1 Mayıs Mahallesi’nden komünistler olarak “Filistin’e Nasıl Destek Verilmeli?” başlıklı söyleşimizi on kişinin katılımıyla gerçekleştirdik.
Söyleşimizde 50 yılı aşkın süredir Filistin’e saldıran bir siyonist İsrail’in bulunduğunu vurgulayarak başladık. Filistin’in nasıl savunulması gerektiğini ve İsrail’e karşı yürütülmesi gereken mücadelenin nasıl olacağını ele aldık.
Bugün Filistin topraklarında siyonist işgalci bir İsrail bulunmakta ve her sene Filistin’e saldırılar düzenlemektedir. İsrail saldırılarına devam ederken yıllardır İsrail Konsolosluğu’nun önünde “İşgalci İsrail Filistin’den defol” sloganlarının atıldığı eylemler yapılmaktadır. Bu eylemler İsrail devletini tanımak ve var olan hükümete karşı olmak değil destek olmak anlamına gelir.
Bugün emperyalistlerin çözemediği işgalci devlet sorunlarını sol, demokratik federasyonlarla çözmek istemektedir. Yaşadığımız topraklarda mevcudiyetini koruyan Kürdistan sorunundan yola çıkarsak somut olarak bakacağımız yer devrimin gerçekleştiği Rojava’dır. Herkes Rojava Devrimi’nin varlığını kabul ederken, kimse demokratik federasyona bağlanılmasını devrimin sönümlenmesi olarak göremez. Rojava Devrimi patlak verdiğinde buradan Kürdistan’a asker yollayarak enternasyonalist destekte bulunduğunu düşünenlerin, Filistin meselesini de demokratik federasyonlarla çözmek istemesi kaçınılmaz olur. Nasıl ki Kürdistan sorununun çözülmesi ancak işgalci dört devletin yıkılarak ve tam bağımsız birleşik Kürdistan kurulmasıyla çözülürse Filistin meselesi de ancak siyonist İsrail devletinin tarihten silinmesi ve birleşik laik Filistin’in kurulmasıyla çözülür.
Soru-cevap kısmı:
1) Laik birleşik bir Filistin derken neyi kast etmekteyiz?
2) Filistin’e destek olarak TC hükümetine karşı mücadele büyütmek somut olarak nasıl bir desteği ifade eder?
3) Konsolosluk önünde yapılan eylemler (sembolik) kimin işine yarar?
4) Filistin’e enternasyonalist destek nasıl verilir?
5) Türkiye solunun TC hükümeti ile kesişen bir İsrail düşmanlığı mevcuttur bu düşmanlık neye işaret eder?
Soruların ardından konuşmacı yoldaş sözlerine şöyle devam etti:
Komünistler olarak laik birleşik bir Filistin derken İsrail’in yıkılıp bütün topraklarının bağımsız bir Filistin olarak yer almasından bahsetmekteyiz. Bağımsız laik bir Filistin hem siyonizmin hem de şeriat baskısının olmadığı zaman var olur.
Bugün sol cenahla dışında İsrail karşıtı olduğunu iddia eden Erdoğan söz konusudur. Katil İsrail diyen de Erdoğan’dır, İsrail’i düşman olarak gören de Erdoğan’dır. Gerçekleştirilen eylemlerde her ne kadar yapılan sözleşmeleri geri çek, işgalci İsrail Filistin’den defol diyerek hükümete karşı olunduğu söylenilse de Erdoğan’ı hedef almayan her eylem, var olduğumuz topraklarda yürüttüğümüz mücadele eğer Erdoğan’ı işaret etmiyorsa yapılan her hamle Cumhur İttifakı’nın hanesine artı olarak yazılır.
Devrimcilik demek somut araçlar ile somut bir hedefe karşı mücadele yürütmek demektir. Bizler devrimciler olarak bulunduğumuz yerde hükümete karşı mücadele yürütmeyi görevimiz olarak görmekteyiz. Günümüzde hala mevcudiyetini koruyan bir emperyalizm çağı vardır ve ancak bizler emperyalizmin bir halkasını zayıflatırsak dünyanın başka yerinde işgal edilen ve sömürülen halklara destek olmuş oluruz. Bugün de Filistin meselesinde somut olarak verilebilecek destek emperyalizmin zayıf halkası olan TC hükümetini, Cumhur İttifakı’nı geriletmektir. Burada var olan hükümeti geriletmek hem Kürdistan sorununa hem de Filistin sorununa somut olarak verilebilecek tek enternasyonalist destektir.
Yaşasın Komünistlerin Birliği
1 Mayıs Mahallesi’nden Komünistler