Halkların Demokratik Partisi’nin “HDP’liyiz Her Yerdeyiz” kampanyası kapsamında 1 Ağustos’ta Esenyurt’ta düzenlediği, Eş Başkan Pervin Buldan’ın katılımıyla gerçekleştirilen buluşmaya katıldık.
Buluşma öncesi İstanbul’da buluşmaya gelinecek bir çok mahallede araçların önü kesildi ve katılım devlet güçleri tarafından engellenmek istendi. Buluşma alanı önce Tabela Meydanı iken izin verilmeyince Cumhuriyet Meydanı’na yönelindi ve burada da engellenmek istenmesi rağmen buluşma gerçekleşti.
Komünistler olarak buluşmaya pankart, döviz ve bayraklarımızla katılım gösterdik. Alana girerken bayrak sopalarımız ve pankart sopalarımız “tehlike arz eder” denerek polislerce alana alınmadı. Yine de alana pankart ve dövizlerimizi sokabildik.
Alana girip “HDP bağımsız siyasetle varolabilir, HDP kitlesel eylemlerle savunulabilir” pankartımızı açtık. Pankart ve dövizlerimiz ilgi gördü ve kitle tarafından tutulup sahiplenildi. Gelenler pankarttan övgüyle bahsederken pankartın içeriğinin anlaşılıp anlaşılmadığı anlamak adına pankartı sahiplenenler pankartın ne demek istediğine dair sohbet ettik. HDP’nin bağımsız siyaset izlemesinin ne demek olduğunu anlattık ve seçimlerle Erdoğan’ı götürmeyi hedeflemenin, Millet İttifakı’na yedeklenmeden ezilenlerin mücadelesini örmesi gerektiğini vurguladık. Ayrıca Millet İttifakı’nın adayının desteklenmesinin yanlış bir tutum olduğunun altını çizdik. Bunun üzerine bir kişi “hayır doğruydu” diyerek pankartın birinci kısmı yanlış ikinci kısmı doğru dedi. Biz de HDP’nin bağımsız siyaset yapmadan kitlesel eylemlerle savunulması mümkün değil dedik. Konuşmalarımız bir kişi üzerinde rahatsızlık yaratsa da diğer kesimler haklı bulup pankartı ve dövizleri tutmaya devam etti.
Bizim dışımızda bağımsız pankart veya döviz taşıyan olmadı. HDP’nin hazırladığı dövizler vardı.
Buluşmaya BMG, Devrimci Parti ESP, SODAP, Çağrı, SYKP kendi önlük ve bayrakları ile katılmıştı.
Buluşmada “Faşizme Karşı Omuz Omuza”, “HDP Halktır, Halk Burada”, “Direne Direne Kazanacağız”, “Faşizme Karşı Omuz Omuza”, “Siyasi Tutsaklara Özgürlük” gibi sloganlar atıldı. Alanda “Ne Cumhur Ne Millet, Çözüm Demokratik Cumhuriyet”, “Kürt Sorununu Çözmeyen Çözülür”, “HDP’yi Kapattırmayız” ve Konya’da katledilen Kürt ailenin isimleri yazan dövizler taşınıyordu.
Pervin Buldan, konuşmasında tecridin insanlık suçu olduğu vurgusu yapılırken Adalet Bakanlığı’nı kendi çıkardıkları yasalara uymaya ve tecridi kaldırmaya davet etti. Konya’da yapılan ırkçı saldırı kınandı ve Erdoğan’ın Marmaris ziyaretinde halka karşı tavrı eleştirildi. İktidarın günlerinin sayılı olduğu vurgulandı ve “AKP ile ortağı MHP’ye seçimlerde güle güle diyeceğiz” dendi.
KöZ’ün arkasında duran komünistler olarak bizler de “Pisliğin Başı Belli, Seçimle Değil Devrimle Gidecek; Eksik Olan Devrimci Parti”, “HDP’yi Bağımsız Siyasetle Var Olabilir, HDP Kitlesel Eylemlerle Savunulabilir” yazılı dövizlerimizle ve pankartımızla katıldık.“Seçimle Değil, Devrimle Gidecek”, “Ne Cumhur Ne Millet, Tek Yol Devrim” ve “Kürtlere Özgürlük, Ortadoğu’ya Barış” sloganlarını attık.
Eş Başkan Pervin Buldan’ın “İlk seçimde iktidara gelmek ve bu ülkeyi yönetmek için Selahattin Demirtaş’ı Cumhurbaşkanı yapmak için yola devam diyoruz.” sözleriyle sonlanan buluşma sonrasında ajitasyon ve gazete satışı da gerçekleştirdik.
Ajitasyonumuzun içeriği Erdoğan gitmeden hiçbir demokratik hakkımızı alamayacağımız, Erdoğan’ın seçimle değil devrimle gideceği, HDP’yi kapattırmamak için eylemli mücadele ihtiyacı ve ne Cumhur İttifakı’nın ne de Millet İttifakı’nın kurtuluş olmayacağını haykırdık. Son olarak da Kürtlere Özgürlük, Orta Doğuya Barış; Bijî Serhildan Azadîya Kurdistan sloganlarını atarak alandan ayrıldık.
Eylem katılım olarak oldukça zayıftı; zira Esenyurt gibi bir yerde özellikle Kobanê ayaklanmasının İstanbul’daki en dinamik temsilcisi olan bir bölgede katılımın bu kadar az olması seçim hesaplı siyasetin kitleler nezdindeki etkisini göstermekte. Pankartımıza olan ilgi sloganlarımıza eşlik edilmesi ise kitlelerin siyasete olan ilgisini gösteriyor. HDP’nin sahiplenilmesinin politik anlamı kitleler tarafından kavranmış olsa da onun temsilcisi olduğunu iddia eden reformist siyasi özneler tarafından farklı yönlendirilmekteler. Bizler komünistler olarak bu reformist siyasi yapıların etkisini kırmadan kitlelere önderlik etmek veya bilinç taşımanın mümkün olmadığını biliyoruz. Reformizme karşı savaş ise ancak komünist enternasyonal’in ilk dört kongresini savunan komünist bir partiyle mümkün olacaktır. Şart olsun ki Komünistlerin Birliğini sağlayacağız komünist partiyi kuracağız.
Kadıköy’den Komünistler