İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin Kadıköy Beşiktaş İskelesi’nde “Katil İsrail Yenilecek, Filistin Halkı Kazanacak!” şiarıyla düzenlediği basın açıklamasına katıldık.

Basın açıklamasında “Nehirden Denize Özgür Filistin; Katil İsrail Filistin’den Defol; Örgütlü Bir Halkı Hiçbir Kuvvet Yenemez” sloganları eylem komitesi tarafından attırıldı. Alanda ise bu sloganlar dışında başka bir slogan atılmadı.

KöZ’ün arkasında duran komünistler olarak eyleme “Ortadoğu’ya Barış İçin Filistin’e ve Kürdistan’a Özgürlük” ve “Ne Şeriat Ne Siyonizm, Birleşik Laik Özgür Filistin” dövizlerimizle katıldık.

Basın açıklaması boyunca attırılan sloganlarda yer yer kopukluklar, sloganlara eşlik etme konusunda kararsız tutumlar hâkimdi. Kürdistan’ı gündem eden herhangi bir slogan atılmadığı gibi, Birleşik Gençlik Meclisleri’nin (BGM) “Filistin’de Siyonistler, Kürdistan’da İşgalciler Kaybedecek!” şiarının taşındığı bir döviz dışında herhangi bir dövizin olmaması, basın açıklamasının genel olarak siyasi niteliğini gözler önüne serdi.  Basın açıklaması, İsrail ile yapılan tüm anlaşmalarının reddedilmesiyle birlikte, ekonomik ve siyasi boykot talepleri eşliğinde sonlandırıldı.

Bu eylemlerin organize edildiği toplantılarda “Erdoğan’ın İsrail’in karşısında duruyormuş gibi yapıp ticari anlaşmalara devam etmesi; Filistinli kardeşlerim diyerek konuşması iki yüzlülüktür bu yüzden bu iki yüzlülüğünü teşhir eden ve ticari anlaşmalara son verilmesi” konulu pankartlarla çıkılması görüşleri dillendirildi. Bu görüşler itirazsız kabul gördü. Biz de bu konu da söz alarak; Ortadoğu’da emperyalistler tarafından parçalanmış ve düğüm olarak duran iki coğrafya var, biri Kürdistan diğeri Filistin ve Kürdistan’a TC tarafından ilhak ve işgal saldırıları altındadır. Erdoğan’ın iki yüzlülüğünü teşhir etmek istiyorsak buradan teşhir etmek gerekir dedik. Dövizlerde panlartlarda “Yaşasın Birleşik Filistin Birleşik Kürdistan” yazmalı dedik. Lakin bu önerilerimiz sessizlikle karşılandı. Propagandada serbestlikse kesin bir dille reddedildi.

Erdoğan’ın iki yüzlülüğü büyük sır olmasa da reformistlerin iki yüzlülüğü karşımızda durmaktadır. Konu Filistin olunca söz söylemek için sıraya geçenler Kürdistan’dan bahsetmek şöyle dursun Kürt adını bile ağızlarına  almak istemiyorlar. Ezilen bir halk deyince akla Kürdistan halkının ezilmişliği gelmemektedir. Sosyal şovenizm kendini her fırsatta belli etmekte. Ulusların kendi kaderini tayin hakkını ilke olarak kabul eden Komintern’in programını kendine pusula olarak görenler reformistlerin ipliğini pazara çıkaracak partiyi kurmak için mücadeleyi yükselteceklerdir; bu eylemlere komünistlerin nasıl katılması gerektiğini her fırsatta gösterecektir.

Ortadoğuya Barış İçin Kürdistan’a ve Filistin’e Özgürlük!

 Kadıköy’den Komünistler