10 Ocak Salı günü, HDK Gençlik Meclisi ve Gençlik Komünleri ile birlikte hazırladığımız “HDP’yi Savunalım!” gündemini ele alan bildirilerimizi Boğaziçi Üniversitesi Kuzey Kampüs yemekhanesine, ders çalışma yerlerine ve kafeteryaya dağıttık.

Ortak yazdığımız bildirinin içeriği şöyleydi:

“HDP’Yİ KİTLESEL EYLEMLERLE SOKAKTA SAVUNALIM, DBP’YE SAHİP ÇIKALIM!

HDP Kapatılma Davası adı altında, 687 HDP üyesine siyasi yasak ve HDP’nin kapatılması talebiyle 17 Mart 2021’de Yüksek Mahkemeye gönderilen iddianame ile başlayan süreç son olarak 5 Ocak’ta alınan partinin hazine yardımları bulunan hesaplarına bloke konmasıyla devam etti. İktidarın Kürt halkına açtığı savaşın bir parçası olan bu karar ile Kürtlerin ve Türk yoksullarının bütünüyle sindirilmesi amaçlanmaktadır. Bizler biliyoruz ki demokrasi mücadelesi veren tüm kesimlere dönük siyasi iktidarın bu saldırısı ne ilk ne de sondur. 1993’te kapatılan Halkın Emek Partisi (HEP), 1994’te kapatılan Demokrasi Partisi (DEP), 2003’te kapatılan Halkın Demokrasi Partisi (HADEP), 2009’da kapatılan Demokratik Toplum Partisi (DTP) örneklerinde görüldüğü gibi sistem kendisini her zaman tüm emekçi ve ezilenlerin siyasi iradesini gasp ederek var etme teamülündedir.

Son olarak HDP’nin kapatılma davası kapsamında açıklanan hazine yardımlarına bloke kararı da nihai kararı açıklayacak bir biçimde alınmıştır. Bu nihai karar da rejimin kendi bekası için seçim sürecine yönelik bir hamle olarak görülmelidir.

Bu topraklarda mücadele yürüten, büyük ve cesur fedakarlıklarla direnişler göstererek, bugünlere gelen bu siyasi mücadele onlarca yıldır vardır ve süregelecektir. Kürdün, kadının, LGBTİ+’nın, Alevinin, tüm emekçi ve ezilenlerin düşmanları bugün de dün olduğu gibi umutsuz operasyonlara yeltenmektedirler. Umutsuzlar, çünkü güçlü olan biziz. Korkaklar, çünkü zayıf olan onlar, zayıflıklarını maskelemek için saldırıyorlar.

Bugün HDP ve DBP’ye yapılan saldırıların karşısında durmak, demokrasiden, emekçiden, ezilenden yana olanların başlıca sorumluluğudur. Çünkü siyasi iktidarın saldırıları, sadece HDP’ye ve DBP’ye değil, tüm emekçi ve ezilenlere karşıdır. Bizlere düşen görev ise sokaklardan fabrikalara; okullardan, tarlalara yaşamın her alanında tüm emekçi ve ezilenlerle toplumsal mücadeleyi büyüterek bu saldırıları kitlesel biçimde püskürtmektir.”

HÜKÜMETE KARŞI HDP’Yİ KİTLESEL EYLEMLERLE SOKAKTA SAVUNALIM!
DBP’YE SAHİP ÇIKALIM!
Üniversitelerden Komünistler