini dile getirmişti. Bu sene de kooperatifin Ortaklar Meclisi’nde “farklı mücadele alanlarındaki emekçi kesimleri bir araya getirme ve buluşturma” iddiasında olan İşçi Emekçi Mitingine katılma, kooperatifin eğitim dayanışması faaliyetini yürüttüğü alanlarda ortak ve dostlarına ulaşıp miting çağrısını iletme kararı çıktı. Komünistler olarak çalışma yürüttüğümüz alanlarda bu iki ayaklı çalışmayı hayata geçirmeye yönelik adımlar attık.
İlk olarak İEB’de aldığımız sorumluluklar doğrultusunda Mecidiyeköy’de mitinge çağrı bildiri çalışmalarına katıldık. Hisarüstü ve Okmeydanı’nda mitinge çağrı pankartlarını astık. Mitinge çağrı için Okmeydanı’ndaki sol siyasetleri, dernekleri, kitle örgütlerini ziyaret ettik. Okmeydanı Semt Evi, Yüz Çiçek Açsın Kültür Merkezi, Mayısta Yaşam Okmeydanı Şubesi’ni ziyaret ederek mitinge davet ettik. Bu görüşmelerde sürece dair gazetemizde yer alan görüşlerimizi aktarma imkanımız da oldu. CHP’nin başını çektiği ve kendi siyasi çıkarları doğrultusunda, kendi çizdiği çerçeve içerisinde yön verdiği eylemli bir sürecin yaşandığı bu dönemde, burjuva muhalefete yedeklenmeden emekçileri hükümete karşı bağımsız eylemli bir hatta örgütlememiz gerektiğini anlattık. Bu doğrultuda siyasi farklarımızı göz ardı etmeden ama bunları da eylem birliğinin önünde bir engel olarak görmeden çalışma yürüttüğümüz her alanda bu bağımsız temelde ortaklaşmaya açık olduğumuzu belirttik. Aynı zamanda Boğaziçi Üniversitesi’nde var olan İEB bileşenlerinin gençlik örgütleriyle veya mitinge katılacağını belirten diğer siyasetlerle ortak miting çalışması yürütme hedefimiz olsa da bunu yapamadık. Daha öncesinde sadece bu bileşimle de sınırlı olmayan kesimlerle üniversitede 1 Mayıs öncesi ortak stand çalışmaları, Devrimci 1 Mayıs Korteji çağrısı için bildiri çalışmaları vb. örgütlemiştik. Ancak hem zaman ve imkan kısıtımızdan hem de DGB ve Kaldıraç Üniversite ile koordine olamayışımızdan ötürü üniversitede mitingi gündem eden ortak bir çalışma yapılamadı.
Çalışmamızın bir diğer ayağını içinde bizim de çalışma yürüttüğümüz kitle örgütlerinin oluşturduğunu söylemiştik. Zaten kooperatif Ortaklar Meclisi’nde mitinge katılma kararı aldığını şubelerine ve ortaklarına miting için hazırladığı bildirilerle duyurmuştu. Köz olarak Okmeydanı’ndaki kurumları ziyaret etme sorumluluğunu İEB’te almıştık. Bu doğrultuda Mayısta Yaşam Kooperatifi Okmeydanı şubesine de İEB ziyareti örgütledik, kooperatif ortak ve öğrencilerine İşçi Emekçi Birliği’ni, yürüttüğü çalışmaları, örgütleyeceği mitingin siyasi anlamını taşıma imkanı bulduk. Mayısta Yaşam’ın bir ortağı da tekrardan Ortaklar Meclisi’nde aldıkları kararı ve daha sonra Yönetim toplantısında belirlediği “Öğrenciye İş Çalışana Öğrenim Hakkı!” ana şiarını ve diğer şiarları aktararak mitinge katılacaklarını söyledi. Ancak Okmeydanı’nda planladığımız ev ziyaretleri ve diğer çalışmaları yürütemediğimiz için tanıtım faaliyetinin ötesine geçemeyen bir miting çalışması yapabildik. Bunların takipçisi olamadığımız için de kooperatifin bu şubesindeki çoğu ortağı ve öğrencisi katılamamış oldu.
İçinde çalışma yürüttüğümüz bir diğer alan olan kooperatifin Tarlabaşı şubesinde bu mitinge kooperatifin, bir bileşeni olduğu Göçmen Mülteci Dayanışma Ağı’na önerip bu ağın bileşeni olan diğer kurumlarla birlikte mitinge katılmasının önemli olduğunu önerdik. Miting öncesinde şubenin geçen sene yaptığı gibi göçmen emekçi aileleri ziyaret ederek mitingi gündem etme, şubede döviz hazırlama çalışmalarını da parçası olduğu bu Ağ ile birlikte gerçekleştirmesinin daha güçlü olacağını ekledik. Önerimizin şube ortaklarınca kabul edilmesiyle ve kooperatifin Yönetim’ine gündem edilmesiyle birlikte kooperatif Göçmen Mülteci Dayanışma Ağı’na İşçi Emekçi Mitingi’ni gündem ederek neden bu mitinge katılmak gerektiğini anlattı. Geçmiş seneki deneyimini aktaran Mayısta Yaşam, bu sene daha güçlü bir şekilde sınıfın parçası olan göçmen emekçilerin sorunlarını ve barınma, sağlık, sendikalı-sigortalı çalışma, eğitim, vatandaşlık hakkı gibi haklarını miting alanlarına taşımanın önemli olduğunu, Ağ’ın önceki yaptığı basın açıklaması, eylem ve etkinliklerde söylediği şiarları miting alanlarında da yükseltmesinin siyasi bir anlamı olduğun ve bunun bu Ağ’ı da güçlendireceğini söyleyerek önerisini yaptı. Bu doğrultuda mitinge giderken örülecek çalışma kapsamında ilişkide olduğu göçmen emekçi ailelere birlikte ev ziyaretleri yapılabileceğini, bunun sadece kendisiyle sınırlı değil buradaki kurumların imkanlarıyla da çoğaltılabileceğini söyledi.
Mayısta Yaşam’ın bileşeni olduğu Göçmen Mülteci Dayanışma Ağı’na yaptığı öneri, İEB mitingi bahsinde değil genel olarak mitinglere ağın katılımı çerçevesinde tartışıldı. Enternasyonal Dayanışma ve İHD İstanbul Şube’nin dillendirdiği bir görüş, Göçmen Mülteci Dayanışma Ağı’nın bir miting örgütleyebileceğini ancak şemsiye bir yer olduğu için bu ağın pankartlı bir şekilde kimin örgütlediğinden bağımsız olarak başkalarının örgütlediği mitinglere katılmaması gerektiğini; böyle mitinglere katılım konusunda çeşitli hassasiyetlerin olabildiğini ve Ağ’ın bileşeni olan herkesin onayını almak gerektiğini savundu. Mayısta Yaşam ise, 1 Mayıslara, 8 Martlara, İşçi Emekçi Mitingi gibi mitinglere ve eylemlere Ağ’ın bileşenleri arasındaki farklılıkları göz ardı etmeden ama bunları ortak bir şekilde mitinge katılmanın önüne engel olarak da koymadan katılmasının burayı zayıflatan değil güçlendiren bir hat olacağını vurguladı. Ağ, düzenlediği eylem ve basın açıklamalarında kullanılan pankartın nasıl arkasında duruyorsa pekala mitingde de durabileceğini belirtti. O an var olan toplantıda Birlikte Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi, YSP, İHD İstanbul ve Enternasyonal Dayanışma ilk görüşe katıldığı, zaten sınırlı olan toplantı bileşiminde de diğer kurumlardan bir ses çıkmadığından dolayı “ilkesel olarak” Ağ’ın kendisinin dışında örgütlenen mitinglere katılmama kararı alınmış oldu.
Komünistler olarak içerisinde çalışma yürütelim yürütmeyelim sadece kısa değil uzun erimli zeminlerde de kitle örgütlerinin, sendikaların, derneklerin, siyasetlerin yan yana gelerek ortak bir çalışma yürütmesini, bunu da kendi siyasi kimliklerini de gizlemeden ve bunları da eylem birliklerinin önüne engel olarak dikmeden yapmasını doğru buluruz. Sadece istemekle kalmayız hükümete karşı bağımsız bir mücadele temelinde de böyle eylem birliği, güçbirliği zeminleri yaratmak için tüm imkanlarımızı da seferber ederiz. İçinde çalışma yürüttüğümüz herhangi bir kitle örgütünde de dar grupçu eğilimlerle savaşırız, bu kitle örgütlerinin demokrasi mücadelesi veren tüm kesimlerle bir araya gelmesini destekleriz, o örgütlerin bir üyesi olarak da önerilerimizi bu yönde yaparız, bunların sorumluluğunu da almaya çalışırız. Önerilerimiz geçmediği, kabul görmediği için küstümcülük yapmayız, oradan çekilmeyiz. İçinde çalışma yürüttüğümüz kitle örgütlerine dair de bu perspektif ışığında plan yapar, onları bu doğrultuda yönlendirmeye çalışırız. Ya siyasetlerin “demokratik” kitle örgütleriyle kendilerini ikame ettiği ya da arka bahçelerine çevirip kendi kontrolü dışındaki örgütlü-örgütsüz kesimlere o örgütleri kapatmanın burjuva sosyalizminin yaygın görüşleri olduğundan dolayı bunları tam da burada hatırlatmayı önemli buluyoruz.
Dolayısıyla, Mayısta Yaşam’ın önerisinin kabul edilmeyişinin ardından ne oradaki koordinasyona bozucu şekilde yaklaşması ne de tek başına mitinge çıkmaya karar vermesi doğru olurdu. Nitekim böyle de yapmadı. Komünistler olarak Mayısta Yaşam’ın Ağ içindeki kurumlara aynı çerçevede eylem birliği önerisiyle gitmesi gerektiğini önerdik. Önerimizin kabul edilmesiyle Mayısta Yaşam zamanın sınırlı olmasından dolayı yalnızca Göçmenlerle Kardeşiz, Hepimiz Göçmeniz, Göç-İz Der ve DEM Parti Göçmen ve Mülteci Komisyonu ile iletişime geçti. Bu kurumlar arasından da Hepimiz Göçmeniz kooperatifin çağrısına olumlu yanıt verdi.
Mayıta Yaşam Tarlabaşı şubesinin ortakları miting öncesinde göçmen emekçilere vatandaşlık, sendikalı-sigortalı çalışma, eğitim, barınma, sağlık hakkı gibi şiarları belirleyerek Kıvılcım Kültür Merkezi’nde dövizlerini hazırladılar. Her ne kadar zaman ve imkandan dolayı şubenin ailelerine ev ziyaretleri yapmak mümkün olmasa da dövizler kooperatifin derslerinin olduğu gün gelen çocuklarla birlikte boyandı. Şubenin mitinge gelemeyen ortakları olsa da miting öncesindeki çalışmalara ortaklarını ve öğrencilerini katması olumluydu. Mayısta Yaşam sınırlı da olsa tüm çalışmalarına Hepimiz Göçmeniz’i de davet etti. Böylelikle İşçi Emekçi Mitinginde “Sınıfın Parçası Göçmen Emekçilerle Dayanışmayı Büyütelim!” pankartını Hepimiz Göçmeniz ve Mayısta Yaşam Kooperatifi ortak bir şekilde taşımış ve yükseltmiş oldu.
Bizim için İşçi Emekçi Mitinginin en önemli, olumlu ve tüm eksikliklerimize rağmen bir sonraki senelerde gerisine düşülmemesi gereken yanı, mitingin adı ve iddiasına uygun şekilde, mitingin örgütleyicisi dahi olmayan iki kitle örgütünü bu mitinge kendi bağımsız talepleriyle, ajitasyonuyla, sloganlarıyla katmamız oldu. Kortejdeki kişilerin sayısından bağımsız ve hatta onu aşan bir politik anlamı olan bu tabloyu büyütmek için kitle örgütlerindeki çalışmalarımızı düşündüğümüzde durum yirmi beş sene öncekinden daha farklıdır. Bugün nesnel koşullar daha elverişli, olanak ve imkanlar daha fazla, deneyimimiz daha çoktur. Yeter ki kullanabilelim…
Varoşlarda Birleş, Alanlarda Devleş!
Üniversitelerden Komünistler