Köz’ün arkasında duran komünistler olarak, gençlik örgütlerinin organize ettiği Dilbent Türker ev ziyaretine katıldık. Devrimci işçi Dilbent Türker’in, 25 Kasım günü polis tarafından bacağı kırılmıştı. Organize edilen ziyarete, DGB’li ve DÖB’lü arkadaşlarımız ile katıldık.

Dilbent Türker’i ziyaretimiz oldukça olumlu geçti. Sohbet sırasında seçim gündeminden söz edildi. İşçilere reformist siyasetin taşındığı ve seçim hesaplarıyla birlikte burjuvazinin etkisi altında bir siyasetin, sınıf işbirlikçi akımlar eliyle işçi sınıfına tek çıkar yol gibi sunulduğu konusunda uzlaştık. DGB’li ve DÖB’lü arkadaşlarımız da, Dilbent de görüşlerimize katıldı. Çok uzun tutmadığımız ziyaret sırasında bu minvalde bir siyasi sohbetin yanı sıra; gazetemizi ve 19 Aralık için hazırladığımız özel sayımızı Dilbent’e ve diğer kurumlardan arkadaşlarımıza ilettik. 19 Aralık’ın devrimci örgütte ısrar ile tanımlanabilecek mahiyeti ve bu saldırının faillerinin bugün Millet İttifakı’nın da bileşenleri olduğu üzerinde durduk. Karşı bir görüş gelmedi.

Ziyaret sonrası DÖB’lü arkadaşımıza seçimlere dair görüşlerimizi aktardık. Kendisi de “Hepsi Gitsin Halk Yönetsin!” şiarıyla gerçekleştirdikleri kampanyadan bahsetti. Düzen ittifaklarına iki turda da oy vermeme tavrında birleşen bu iki kampanyanın benzerlikleri ve farkları üzerine konuştuk. Emekçilerin Seferberliği için Bağımsız Aday kampanyasının parçası olma nedenimizi, sınıf işbirlikçiliğinin ve lafazanlığın teşhiri, devrimci parti ihtiyacı vurgumuzun nedeni üzerinde durarak açıkladık. Faşizm tespiti, savaş örgütü, Leninist ayaklanma gibi konularda görüşlerimizi soran DÖB militanına, görüşlerimizi, bugüne dek yayınlarımızda yer aldığı şekli ile ifade ettik. Eylem birliği ve ideolojik birlik üzerine de konuştuktan sonra sohbetimizi sonlandırdık.

Üniversitelerden Komünistler