Ümraniye’de sağlık çalışanı bir emekçiye ev ziyaretimizde konu sık sık İstanbul’daki Kürt gençler ve Kürdistan’dan açıldı.  Daha öncesinde Emekçilerin Seferberliği için Bağımsız Aday çalışmasının broşürleri ve bültenleri eline ulaşan arkadaş adayın özellikle Kürdstan’daki seçmene “ben sizden oy istemiyorum” demesinin çok önemli olduğunu söyledi. Kendisi de daha önce kitle içerisinde çalışma yürüten arkadaş bu konudaki deneyimlerini aktarırken çıkardığı en önemli derslerden birinin de kitlenin ihtiyacına göre hareket edebilmek olduğunu, her gerçeği her yerde söylememek gerektiğini ifade etti.

Biz bunun üzerine Köz’ün bu çalışmada yer alma nedenlerini anlattık. Elbette kitle çalışmasında dikkat edilecek hususular olmakla beraber komünistlerin siyasi gerçekleri kitleye göre değiştirmeyeceklerini ya da eğip bükmeyeceklerini, Şoven duygular hakim olduğunda Kürdistan’dan geri durmanın veya dini hassasiyetlerle karşı karşıya geldiğimizde Diyanet kapatılsın dememenin kitle kuyrukçuluğuna çıkacağını açıkladık.

Arkadaş bizim sıraladığımız siyasi gerçeklerin  ve demokratik taleplerin tamamına katıldığını ancak Türkiye’de bu gerçeklere oy verip Erdoğan’ı alt edebilecek yeterli sayıda insan olmadığını söyledi, bakış açısını bu şekilde izah etti. Biz ise bunun zaten farkında olduğumuzu, kendisine komünistim diyen, açıkça Kürdistan’ın bağımsızlığından bahseden bir adayın hedefinin zaten seçimde çoğunluğun oyunu alarak Erdoğan’ı alt etmek olamayacağını anlattık. Komünistler olarak bizim bu adayı desteklerken hedefimizin seçimleri bir çözüm olarak emekçilerin önüne sunmaktansa seçimle gitmeyecekler fikrinin propagandasını yapmak olduğunu anlattık. Seçimle gitmeyenler devrimle gidecekler diyorsak bu devrime önderlik edecek bir devrimci parti gerektiğini, bizim de bu çalışma aracılığıyla Kürdistan kelimesinden dahi rahatsız olanlara değil bu parti ihtiyacı hissedenlere seslendiğimizi anlattık.

Bölgede yapacağımız ev ziyaretlerinde beraber hareket etmek üzere sözleşerek ziyaretimizi bitirdik.

Anadolu Yakası’ndan Komümistler