Mayısta Yaşam’ın “Depremle Dayatılan Sefalete, Devletle Gelen Şiddete Karşı Mücadele Eden Kadınlarla Dayanışmayı Büyütüyoruz” şiarıyla düzenlediği 8 Mart etkinliğinin örgütlenmesinde Köz’ün arkasında duran komünistler olarak sorumluluk aldık. Geçmişten bugüne Mayısta Yaşam’ın demokrasi mücadelesinin bir parçası olması ve bu mücadelelerle dayanışması için sorumluluk alıp yönlendirdik. Düzenlenen etkinlik de bu amaca hizmet etmesinin yanı sıra dört aya yakın bir süredir yürüttüğümüz seçim çalışmamızda aldığımız siyasi tutumu anlatmamız için bize bir kürsü yarattı.

Etkinlikte Mayısta Yaşam, Çaz-Der, Halkın Hukuk Bürosu, Emekçilerin Seferberliği İçin Bağımsız Aday Çetin Eren ve KöZ olarak biz söz aldık. Etkinliğe mesajlarıyla katılan Ayten Öztürk, Deniz Poyraz’ın annesi Fehime Poyraz ve Elif Torun Öneren ise dayanışma ve mücadele çağrılarını yükselttiler.  Grup Yorum, Okan Kobatan bir etkinliğe katılanlar için bir dinleti yaptı. Kooperatif adına aynı zamanda KöZ olarak bizim de çalışmasını yürüttüğümüz Bin Umut seçim kampanyasıyla cezaevinden çıkan ve bugün tutuklu bulunan Sebahat Tuncel’e 8 Mart vesilesiyle yazılan mektup okundu.

Seçim çalışmasının sözcüsü olan Çetin konuşmasında 1 Mayıs Mahallesi’nin karşısında yükselen gökdelenlerle 1 Mayıs Mahallesi arasındaki karşıtlığa işaret ederek seçim süreciyle benzerlik kurdu. Seçimlerin de görkemli büyük bir süreç olarak sunulduğunu, Berkin’in katillerini içinde barındıranların, Altılı Masa’nın bize parlamentoyu çözüm olarak sunduğunu söyledi. Adaylığının da bu tablo karşısında aykırılık yarattığını, düzen ittifaklarına bel bağlamamak kendi gücümüze güvenmek gerektiğine vurgu yaptı.

KöZ olarak söz aldığımızda ise şunları ifade ettik:

8 Mart tarih öncesinden beri siyasal bir gün olarak görülmemektedir. Bugün 8 Mart’ı kadınların kurtuluş mücadelesinde bir gün olarak kullanıyorsak bunun en büyük etmeni işçi sınıfının kurtuluşu mücadelesinde aktif rol alan kadınlardır. Bu yüzden devrimciler, komünistler için 8 Mart deyince akla ilk gelen Paris Komünü gibi Ekim Devrimi’dir. Çünkü kadınlar bu devrimlerde barikatların en önünde yer almış erkek yoldaşlarıyla birlikte muzaffer devrimlerin sorumluluklarını üstlenmişlerdir. O gün Rusya’da çarı deviren kadınlar sonraki tüm zorba iktidarlara karşı dünyanın dört bir yanında en önde mücadele etmişler ve bugüne dek 8 Martların siyasal bir gün olarak gelmesine vesile olmuşlardır. O günden bugüne iktidarlara karşı siyasal mücadelenin neferi olan kadınlar bugün yine mücadele alanlarından hiç geri durmamaktadırlar. 8 Mart’ın asıl anlamı da bu siyasal mücadelelerin iktidarı fethetmek amacıyla yürütülen bir mücadeleye evrilmesiyle kazanılabilecektir.

Bu topraklarda da devrim mücadelesi hiç eksik olmadı, o yüzden de bu toprakların, Beseleri, Mariaları, Zarifeleri hiç eksik olmadı.  Yanı başında Rojava Devrimi’nin bayrağını daha da yükseltmek için öne çıkan Kürdistanlı ve Türkiyeli kadın devrimciler de, bugün siyasal iktidarı fethetmek için devrimci bir örgütün disiplini altında devrim mücadelesi yürüten kadınlar da bu gerçeğin ta kendisidir. 8 Mart deyince anlaşılması gereken iktidarı fethetmek ve dünyayı sarsacak devrimleri gerçekleştirmek için tüm ezilen kesimlerin ortak bir mücadele günü olmasıdır.

Günümüz Türkiyesi’nde ezilenlerin kurtuluşu mücadelesinin önündeki en büyük engel de var olan hükümetin ta kendisidir. Bu hükümetten kurtulmadan en ufak demokratik bir kazanım dahi elde edilemez. Asıl soru da burada bu hükümetten nasıl kurtulacağız sorusudur. Rejim krizinin yaşandığı, 2015 Haziran seçimlerinin ardından bu hükümetin başlattığı içsavaşın devam ettiği koşullarda, bu hükümetten rejimin kendi yöntemleriyle kurtulunamayacağı besbelli ortadadır. Bu koşullar altında hükümetten kurtulmak için seçimleri nasihat edenler, Cumhur İttifakı’na karşı Millet İttifakı’nı öne çıkaranlar bu hükümetin ömrünü uzatmaktan başka bir işe yaramamaktadırlar. Hem hükümetin ömrünü uzatmakta hem de ezilenlerin kurtuluş mücadelesinin önünü tıkamaktadırlar. Bugün zindanlara atılan tüm siyasi kadın tutsakların özgürlüklerine kavuşmasının biricik yolu da seçimle gitmeyecek olan bu hükümetten kurtulmak için devrim mücadelesini yükseltmektir.  Eğer kadın cinayetlerini durdurmak istiyorsak, kadınların özgürlüğü için en ufak bir adım dahi atmak istiyorsak, bu hükümetten de onun yedek lastiği olan ve yine kadınların, Kürtlerin, alevilerin düşmanları olan Millet İttifakı’ndan da kurtulmak gerekir. Safımız Erdoğan’a karşı yürü Bay Kemal diyenlerin değil, ezilenlerin emekçilerin bağımsız mücadelesini örmek için mücadele edenlerin safı olmalıdır. Biz bu seçimlerde Köz olarak düzenin tüm kurumlarını karşısına alan emekçilerin seferberliği çağrısını yükselten tek bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Çetin Ereni destekliyoruz. Bu destek başta kadınlar olmak üzere tüm ezilenlerin bu düzenden seçimler yoluyla değil bir devrim mücadelesiyle kurtulabileceğine verilen bir destektir.

Bugün burada bu etkinliği örgütleyen Mayısta Yaşam Kooperatifi içerisinde kuruluşundan bugüne dek dayanışma ve mücadele faaliyetlerinde sorumluluk aldık. Bugüne dek mücadele alanlarını terk etmeyen Mayısta Yaşam Kooperatifi’nde bundan önce olduğu gibi bundan sonrada aktif bir şekilde sorumluluk almaya devam edeceğiz. Bu etkinliği örgütleyen Mayısta Yaşam Kooperatifi ortakların ve buraya katılan siz emekçi halkımızı iki turda da burjuva ittifaklara oy vermemeye ve Cumhur İttifakı’ndan kurtulmak için emekçilerin eylemli seferberliğini örmeye çağırıyoruz.

Kurtuluş Kendi Kollarımızda

Çarı Deviren Kadınlar Çarın Taslaklarını Da Devirecekler

Yaşasın 8 Mart, Yaşasın Komünistlerin Birliği

Seçim çalışmamızın son haftalarına yaklaştığımız günlerde seçimlere ilişkin tutumumuzu anlatmamıza, düzen güçlerinden bağımsız, emekçilerin eylemli seferberliği ile hükümetten kurtulma çağrımızı yükseltmemize olanak yaratan etkinlik geniş bir kesimi kucaklamasa da bir dizi mücadele örgütlenmesi, demokrasi ve devrim mücadelesinin sözcüsü kadınlarla buluşmamıza vesile oldu. Etkinlik, aynı zamanda 1 Mayıs çalışmamıza dair planlarımızı yaparken daha geniş kesimlere ulaşmak için önümüze yeni görevler koymamız gerektiğini tarif etmektedir.

İstanbul’dan Komünistler