Çağdaş Hukukçular Derneği, 1974’ten beri Türkiye’de emekçi ve ezilenlerin tarafında olan, hukuk alanında mücadele eden bir avukat meslek örgütü olarak faaliyetlerini sürdürmekte. Bu süreçte özellikle toplumsal davalar, kadın sorunu, maden katliamları, KHKler, cezaevi saldırıları, tutsaklara yönelik devletin politikaları gibi esasında devletin emekçi ve ezilenlere uyguladığı şiddeti içerir tüm konularda hukuki açıdan bir mücadele hattı örme gayretinde. Bu sebeple de çalışmalarının ekseriyetini Türkiye’de yaşanan hukuksuzluklara karşı sair yöntemlerle (basın açıklaması, gözaltı takibi, eylemlere katılım, dava süreçlerinde vekillik, hak ihlallerini raporlamak) mücadele etmek oluşturuyor.
ÇHD’nin benimsemiş olduğu perspektif, her ne kadar burjuva hukuk düzeni emekçi ve ezilenleri korumasa da bu düzenin içerisinde emekçilerin mücadelesiyle kazanılmış hakların korunmaya matuf olduğu ve bu kapsamda ortaya çıkmış hukuki düzenlemelerin devlet veya hükümet tarafından geri alınmaya çalışıldığı noktalarda da bu girişimlere karşı avukatların ortak bir şekilde mücadele etmesi, bu hak gasplarının kitleler nezdinde teşhir edilmesi, bilinir ve görünür kılınması gerektiği yönündedir. Solda hakim olan anlayışa paralel olarak da ÇHD de bu hak gasplarının görünür kılınması ile bir kamuoyu yaratma ve toplumsal bir baskıyı örgütlemeyi önüne koymaktadır.
Köz’ün arkasında duran komünistler olarak sektörel bir örgüt olarak ÇHD’nin içerisinde çalışma yürütürken bir yandan birer ÇHD’li olarak ÇHD’nin ilişki ağını genişletmesini, bilhassa işçi avukatlar olmak üzere daha yaygın bir örgütlenmeye kavuşmasını ve diğer kitle ve meslek örgütleriyle daha sıkı temas ve koordinasyon halinde olmasını amaçlıyoruz. Aynı zamanda yürüttüğümüz faaliyet ile aşağıda bahsettiğimiz üzere komünistlerin kitle örgütlerine yaklaşımını görünür kılmayı ve ilişkiye geçtiğimiz kesimleri genişletmeyi planlamaktayız.
Sınıfın içinde yürütülecek çalışmanın işçi sınıfının en ayrıcalıksız, örgütsüz kesimlerini örgütleme, kendi sorunları etrafında harekete geçirme, yerel sorunları etrafında sorumluluk almaya kışkırtmak amacını taşıması gerekse de ÇHD’nin bir meslek örgütü oluşu, işçi sınıfının ayrıcalıklarını yitirmekte olan ve bu ayrıcalıklarını yitirmekten de öfke duyan bir kesime hitap ediyor oluşu sebebiyle bu perspektifi varoşlardaki sınıf çalışması mantığımızla gerçekleştirmek mümkün değil. Buna karşın işçi sınıfının en ayrıcalıksız kesimlerinin sorunlarını gündem ederek sektörel anlamda bir hak kazanımının dahi en ayrıcalıksız kesimlerin mücadelesini omuzlayarak mümkün olduğunu anlatmaya çalışıyoruz.
ÇHD’nin Örgütlenmeye Yönelik Çalışmaları
Bahsettiğimiz üzere birer ÇHD üyesi olarak içerisinde bulunduğumuz kitle örgütünün örgütlenmesi, herhangi bir derneğe üye olmamız hasebiyle dahi önümüze aldığımız bir sorundu. Biz bu konuda sair kitle örgütlerinde görülen; kitle örgütünün örgütlenebileceği alanların ortadan kalkmasıyla yavaş yavaş birbirini tanıyan insanlar hatta arkadaşlar/dostlar toplamına dönüşmesi gibi bir sürecin önüne geçmek için ÇHD üyeleri olarak birtakım öneriler oluşturduk.
Esasında yaklaşımımızın temelini, bir kitle örgütünün diğer sınıf örgütleri ile yan yana gelerek, siyasetlere ve tüm emekçilere kapısını açarak verimli bir örgütlenme faaliyeti gerçekleştirebileceği oluşturuyor. Bunlara ek olarak yine birtakım platformlarda da sınırlı olarak da olsa ÇHD’nin temsili varlığı sürüyor. Bu noktada farklı kitle örgütleriyle ÇHD’nin katkı sunabileceği platformlarda bir araya gelmeye ilişkin bir niyet noksanlığından söz edilemeyeceği aşikar. Öte taraftan, ÇHD’nin prensip olarak siyasi kurumlarla yahut siyasi kurumların “belirgin” şekilde içerisinde çalışma yürüttüğü kitle örgütleriyle yan yana gelmemek, tüm siyasetlerle eşit mesafede bulunduğunu göstermek için hepsinden uzak durmak gibi bir tutumu mevcut. Örnek vermek gerekirse yerel ve genel seçimler yahut baro seçimlerinde ÇHD üyeleri farklı siyasi anlayışlara sahip olduğu için herhangi bir adayı desteklememek veya bir siyasi kurum ile eylem/gösteri vs. olmasa dahi ortak bir etkinlik düzenlememek bu tutumun bir sonucu. Son olarak ise ÇHD yapısından ötürü yukarıda bahsettiğimiz üzere tüm emekçilere kapısını açan bir forma sahip değil.
Bu sorunlara karşın bizim önerilerimiz ise özellikle işçi avukatları ve onların sorunlarını merkeze almak, yalnızca avukatlarla sınırlı olmadan emekçilerle akşam okulları, anayasa sorunu başta olmak üzere merkezi siyasi gündemlere dair ÇHD’nin Öğrenci, Stajyer ve İşçi Avukat Komisyonu’nu aktif kılmak için okuma grupları düzenleyerek daha geniş bir kesimle buluşmayı sağlamak yönünde gelişti.
Geçmiş olan süreçte bu önerilerimizin bir kısmı reddedildi, bir kısmı ise kabul gördü. Burada belirtmek gerekir ki kabul gören önerilerimize ilişkin faaliyetleri örgütlemekte bizim de planlama ve takip eksikliğimiz oldu.
Önümüze koyduğumuz bir etkinliği bizim dışımızda arkadaşlarımız da sorumluluk almasına karşın takip
etmek ve sorumluluğunu almakta eksik kaldık. Bu durumu sonrasında değerlendirdiğimizde, özellikle kitle örgütlerinde faaliyet yürütürken almış olduğumuz sorumluluklara daha ihtimamlı yaklaşmamız gerektiğini, çevremizdeki arkadaşlarımızla kolektif olarak bir süreci örgütlemek kadar sorumluluğumuzu her halükarda yerine getirmemiz gerektiğini değerlendirdik.
Bu değerlendirmemizden sonra faaliyetine başlayan ve bizim de içerisinde faaliyet yürüttüğümüz İşçi, Öğrenci, Stajyer Avukat Komisyonu ise şu an hukuk camiasındaki ana mesleki gündemlerden birini oluşturan HMGS (Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı) sınavına karşı geniş kapsamlı ve uzun erimli bir faaliyet kurguladı. Komünistler olarak bu kampanyada vurgulanması gerekenin, bu sınav ile okurken çalışmak zorunda olanların, kalacak yer bulamadığı için okula sınavdan sınava gelebilenlerin elenmeye çalışıldığı, iddia edildiği gibi bir avukat enflasyonunun değil, fazla mesaisi verilmeden, örgütlenmesine müsaade edilmeden çalıştırılan avukat yığınları sorunu olduğunu belirttik. Komisyondaki arkadaşlarımızın görüşlerimize katılmakla beraber hukukun ticarileşmesi ve tekelleşmesine ilişkin yorumları, savunmaya saldırılara ilişkin vurguları oldu.
Bu sırada HMGS kampanyası ile ilişkili ancak bağımsız olarak komisyonun film gösterimi ve tanışma kahvaltısı etkinliklerine de katıldık. Bu etkinliklere çevremizdeki ilişkilerimizi katmaya çaba gösterdik, etkinlikler vasıtasıyla tanıştığımız insanların ÇHD’ye örgütlendirilmesi için ÇHD’nin perspektifini ve faaliyetlerini aktardık.
Bu noktada değinilmesi gereken başka bir eksiklik ise bugüne kadar ÇHD’nin düzenlediği yahut çağrıcısı olduğu pek çok eylem ve etkinliğe katılmış olsak, bir kısmının örgütlenmesinde aktif rol almış olsak da bunları gazeteye yansıtamadık. Burada aktardığımız faaliyetlerin planlamayıp sorumluluğunun alınmadığı için değil, bu planlamanın siyasi bir parçası olan haberini yazmayı ele almadığımızdan ve bunun takibini yapamadığımızdan ötürü ortaya çıkan eksikliğimizi tespit ediyoruz. Bu yazıyı da bu eksikliği kapatmanın ilk adımı olarak görmek gerektiğini düşünüyoruz.
Önümüzdeki süreçte komünistler olarak ÇHD’de yürüttüğümüz faaliyetlerde komünistlerin kitle örgütü faaliyetleri ve kısmi sorunlara yönelik çalışmalara yaklaşımı konusunda propagandamızı daha geniş kesimlere ulaştırmaya gayret sarf edeceğiz. Aynı zamanda üyeleri olarak ÇHD’nin faaliyetlerinin daha etkin ve geniş bir çerçeveye ulaşması için çalışmalarımızı da sürdüreceğiz ancak bu durumun kendisi vurguladığımız üzere bizzat ve evvela ÇHD üyesi olmamızdan ileri geldiği için bu yazının konusunu oluşturmuyor.
Üniversitelerden Komünistler