17 Haziran günü HDP İzmir İl Örgütü binasına yapılan saldırıyla HDPli Deniz Poyraz katledildi. Deniz Poyraz yoldaşın katli halihazırda bugün Türkiye’deki siyasi tablo çerçevesinde değerlendirilmesi gerekirken kimileri bunu bir provokasyon kimileri ise bir gündem değiştirme çabası olarak yorumladı. Saldırı birçok örgütün de HDP’ye yönelik kapatma girişimini gündemine almasına vesile oldu. Akabinde katliama karşı birçok ilde Deniz Poyraz’ı anmak için ve HDP’ye yönelik saldırılara ilişkin eylemler düzenlendi. Ben de bir KöZ okuru olarak 19 Haziran’da Kadıköy’de Süreyya Operası önünde düzenlenen eyleme katıldım.

Eylemde HDP binasındaki arkadaşlarımızın Süreyya Operası önüne yürünmesi polis güçleri tarafından engellenirken Süreyya Operası önünde yer yer oturma eylemine dönüşen bir bekleyiş gerçekleştirildi. Bu esnada örgütler tarafından “Şehid Namırın!”, “Deniz Kavgadır, Kavga Sürecek!”, “Bu Pisliği Ancak Devrim Temizler!”, “HDP Halktır, Halk Susturalamaz!”, “Faşizme Karşı Omuz Omuza!” gibi sloganlar atıldı. Öte yandan Newroz’da, 1 Mayıs’ta ve 15-16 Haziran eylemlerinde de HDP’yi gündem haline getiren KöZ ise “Deniz Poyraz’ın Katilleri Belli, seçimle değil devrimle gidecekler”, “HDP bağımsız siyasetle var olabilir, HDP kitlesel eylemlerle savunulabilir”, “15-16 Haziran’ın Yolundan HDP’yi kitlesel eylemlerle savunalım” dövizleriyle katıldı. “Seçimle Değil Devrimle Gidecek!” sloganıyla alanda destek görürken, KöZ aynı zamanda “Ne Cumhur Ne Millet, Tek Yol Devrim!” diyerek kuyrukçu muhalefet eleştirisi de yükseltti. Bekleyiş sonrasında HDPli temsilcilerin Süreyya Operası önüne varmasıyla Deniz Poyraz için saygı duruşunda bulunuldu ve HDPli temsilcilerin açıklamalarıyla eylem sonlandı.

Deniz Poyraz’ın katlinin sadece dört gün sonrasında ise AYM, HDP’nin kapatılmasına dair iddianameyi kabul etti. HDP’nin kapatılmasına yönelik iddianame kararı ve Devlet Bahçeli’nin saldırıyla alakalı ifadelerini değiştirmesi ile Deniz Poyraz’ı hedef gösteren konuşması sessizlikle karşılanırken gece yarısı sonrası müzik yasağı gündem haline getirildi. Fakat ilginç olan ise, bugün, saldırının bir hafta sonrasında, asıl HDPli Deniz Poyraz’ın katlini gündem değiştirme çabası olarak yorumlayıp ses yükseltenlerin HDP’yi savunma şiarlarını çoktan çeşitli gündemlere kurban etmiş olmasıdır. Başka bir deyişle, kuyrukçu solun kendi gündemini aslında kendisinin sabote ettiği açıkça görülmüştür.

Bu süreç benim için “HDP Kapatılamaz” diyen legalist tasfiyeciler ile “HDP’yi Kapattırmayacağız” diyenler arasındaki ayrımı daha da netleştirdi ve iki şiarın arkasındaki politik farkı somutlaştırdı. İnanıyorum ki, bugün de biz komünistlere düşen görev, bütün bu saldırılara ve kararlara karşılık sebatkarlıkla “Kapattırmayacağız!” diyerek HDP’yi kitlesel eylemlerle savunmak, HDP tabanıyla sokaklarda birleşmek, HDP’nin kaderini Millet İttifakı’na terk etmemektir. Deniz Poyraz yoldaşın anısına ancak bu vurguyla sahip çıkılabilir.

Deniz Poyraz’ın Katilleri Belli, Seçimle Değil Devrimle Gidecekler!

Kadıköy’den Bir KöZ Okuru