“Lenin’den 100 Yıl Sonra Leninizm” başlığıyla Mücadele Birliği ve Köz’ün katılımıyla Ekim Devrimi Tartışmaları’nın ikinci oturumu gerçekleşti.
Mücadele Birliği adına gerçekleştirilen konuşmada, sürecin Lenin 100 yılı olarak vurgulaması ile başlandı. Lenin’i ve partisini ayrı tutan ana etmenin, iktidarın fethine yönelik hareket etmek ve reformistlere karşı yürütülen mücadele taraf olmak olduğunun altı çizildi. Lenin’in teorisinden anlaşılması gerekenin, ekonomizme karşı siyasal mücadelenin verilmesi olduğu belirtildi.
Konuşmacı, 21. yüzyılı ayaklanmalar çağı olarak tespit ettiklerini bugün de dünyada ABD ve Çin olmak üzere iki taraflı bir paylaşım kavgası olduğunu belirtti. Filistin’den Rojava’ya, oradan Ukrayna’ya da bakıldığında devrimciler için umut verici koşullar olduğu, emperyalist planların tutmadığı dile getirildi. Tüm bu şartlarda iktidarın fethi hedefinin daha da öne çıkarılması, reformizmle mücadele edilmesi başlıklarının daha da öne çıkmasının ehemmiyeti vurgulandı.
Halkların birleşik devrimine, devrimci güç birliklerine ihtiyaç olduğu ifade edildi. Yalnız kalmak pahasına proletaryanın hegemonyasını öne çıkartmak gerektiğinin altı çizildi.
İkinci olarak söz alan Köz konuşmacısı, marksizm, leninizm ve bolşevizm gibi kavramlar pek çok kere birbirinin yerine kullanılsa da bunların ayrımını yapmanın önemli olduğunu, leninizmin ne ifade ettiğinin de ancak bu şekilde anlaşılabileceğini aktardı.
Emperyalizm bağlamında Lenin’in getirdiği önemli katkının kendisi emperyalizme ilişkin tespitleri ilk yapan kişi olmasa da öncüllerinden farkının meseleye bir sorumluluk bilinciyle yaklaşması ve bu çağın özelliklerinin doğurduğu devrimci sonuçlar ile görevleri ele alması olduğunu belirtti. Bu kapsamda varılan tezin asıl düşman kendi yurdunda şiarı olduğunu ve bu sayede Kautsky’ci reformizle devrimciler arasında bir set çekildiğini aktardı.
İlk tur konuşmalarının ardından 2. tur ilk olarak Köz konuşması ile başladı.
Sorulara cevaben, leninizmin marksizmin kapsayarak aşılması olarak ele alınması gerektiği belirtildi. Aynı zamanda emperyalizm teorisinde leninist olarak önemli olanın bir üçüncü yol tanımlanmamış olması olduğunun altı çizildi. Emperyalizm çağında emperyalistlerin çıkarları ve müdahalelerinden bağımsız olarak herhangi bir devlet hareket edemeyeceği için, hiçbir burjuva devletin şu ya da bu sebeple desteklenmesinin mümkün olmadığı vurgulandı. Bu kapsamda devrimciler için ittifak kurulabilecek yegane unsurların devrimci ulusal kurtuluş mücadeleleri olduğu ifade edildi. Aynı zamanda enternasyonalizmin, doğrudan politik koordinasyon ve bağlayıcı karar alınması gereken bir tanımla ifade etmek gerektiğine, enternasyonalizmin bir uluslararası haberleşme, destek verme ağı olmadığına işaret etti.
Sonrasında ikinci tur konuşmasını gerçekleştiren Mücadele Birliği konuşmacısı, sosyal şovenizme karşı mücadelenin önemine dikkat çekti. Devletin çıkarlarını savunan, ezilen ulusların kurtuluş hakkını teslim etmeyen her anlayışın sosyal şovenizme çıkacağını vurguladı. Ukrayna meselesine bakıldığında, “Ukrayna işgal ediliyor” söyleminin NATO’nun ve dolayısıla Amerikan emperyalizminin işine yaradığını belirten konuşmacı, Lenin bugün olsaydı onun da gerçekleşen savaşa aynı perspektiften bakacağını, Rusya’nın 2022’de gerçekleştirdiği hamlenin de bir işgal değil savunma hattı kurmak olarak yorumlanması gerektiğini aktardı. Tekrardan Kürdistan ve Türkiye meselelerine değinen konuşmacı, ulusal hareketin veya HDP’nin içine girerek erimeyi doğru bulmadıklarını, kürt ulusunun mücadelesinin desteklenmesi için buna gerek de olmadığını belirtti. Türkiye’de demokratikleşmenin, misak-ı milli sınırları ile demokratik bir yapının kurulmasının mümkün olmadığını tekrar vurgulayarak bugün yapılması gerekenin devrimci güç birlikleri kurmak olduğunu aktardı.
İkinci tur konuşmalarının ardından oturum sonlandırıldı.
İstanbul’dan Komünistler