Mayısta Yaşam Kooperatifi’nde bir süredir göçmen emekçileri de kapsayan bir çalışmada sorumluluk alıyoruz. Bu çalışmalarımızı farklı kitle örgütleriyle paylaşmak, göçmen emekçileri kapsayan diğer çalışmalarla koordinasyon kurmak gibi amaçları da en başından beri taşıyoruz.

Temmuz-Ağustos aylarında, göçmen emekçileri kapsayan çalışmalar yürüten kurumlarla bir kitle örgütleri koordinasyonu toplama yönünde bir girişimi tartıştığımız günlerde, bu konuda iddia sahibi kurumların bir araya geldiği bir zemin, bizim bu girişimimiz dışında gelişti. Göçmenlere dönük saldırılara karşı reaksiyon göstermek ve söz kurmak amacını taşıyan bu zemin, sonrasında “Göçmen ve Mülteci Dayanışma Ağı” adını aldı.

Biz de Mayısta Yaşam’ın bu ağ girişimine katılarak, kitle örgütlerinin en geniş koordinasyonunu ve işbirliğini sağlamak üzere sorumluluk almasını önerdik ve bu sorumluluğu üstlendik. Ayrıca göçmenler adına değil, göçmenlerle birlikte çalışma anlayışını Ağ’da da ısrarla savunmanın önemini tespit ettik. Göçmenleri Türkiye işçi sınıfının bir parçası olarak görürken, Ağ’da da bu anlayış doğrultusunda bir eylemli hattın benimsenmesi için çalışmayı kararlaştırdık. Ağ toplantılarında da bu anlayışımız doğrultusunda hareket ettik fakat Ağ toplantılarında hakim olan eğilim, saldırılara karşı reaktif eylem ve basın açıklamaları örgütlemek temelliydi. Buna karşın savunduğumuz görüşler, Ağ’daki birçok bileşende karşılık buldu.

28 Ağustos’ta düzenlediği basın toplantısıyla kendini deklare eden Ağ’ın bu deklarasyonunda, İstanbul’la sınırlı olmayan bir dizi kurumun da imzası bulunuyor. Hükümetin göçmenleri hedef alan politikalarına, ırkçı saldırılara ve siyasetçilerin göçmen düşmanlığıyla oy toplama girişimlerine dikkat çekilen deklarasyonda, göçmen ve mültecilerle dayanışma çağrısı yapıldı.

Zonguldak’ta kayıtsız olarak çalıştırıldığı maden ocağında ölen ve patronları tarafından cesedi yakılan Afganistanlı işçi Vezir Mohammed Nourtani’nin 18 Eylül’de Zonguldak’ta görülecek duruşmasına çağrı yapan Ağ, duruşmadan iki gün önce de bir basın toplantısıyla bu çağrısını paylaştı. 18 Eylül günü ise topluca Zonguldak’taki duruşmaya gidildi. Duruşmanın öncesinde ve sonrasında adliye önünde basın açıklaması yapıldı. Biz de davaya katılmak üzere giden toplamda yer aldık.

Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile verilen istisnai vatandaşlıkların iptallerine ilişkin, Ağ’daki avukat arkadaşların hazırladığı raporun kamuoyuyla paylaşılması kararı neticesinde, 13 Ekim Pazar günü bu gündemli bir basın toplantısı düzenlendi. “İstisnai Vatandaşlık İptallerini Durdurun” dendi.

Eylül’ün sonunda yapılan Ağ toplantısında, 20 Ekim’deki İşçi Emekçi Mitingi’ne Ağ olarak katılmayı ve göçmen emekçilerin sorun ve taleplerini mitingde yükseltmeyi önerdik. Ağ olarak başkasının örgütlediği eylem ve mitinglere katılmak üzere bir çekincenin mevcut olduğunu ve ilkesel olarak böyle etkinliklere katılmamak gerektiğini savunanlar oldu. Buna karşı 1 Mayıslar da dahil olmak üzere böyle eylem ve mitinglere ortak bir şekilde katılmak ve Ağ’ın metinlerinde yer alan görüş ve şiarları bu alanlara taşımak gerektiğini savunduk. Toplantıda net bir karar alınmasa da fiili olarak Ağ’ın mitinge katılmasının önü kapanmış oldu.

Biz de Ağ’da karşımıza çıkan görüşü paylaşmayan bileşenlerle görüşmeyi ve mitinge ortak bir pankart arkasında katılmayı önermek üzere harekete geçtik. Bu kapsamda görüştüğümüz kurumlardan Hepimiz Göçmeniz bu önerimizi kabul etti. İşçi Emekçi Mitingi’ne “Sınıfın Parçası Göçmen Emekçilerle Dayanışmayı Büyütelim” şiarlı ve Mayısta Yaşam ve Hepimiz Göçmeniz imzalı pankart ile katıldık. Kendi dövizlerimizi taşıdık. Hepimiz Göçmeniz’den arkadaşlar, bu pratiği bir başlangıç kabul etmeyi ve daha da genişleyerek bu eylemli birliği sürdürmeyi önerdiler. Önümüzdeki süreçte bu doğrultuda adımlar atmayı sürdüreceğiz.

Ağ ayrıca 2024 bitmeden, göçmenlere yönelik artan saldırılara karşı bir basın açıklaması düzenlemeyi, 25 Kasım öncesinde göçmen kadınlarla bir buluşma örgütlemeyi, Geri Gönderme Merkezleri ile ilgili bir basın açıklaması düzenlemeyi önüne koydu.

Ağ toplantılarında başta belirlediğimiz amaçlar ve sahip olduğumuz ilkeler doğrultusunda hareket ederek kitle örgütlerinin eylemli birliğini ve sınıf dayanışmasını büyütmek üzere çalışmayı sürdüreceğiz.

Üniversitelerden Komünistler