Boğaziçi Üniversitesi Kuzey Kampüs’te 1 Mayıs çalışmalarımız kapsamında 13 Nisan Çarşamba günü standımızı açtık. “Üniversite siyaseti değil, üniversitelere siyaset sokma” amacıyla defaatle önerdiğimiz ve gerek Boğaziçi Üniversitesi’ndeki gerek diğer üniversitelerdeki başka siyasetlerden arkadaşlarla da konuştuğumuz bu gibi faaliyetlerin gerekliliğini vurguluyor, 13 Nisan’da hem Marksist Fikir Topluluğu’ndan hem de Kaldıraç Üniversite’den arkadaşların tesadüfen gelişen yan yana masa açma teklifimizi kabul etmelerini önemsiyoruz. Sabah 9’dan akşam 7’ye kadar açık olan standımızda dergimizin ve gazetemizin son sayısını, çeşitli broşürlerimizi, Newroz özel sayımızı ve 24 Nisan’da gerçekleştirilecek olan “Demokrasi Mücadelesi Devrimle Kazanılır” şiarlı, 1 Mayıs’ın nasıl bir siyasal atmosferde yaklaştığını ve 1 Mayıs’ta devrimci tutumu da konuşacağımız 1 Mayıs pikniğimizin biletlerini sattık ve dağıttık.
Marksist Fikir Topluluğu’ndan bir SEP sempatizanıyla Sosyalist’in son sayısına da konu olmuş Ukrayna-Rusya Savaşı üzerine sohbet ettik. Devrimciliğin iki temel ilkesinden, yani bütün sorunları iktidar sorununa bağlamak ve hakim sınıf devletleriyle işbirliği yapmayıp onları yıktıkları konusunda anlaştıktan sonra, Ukrayna meselesinde de takınılması gereken komünist tutumun iki gerici burjuva yahut emperyalist devlete yedeklenmeyerek, “asıl düşman kendi yurdunda” şiarını belleyerek öncelikle kendi hükümetinin yenilgisi uğruna savaşacak olan devrimci partiyi Ukrayna ve Rusya’da yaratmak olduğunu konuştuk. Bu itibarla, aslında Komintern belgelerinde Roy’un müdahalesiyle düzeltilen komünistlerin ittifak yapmak için halen güncelliğini koruyan ulusal devrimci kurtuluş hareketlerinin üç şartında ortaklaştığımızı, ne Donbass’ta ne de Ukrayna yahut Rusya’nın kuyruğuna sözümona “hiçbir politik destek vermeden” takılan akımların bütün bunların üzerinden atlayarak “bir şey yapmak uğruna” gerici burjuva diktatörlüklerinin o ya da bu şekliyle güdümünde olmasından bahsettik. Bu doğrultuda, aslında Ukrayna savaşıyla gün yüzüne çıkmayan ve orayla da sınırlı olmayan, yanı başımızda en çok devrimcinin yaşadığı ve uluslararası bir sorun olan Kürdistan’ın haklı savaşında sessiz kalmamak gerektiğini, bu yakıcı sorunun da çözümünün uluslararası olması sebebiyle komünist bir enternasyonali yaratmak için Ukrayna kadar uzaklara gitmememiz gerektiğini konuştuk.
Marksist Fikir Topluluğu belli bir saatten sonra masasını toplayıp gittikten sonra Kaldıraç Üniversite’den arkadaşlar gelip yanımıza masalarını kurdular. Aynı hafta içerisinde gerçekleşecek olan 1 Mayıs konulu pikniklerine davet broşürlerini dağıttılar.
Gün boyunca masamız birçok kişinin ilgisini çekti. Çeşitli çevrelerden insanlar masamıza gelip gazete, dergi, broşür aldı, siyasetimizin neleri savunduğuyla, neler yaptığımızla ilgili sorular sordu. 1 Mayıs’ta da yükselteceğimiz “Demokrasi İçin Tek Yol Devrim”, “Kahrolsun Ezen Ulus Şovenizmi” ve “Devrim İçin Devrimci Parti” şiarlarımızda cisimleşmiş siyasi hattımızı daha da somutlaştırarak birlikte konuştuk, sonrasında onları 1 Mayıs pikniğimize ve 1 Mayıs’ta yürümeye davet ettik.
Üniversitelerden Komünistler