Köz’ün arkasında duran komünistler olarak, Boğaziçi Üniversitesi Tarih İncelemeleri Kulübü (BUTİK)’nün 17 Mart Cuma günü, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle düzenlediği “Geçmişten Bugüne 8 Mart, Kadınlar ve Mücadele” başlıklı panel/foruma katıldık.

Etkinliğe SML direnişçisi Seçil Arı, 2015 İstanbul 3. Bölge Bağımsız Milletvekili Adayı İpek Bozkurt, 2019 Bağımsız İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Güldes Önkoyun konuşmacı olarak katıldı; Devrimci Parti Genel Başkanı Elif Torun Öneren ve siyasi tutsak Ayten Öztürk ise görüntülü ve yazılı mesaj gönderdi.

Etkinlikte ilk olarak kulüp adına 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün tarihçesine ilişkin kısa bir anlatım yapılarak, kadınların özgürlük mücadelesinde en önde oldukları vurgulandı. Kulüp adına yapılan konuşmada, devlete karşı mücadele eden, görünmez kılınmaya çalışılan devrimci ve direnişçi kadınlara söz vermek istedikleri açıklandı.

İlk sözü SML Etiket Direnişçisi Seçil Arı aldı. SML Etiket Direnişi sürecinde yaşadıklarını aktaran Seçil Arı, fabrika içerisinde eşit işe eşit ücret ve kreş hakkı için mücadelelerini anlattı. Bu süreç boyunca devletin kendilerine uyguladığı şiddeti de anlatan Seçil Arı, salgın sürecinde olduğu gibi kriz anlarında da en çok etkilenenin kadın işçi ve emekçiler olduğuna değindi. Kadın işçi ve emekçilerin tek kurtuluşunun mücadele ve örgütlenmekten geçtiğini söyleyerek sözlerini noktaladı.

Seçil Arı’dan sonra, 2015’te İstanbul 3. Bölge Bağımsız Milletvekili Adayı olan İpek Bozkurt’a söz verildi. İpek Bozkurt, kadınların tarihsel olarak direniş ve devrim gibi süreçlerde en önde olduklarının altını çizdi. İpek Bozkurt, kadınların yaşadığı çifte sömürü ve baskıdan kaynaklı, örgütlendiklerinde mücadelelerini kararlı bir şekilde sonuna kadar götürdüklerini anlattı. Bugün, AKP-MHP iktidarının kadın düşmanı politikalarına karşı, önemli fakat düzen sınırları içerisinde ve daha çok feminizmin etkisinde demokratik bir kadın hareketi olduğunu söyledi. Tüm bu mühim fakat sınırlı toplumsal mücadele dinamiklerinin ancak devrimci bir sınıf hareketiyle birleştirilebileceğini vurguladı. Aynı zamanda, bugün hakim olan sandığı bekleme siyasetini eleştiren İpek Bozkurt, deprem ve seçim sürecinde de hesap sormak gerektiğini anlattı.

İkinci konuşmanın ardından, yaklaşık iki tıldır ev hapsinde olan siyasi tutsak Ayten Öztürk’ün etkinlik için gönderdiği video izlendi. Ayten Öztürk gönderdiği video’da, ev hapsine giden süreci, MİT tarafından kaçırılışını, bu süreçte gördüğü işkenceleri anlattı. Tarihsel ve siyasi olarak örnek aldığı kadınlardan güç aldığını vurgulayan Ayten Öztürk, F tipi hapishanelere ve tecride karşı direniş için 2002’de ölüm orucunda şehit düşen ablasının ve 2000’de hapishanelere yönelik yapılan katliam operasyonunda yakılan altı kadından biri olan yengesinin de örnek aldığı kadınlardan olduğunu anlattı. Video’nun izlenmesinin ardından, Ayten Öztürk’ün yazdığı “Faşizmin Gizli İşkencehanelerinde İşkence ve Zafer” adlı kitabından kısaca bahsedildi.

Ayten Öztürk’ün ardından 2019 yılında İstanbul Bağımsız Büyükehir Belediye Başkan Adayı olan Güldes Önkoyun sözü aldı. Güldes Önkoyun söze devlet tarafından operasyon düzenlenerek tutuklanan ESP’lilerle dayanışma içerisinde olacağını söyleyerek başladı. 8 Mart’ın tarihçesinden bahsederek, Rojava’daki Kürt kadınlara, Leyla Kasım’a, ilk kadın gerilla olan Zarife’ye, 80 Darbesinin ilk kurşununu atan Mine Bademci’ye, Taybet Ana’ya, Garibe Gezer’e, Ebru Timtik’e, Luis Michel’e, Figen Yüksedağ’a, Leyla Güven’e, Sebahat Tuncel’e, Gültan Kışanak’a selam yolladı. Paris Komünü’nde, Çarı devirirken, bir çağı kapatan Ekim Devrimi’nde mücadele eden kadınlardan bahsetti. Kendisinin 2019 Yerel Seçimlerinde İstanbul’da neden bağımsız aday olduğunu anlatan Güldes Önkoyun, Boğaziçi’ndeki direnişe de değindi. Bugün geriledikçe saldırganlaşan Erdoğan’ın karşısında, emekçileri seçime kilitleyen, Erdoğan’ı seçimler yoluyla göndermeye çalışan Amerikancı muhalefetin yine iş başında olduğunu söyledi. Kurtuluşun emekçilerin kendi kollarından ve sokaktan geçtiğine inananların, her fırsatta sokağın önünü kesen, kayyımların atanmasına, vekillerin hapse atılmasına, dokunulmazlıkların kaldırılmasına ve savaş tezkerelerine evet diyen, kadın cinayetine kadın cinayeti bile diyemeyen, her fırsatta işçi düşmanı olduğunu bildiğimiz Millet İttifakı’na bel bağlamamak gerektiğini vurguladı. 2023 Cumhurbaşkanı seçiminde parlatılan yolun daha önce de denendiğini söyleyen Güldes Önkoyun, 91 seçimlerinde koalisyon ortağı olan SHP’den, 99’da Ecevit varken yaşanan Hayata Dönüş operasyonlarından, 93 Sivas Katliamı’na varan süreci anlatarak Madımak ve 95’teki Gazi Ayaklanması’na verilen iki cevap arasındaki farkın altını çizdi.

Önümüzdeki seçimlerde Erdoğan hükümetinin karşısında emekçilerin seferberliğini savunan seçeneği oluşturmanın devrimcilerin sorumluluğu olduğunu söyleyen Güldes Önkoyun, emekçilerin ve ezilenlerin en ufak bir kazanımı için bile Cumhur İttifakı’ndan kurtulmanın şart olduğunu, sadece reisinden değil bu 12 Eylül rejiminin tüm parçalarından kurtulmak gerektiğini vurguladı. Bu açık hava hapishanesinde anayasa yamalarıyla demokratikleşme çabalarının bir hayal olduğunu söyleyen Güldes Önkoyun, bunu düzen ittifaklarına destek vererek yapmanın ise ham hayal olduğunu ifade etti. Bugün “Düzen ittifaklarına hiçbir turda oy yok!” diyen bağımsız bir Cumhurbaşkanı adayı olan Çetin Eren’i desteklemek gerektiğinin altını çizerek, Emekçilerin Seferberliği İçin Bağımsız Aday kampanyasının siyasi gerçekleri ağzımıza kilit ayağımıza pranga vurmadan açıklamanın yanısıra, emekçi ve ezilenleri hükümete karşı bağımsız bir kutup olarak dikerek seferber etmek olduğunu anlatarak konuşmasını sonlandırdı.

Etkinlikte son olarak Devrimci Parti Genel Başkanı Elif Torun Öneren’in yazılı olarak göndermiş olduğu mesaj okundu. Elif Torun Öneren, eril iktidara karşı öfkesini kuşanarak mücadelenin mor ateşini yakan tüm kadınları selamlarayak başladı. Gönderdiği mesajda, bundan sonraki süreçte de bu sistemin doğasında var olan kadın düşmanlığını yok edene kadar yan yana kararlı bir mücadeleyi sürdürmenin altını çizdi.

Etkinlik bittikten sonra BDSP’li arkadaşlarımızla HDP’nin geçmişten bugüne takındığı seçim tutumlarını ve Türkiye siyasetindeki rolünü, 2015’te başlayan içsavaşı, bugün yürüttüğümüz bağımsız Cumhurbaşkanı adayı kampanyasını konuştuk. Aynı zamanda komünist bir parti ve komünist enternasyonal konularına dair tartıştık.

Üniversitelerden Komünistler