LGBTİ+ bayrağı açtığı gerekçesiyle hakkında disiplin soruşturması açılan bir arkadaşımızı desteklemek adına soruşturmanın gerçekleştirileceği Boğaziçi Üniversitesi Kuzey Kampüse gittikleri sırada LGBTİ+ bayrağı taşıdıkları bahanesiyle 4 arkadaşımızın GBT yapılacağı ileri sürülerek alıkonuldukları haberini aldık. Bu olaydan hemen sonra yapılan bir çağrı ile birlikte olay yerine doğru gittik ve yaklaşık 70-80 kişilik bir grupla birlikte spontane gelişen bu eyleme katılım gösterdik. Cadde üzerinde devam eden eyleme çevik kuvvetin müdahalede bulunacağını ve bu müdahale sonucunda birçok arkadaşımızın ezilme tehlikesiyle karşı karşıya kalacağı ihtimali üzerine okulun özel güvenlik birimini giriş kapısını açmaları yönünde uyardık. Arkadaşlarımızın bir an önce bırakılmaları gerektiğini ve onlar bırakılmadan bulunduğumuz alandan ayrılmayacağımızı tüm kitle bir arada dile getirdi. Nitekim çevik kuvvet tarafından arkadaşlarımızla birlikte önce Kuzey Kampüs girişine ardından da Kampüs içine doğru itildik. İlk başta uyarıları kabul etmeyen güvenlik görevlisi, kapıyı açma yönündeki ısrarımız ve zorlamamız sonucunda kapıyı açmak ve geri çekilmek zorunda kaldı. Kapı önündeki müdahale sırasında sekiz arkadaşımız gözaltına alındı.
Çevik kuvvet müdahalesinin ardından eylem okul içinde, turnikelerin hemen önünde polisle burun buruna devam etti. Bir süre boyunca turnike önünde bekleyen öğrenci grubu ile birlikte eylemliliğe katılım gösterdik. GBT bahanesiyle tutulan arkadaşlarımızın diğer sekiz arkadaşımızla birlikte gözaltına alındığını öğrendik. Kapı girişindeki eylemci kitlesi hükümete ve polise karşı çeşitli sloganlarla ve ajitasyonlarla tepki gösterirken gözaltına alınan arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını beklemek adına okulu terk etmeme yönünde bir karar alındı ve bir basın açıklaması okundu. Okula gelen bazı milletvekilleri, bu eylemin sonlandırılmadığı takdirde pandemi yasakları gerekçesiyle müdahale olabileceği uyarısında bulundu. Okul içindeki bekleyiş sürerken eylemimize desteğe gelen 15 kişilik bir grubun Bebek’te önlerinin kesildiğinin ve gözaltına alındıklarının haberini aldık. Tüm gözaltıların mevcutlu olduğu ve bu gece bırakılmayacakları öğrenildi. Yapılan tartışmaların ardından kütüphanenin çalışma salonunda sabaha kadar bekleme kararı alındı.
Bu süre zarfı içerisinde kitleyle birlikte beklerken savunduğumuz ilkelerden, güncel siyasete dair tespitlerimizden bahsederek, hem çeşitli siyasetlerden hem de örgütlü olmayan arkadaşlarımızla tartışmalara girdik, propaganda faaliyetinde bulunduk. Gerek Boğaziçi’nin gerek toplumun tüm ezilenlerinin ve emekçilerinin en basit bir demokratik talebi için Cumhur İttifakı’na karşı kitlesel seferberlik örülmesi gerekliliğinin altını çizdik. Faşizm tahlillerine karşı “rejim krizi” tespitimizden, nesnel koşulların devrimcilerden yana olduğundan bahsettik. Hakların ve özgürlüklerin, yamalı bohça haline gelmiş darbe anayasasının Amerikancı muhalefetin eliyle tekrar yamanmasıyla değil, ancak kurucu bir meclis tarafından yeniden yazılacak bir demokratik anayasa ile kazanılabileceğini vurguladık. Kurucu meclis için devrimin, devrim için de devrimci partinin gerekliliğini vurguladık. “Neden devrimci parti yok diyorsunuz?” sorularına cevaben ise, Komintern’e üye olmanın 21 Koşul’undan, referans aldığımız Komintern’in ilk 4 kongresinden bahsettik. 21 Koşul’un ve Komünist Enternasyonal’in ilk dört kongresinin bugünkü anlamı üzerinde durarak partileşme stratejimizi açıkladık. Tezlerimize ve siyasi tespitlerimize katılan arkadaşlarımıza, hükümeti alaşağı edecek ayaklanmaya önderlik edecek, Ortadoğu’ya barışı getirecek devrimi yapacak olan devrimci partiyi yaratmak adına verdiğimiz mücadeleye ortak olmalarına dair çağrıda bulunduk. Devrimci olma iddiasını taşıyan unsurlara, ayaklanmaya önderlik edecek devrimci partinin yaratılması için sorumluluk alma yönündeki çağrımızı yineliyoruz.
Yaşasın Komünistlerin Birliği!
Boğaziçi Üniversitesi’nden Komünistler