Filistin İçin Bin Genç’in farklı üniversitelerde eş zamanlı olarak örgütlediği “Kampüslerde Direnişi Büyütüyoruz! Öğrenciler Özgür Filistin İçin İntifadaya!” şiarlı eylemin Boğaziçi Üniversitesi ayağına katıldık.
30 Nisan Salı günü, saat 17.00’de Kuzey Piramit önünde başlayan eylemde yaklaşık 80-90 kişi vardı. Eylemde okunan basın açıklamasında Columbia Üniversitesi yönetiminin Filistin için eylem yapan öğrencileri gözaltına aldırmasıyla başlayan Filistin için öğrenci hareketinin tüm üniversitelere yayıldığından bahsedilerek şunlar eklendi:
“Türkiye’de bulunan NATO üsleri, işgalci uçakların yakıt ikmalini, İsrail’in koruma sistemlerini sağlarken; Zorlu Enerji ve SOCAR gibi sermaye grupları ise İsrail’e enerji ve petrol sağlıyor. Mavi Marmara katliamından sonra normalleşme süreçlerini başlatan AKP iktidarı süresince Türkiye-İsrail ticaret hacmi 9 milyar dolara çıktı. İşgalciler, Türkiye’den tedarik edilen enerji ve çelik sayesinde işgallerini sürdürdü. Bugün hala siyonist işgal ve soykırım politikaları emperyalist Batı’nın sağladığı kaynakların yanı sıra Türkiye’den, yani TÜSİAD, MÜSİAD gibi sermaye odaklarının kirli ticaretine ket vurmayan hükümetin işbirlikçilerinden güç alıyor. Soykırımcıyla tüm ticari, diplomatik ve akademik ilişkiler kesilsin! Kampüslerimizde siyonist sermayeye geçit verilmesin!”
Eylem öncesinde eyleme katılan kimi arkadaşlarla bugün Türkiye solunda İsrail ile tüm ilişkilerin kesilmesi ekseninde eylemler yapılırken komünistlerin öne çıkarması gereken tutumu “Asıl düşman kendi yurdunda!” ifadesiyle özetlemenin mümkün olduğunu konuştuk. İsrail’in katliamlarından bahsederken bu topraklarda mücadele eden devrimciler olarak bunun Türkiye’de daha yakıcı ve elzem olduğundan bahsettik. Filistin’de ve Kürdistan’da esaret altında tutulan milyonların kurtuluş yollarının da, kaderlerinin de ortak olduğunu çünkü İsrail’in Filistin’deki ulusal baskı ve katliamlarını Türk devletinin de misliyle yaptığını ve yapmaya devam ettiğini anlattık. Gazze’yi boğan siyonistlerin karşısında nasıl duruyorsak, bu eylemlerde ön plana çıkartılan “İsrail ile ilişkiler kesilsin!” talebinin muhatabı olan Türk devletinin bugün Metina ve Zap’taki direnişi kırmak için yürüttüğü operasyonların karşısında da aynı şekilde durmamız gerektiğini vurguladık.
Ne Şeriat Ne Siyonizm Yaşasın Bağımsız Birleşik Laik Filistin!
Ortadoğu’ya Barış İçin Filistin ve Kürdistan’a Özgürlük!
Asıl Düşman Kendi Yurdunda!
Üniversitelerden Komünistler