Bursa’da Enternasyonal Komünist İşçi Birliği ile “31 Mart Yerel Seçimleri ve Solun Görevleri” konulu panelimizi gerçekleştirdik. Panel boyunca öne çıkartılan vurgulara değinmek gerekirse; Köz adına söz alan konuşmacı yoldaş, Türkiye’deki siyasal tabloyu anlamak için dünyadaki temel siyasi gelişmeleri değerlendirmek gerekir tespitiyle sunumuna başladı. Yoldaş, ABD başta olmak üzere emperyalistlerin kriz içerisinde olduğunu, tutarlı adım atamadıklarından yola çıkarak, Türkiye’deki siyasal gelişmeleri bu kriz dinamiklerini anlayarak değerlendirmemiz gerektiğini ifade etti. Türkiye’de ise, emperyalistlerin krizinin izdüşümüne ek olarak bir rejim krizinin söz konusu olduğunun, devletin hiçbir kurumunun tutarlı çalışır vaziyette olmadığının altını çizdi. Can Atalay krizinin, TC tarihinin en fazla kavga eden koalisyonu hâline dönmüş devlet içindeki kavganın bir sonucu olduğuna değinen yoldaş, bu devlet krizini ancak darbe veya devrimin çözebileceğine değinerek, böylesine iğdiş olmuş bir ordu söz konusu iken darbe ihtimalinin olmadığı ve dolayısıyla mevcut rejim krizin çözümünün tek rasyonel yolunun devrim olabileceğini vurguladı.
Öte yandan, düzenin diğer bloğu, kriz içindeki Millet İttifakı’nın ise, ABD’nin Erdoğan’dan kurtulmak için yarattığı tutarsız bir proje olduğuna değinen yoldaş, Millet İttifakı’na destek vermenin 2019 ve 2023 seçim süreçlerinde görüldüğü gibi, eylemli sokak hareketinden ve dolayısıyla devrimin yolundan vazgeçmeye tekabül ettiğini vurgulayarak, 2024 yerel seçimlerinde de Cumhur İttifakı’nın adayları karşısında “kazanacak” herhangi bir adaya destek vermenin, kriz içindeki Erdoğan’a ihtiyacı olan süreyi tanımaya denk düşeceğinin altını çizdi.
Nitekim, Türkiye solunun ekseri bir kesiminin 2028’de Erdoğan’a karşı “kazanacak” aday İmamoğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinde yıpratmamayı planladığının altını çizerek, emekçilerin sesini yükseltme iddiasında olanların tersi biçimde, 2023 cumhurbaşkanı seçimlerinde EKİB ve Köz’ün eylem birliğinin örnek teşkil ettiği bir devrimci bir eylem birliğinde buluşarak İmamoğlu’na seçimlere dar etmesi gerektiğinin altını çizdi. Yerel ve dar çıkarlara odaklanmak bir yana, emekçilerin hükümete karşı mücadelesini örmek adına Köz’ün Tunahan Dursun ve Yalçın Yanık’ın aday gösterildiği kampanyalarının bir destekçisi olduğunu dile getiren yoldaş, desteklenen kampanyaların da tutarlı bir biçimde, düzen partilerinden bağımsız olma iddiasında olan büyükşehir belediye başkanı adaylarına destek verdiğini, esas olanın düzen partilerinden bağımsız ve birleşik bir hat örmek olduğunu öne çıkararak, Köz’ün devrimci siyasal mücadele içinde yaratacağı partinin böylesine kritik dönemeçlerde böyle devrimci sorumlulukları üstlenerek yaratabileceğini belirterek konuşmasını noktaladı.
EKİB konuşmacısı, 2023 genel seçimlerdeki tutumsuzluğun 2024 yerel seçimlerindeki aday enflasyonuna yol açtığını belirterek, soldaki birçok akımının DEM Parti’nin adayını görmezden gelerek aday çıkarmasının samimiyetsiz bir yarışın ürünü olduğunu belirtti. Yerel seçimlerin, genel seçimlerden daha az politik bir muhteveya sahip olduğunu dile getiren EKİB konuşmacısı, dar çıkarlar çerçevesinde şekillenen bir seçim süreci olduğunu vurguladı.
Enternasyonal Komünistler olarak üzerlerine düşen görevlerin ise, en başta burjuva parlamentarizmine karşı durarak teşhir etmek ve bu bağlamda, basit bir sosyal belediyecilikten ziyade programatik bir çizginin öne çıkarılmasının elzem olduğunu ifade etti. İşçi demokrasisinin sandığı sığmayan, halk hareketinde ve grevlerde kendini gösterdiğine değinen EKİB konuşmacısı, tam da bu eylemleri yönlendirebilmek için Enternasyonal Komünist bir partiye duyulan kritik ihtiyacı hatırlattı.
Cumhur İttifakı’nın açmazlar içerisinde olduğunu MHP’ye tanınan imtiyazları örnek vererek vurgulayan EKİB konuşmacısı, Cumhur İttifakı’nın karşısında Millet İttifakı’nı desteklemenin reddedilmesi gereken Dimitrovcu anti-faşist cephenin taktiğinin bir referansı olduğunu dile getirerek, anti-faşist mücadeleye sınıfsal bir perspektifte yön vermenin öneminin altını çizdi. 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimi dönemecinde ‘Emekçilerin Seferberliği için Bağımsız Aday’ kampanyasının anlamından söz eden EKİB konuşmacısı, ‘Haklıydık!’ demekle kalınan bir faaliyet olsa da böyle bir dönemeçte alınması gereken devrimci tutumun somutladığını belirterek önemli olduğunu vurguladı. Tunahan Dursun’un adaylığını EKİB olarak ilkesel anlamda desteklediklerini belirten EKİB konuşmacısı, DEM Parti lehine adayın çekilmesi anlamlı olsa da emekçilerin ve ezilenlerin temsilcisi olarak gösterilen bir adayın sonrasında çekilmesinin tartışılması gerektiğini ifade etti.
Soru ve görüş bölümünün ardından, sorulan soruların cevaplanmasıyla söyleşi sona erdi.
Bursa’dan Komünistler