İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından İçişleri Bakanlığı’nın güvenlik soruşturmaları talimatıyla işlerine son verilen işçiler ve ihraç edilen akademisyenler, Fatih ilçesine bağlı İBB Saraçhane binası önünde 28 Temmuz’da süresiz oturma eylemi başlatmışlardı. Direnişin 71. gününde işçiler kimi taleplerinin kabul edilmesiyle birlikte direnişi kendi iradeleriyle sonlandırdılar.

Bu süreçte dikkat çeken olaylardan biri İBB
yönetiminin hukuken bağlı olmadıkları bir talimatı siyasi bir tercih olarak dikkate aldıklarını itiraf etmeleri olduğu kadar, direnişçi işçilerden biri hariç diğerlerini farklı şekilde istihdam
etmeye hazır olduklarını belirtmeleridir. Devletin uyguladığı seçmece şiddete paralel şekilde özünde bir devlet kurumu olan İBB de işçileri seçmece bir şekilde işten atmakta bir beis
görmedi. Netice itibarıyla elde ettikleri kimi kazanımların sonucunda direnişi sonlandırdıklarını belirten İBB işçilerinin belli aşamalarda görüşmeler gerçekleştirip belli ihtiyaçlar doğrultusunda kimi taleplerinin kabul edilmesiyle direnişi sonlandırmaları gayet doğal ve kabul edilebilirdir. Buna karşın işçilere önderlik etme iddiasıyla yola çıkanların bunu
bir zafer olarak addetmeleri, işçileri alkışlamaları Boğaziçi eylemlerinde gördüğümüz üzere kitle dalkavukluğuna örnektir.

KöZ olarak İBB işçilerinin eylemini 13. gününde ziyaret etmiştik. Ziyarette “Mızmız muhalefetle yoksulluğa karşı mücadele verilmez, Yoksulluktan kurtulmak için kitlesel eylemlerle hükümeti süpürelim”, “İşçilerin Ekmeğe Değil İktidara İhtiyacı Var” , “Sefaletin Sorumlusu Hükümeti Düzen İttifakları Değil İşçilerin
Kitlesel Mücadelesi Süpürecek” ve “Ne AKP ne CHP Kurtuluş Birleşik Mücadelede” şiaarlarını taşıdık. Ziyarette Halkların Demokratik Kongresi (HDK), İnsan Hakları Derneği (İHD), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Halkların Demokratik Partisi (HDP) Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Türkiye İşçi Partisi (TİP) Emek Partisi, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) İşçilerin Kendi Partisi, Kaldıraç da yer alıyordu. Bunun dışında HDP İstanbul milletvekili Oya Ersoy ve KöZ’ün de desteklediği 2019 İBB bağımsız başkan adayı Güldes Önkoyun da ziyarette yer aldı. Ziyaretçilerin İBB işçilerine destek açıklamaları yaptığı eylem boyunca sık sık “Demokrasi için tek yol devrim”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganlarını attık.
Geçtiğimiz günlerde Ataşehir Belediyesi’nde işten atılan işçiler de göstermiştir ki işçilerin şu veya bu direnişle işlerini geri almak zorunda kalacağı değil, işten atmaları yasaklayan, sınırsız
grev ve sendika özgürlüğünü sağlayan yeni bir anayasaya, bu anayasayı yazacak bir kurucu meclise ve demokratik bir anayasayı yazmanın bir koşulu olarak devrime ihtiyaçları vardır.
İşçilerin hükümeti süpürecek bir kitlesel seferberliğe ihtiyaçları vardır!
Demokrasi için Tek Yol Devrim!
İşçilerin Ekmeğe Değil İktidara İhtiyacı Var!

Kadıköy’den Komünistler