Köz’ün arkasında duran komünistler olarak, gençlik örgütlerinin düzenlediği 6 Mayıs eylemine katıldık. 1 Mayıs’ın ardından, uzun bir süredir çoğu merkezi siyasetin elini çektiği, bir “gençlik” meselesi olarak gençlik örgütlerine havale ettikleri 6 Mayıs eylemleri için geçtiğimiz senelerin aksine gençlik örgütleri sathında da bir belirsizlik ve sessizlik hâkimdi. Köz olarak, Denizlerin, Yusufların, Hüseyinlerin mirasına, yani THKO’ya bugün nasıl sahip çıkılabileceğini gösterir şekilde bir eylemin örgütlenmesi amacıyla gençlik örgütlerine bir toplantı çağrısı yaptık.
Toplantı çağrımızın yanı sıra, 71-72 devrimci kopuşuna ilişkin görüşlerimizi ve özellikle 2023 Cumhurbaşkanı seçimi arefesinde gerçekleştirilecek bu 6 Mayıs eyleminde devrimcilerin alması gereken tutumu, önümüzdeki seçimlerde düzen ittifaklarına oy vermemek gerektiğini açıklayan kimi gençlik örgütleri ile de haricen paylaştık. Bu kapsamda seçimlerde düzen partilerini desteklemeyeceğini söyleyen bir dizi gençlik örgütüyle, Devrimci Gençlik Birliği (DGB), Gençlik Komünleri, Yeni Demokrat Gençlik (YDG), Sosyalist Gençlik Dernekleri Fedarasyonu (SGDF), Dev-Güç ile görüştük. 6 Mayıs’ta BDSP ile birlikte aynı gün ayrı bir eylem yapacağını söyleyen Devrimci Gençlik Birliği haricinde, kalan örgütlere 6 Mayıs eylemine ortak imzalı bir şekilde “Denizlerin Yolu Anti-Emperyalizmdir! Sınıf İşbirliğinin Değil, Sınıf Savaşının Yoludur! Cumhurbaşkanı Seçiminde Burjuva İttifakalara Hiçbir Turda Oy Yok!” pankartının arkasında, bu liberal kuşatma karşısında daha güçlü bir şekilde kortej düzeninde birlikte yürümeyi önerdik. Aynı zamanda pankartın şiarında değişikliklerin de yapılmasına açık olduğumuzu, önemli olanın seçimlere bu kadar az zaman kala gerçekleşecek olan 6 Mayıs eylemine, siyasi gündemin merkezindeki soruna ilişkin tok ve net bir tutum alarak, bağımsız bir şekilde müdahale etmek gerektiğini anlattık. THKO’nun temsil ettiği sınıf savaşı mirasına sahip çıkmak için en basitinden önümüzdeki Cumhurbaşkanı seçiminde alınması gereken tutumun burjuva ittifaklara hiçbir turda oy vermemek olduğunu ve 6 Mayıs’ta farklı saatlere ayrı eylemler koysalar dahi anti-emperyalizmden bahsedenlerin seçimlerde NATOcu, IMFci Millet İttifakı’nı destekleyen sınıf işbirlikçi tutumda birleştiğini konuştuk. Görüştüğümüz kurumlardan şerh gelmemesine, tersine bunun önemli ve güncel olduğu vurgulanmasına ve ortaklaşmamıza rağmen, ortak pankart ile birlikte yürümeyi kabul eden bir kurum çıkmadı.
Eylemin öncesinde gerçekleştirilen toplantıda da aynı çizgiye parmak basarak bunun önemini vurguladık. Gerek pankart gerek de basın açıklamasında 71-72 kopuşunun parlamentarizmden ve reformizmden kopuş olduğunu, sınıf işbirliğinın değil sınıf savaşının yolunu temsil ettiğinin vurgulanması gerektiğini söyledik. Denizlerin anti-emperyalist mirasına sahip çıkabilmek için bugün azılı NATOcu, IMFci, Amerikancı burjuva muhalefetle arayı kesinkes açmak ve basın açıklamasında da bunu net bir şekilde ifade ederek, en basitinden seçimler sathında burjuva ittifaklara hiçbir turda oy vermemek gerektiğini peşinen söylemeyi önerdik. Aynı zamanda, 6 Mayıs eyleminde ESP’ye, HDP’ye ve Partizan’a yapılan saldırıları da gündem etmek gerektiğini ifade ettik. Önerilerimizin bir kısmı kabul olsa da, seçimlere dair olan kısım toplantı bileşeni kurumlar tarafından “işçilerin, gençlerin ve halkların düşmanı ittifaklara karşı her yerde mücadeleyi yükseltme” şeklinde kabul gördü. Eylemin ortak pankartı ise “Denizlerin Mirası Anti Emperyalizmdir, Sınıf Savaşımıdır! Gençlik Deniz’lerin yolunda Devrim ve Sosyalizme Yürüyor!” olarak belirlendi.
Eyleme katılan kurumlar arasında Gençlik Komünleri, Kaldıraç Üniversite, Öğrenci İnisiyatifi, Yeni Demokrat Gençlik, Öğrenci Kolektifleri ve Yeni Demokrat Gençlik vardı. “Denizlerden Bugüne Akıl Bilim ve Sosyalizm”, “Emperyalizm Yenilecek Direnen Halklar Kazanacak!”, “Deniz İbo Mahir yolunda Devrim Güzergâhındayız!”, “Emperyalist Üsler Kapatılsın NATO’dan Çıkılsın!” dövizleriyle katılındı. Eylemde atılan sloganlar ise şu şekildeydi: “Devrimciler Ölür Devrimler Sürer”, “Yusuf Hüseyin Deniz, Sürüyor Sürecek Mücadelemiz”, “Emperyalistler İşbirlikçiler 6. Filo’yu Unutmayın”, “Mahir, İbo, Deniz Sürüyor Sürecek Mücadelemiz”, “Yaşasın Devrim ve Sosyalizm”, “Gençlik Gelecek Gelecek Sosyalizm”, “Devrim Şehitleri Ölümsüzdür”, “Yaşasın Devrimci Dayanışma”.
Gündoğdu Marşı’nın okunmasından sonra gerçekleştirilen basın açıklamasında dünyada yükselen 68 hareketinin bu topraklara yansımasından, 15-16 Haziran’dan ve bu topraklarda 71 kopuşunu yaratanların reformizmden kopuşun çizgisi olan önderlerimiz olduğundan bahsedildi. Denizleri anmanın yolunun devrimci mücadeleden ve örgütlenmekten geçtiğine vurgu yapıldı. Aynı zamanda 1 Mayıs’ta Deniz, Mahir, İbo’nun resimlerinin olduğu flama ve pankartlara olan saldırılarına değinilerek sınıfsız ve sömürsüz bir dünyayı kurana dek onların mücadelesini büyüteceğimizin altı çizildi. NATO’nun genişletildiği, Ukrayna ve Suriye’de savaşın körüklendiği bir atmosferde emekçi ve ezilenlere kimin saldıracağını belirlememiz istendiği vurgulandı. Emekçi ve ezilenlerin düşmanı düzen ittifaklarına karşı her yerde mücadeleyi yükseltmeyi, bahsedilen seçimi 6. Filo’yu denize dökerken, üniversiteleri işgal ederken, Gezi’de sokaklardaki barikatlarda yaptığımız anlatıldı. Son olarak tutuklanan SGDF’li, gözaltında olan HDP Gençlik’ten arkadaşlara dayanışma mesajı iletildi.
Belirlenen ana pankartın arkasında, eyleme “Denizlerin Yolu Anti-Emperyalizmdir! Sınıf İşbirliğinin Değil, Sınıf Savaşının Yoludur! Cumhurbaşkanı Seçiminde NATOcu, IMFci Burjuva İttifaklara Hiçbir Turda Oy YOK!” pankartımızla kalabalık bir şekilde katıldık. Bunun yanı sıra, “Denizlerin Yolu Sınıf Savaşının Yoludur! Cumhurbaşkanı Seçiminde Burjuva İttifaklara Hiçbir Turda Oy Yok!”, “Denizlerin Mücadelesini İleriye Taşımak, NATOculara, IMFcilere Oy İsteyenlerin Değil, Devrim Diyenlerin Harcıdır!”, “Karşı Devrimcilere Oy Çağrısı Yapanlar İbo’yu Savunamazlar!”, “Nurhak’tan Vartinik’e Devrimci Kopuşun Mirasçısıyız!”, “Deniz Mahir İbo! Devrimciler Ölür Devrimler Sürer!”, “ABD, AB, Rusya Tüm Emperyalistleri Yıkacak Olan Dünya Komünist Partisi İçin İleri!”, “ESP’ye Yönelik Saldırılara Karşı Eylemli Mücadeleye!” başlıklı dövizlerimiz ve bayraklarımızla katıldık.
İçinde bulunduğumuz seçim sürecinde 6 Mayıs’tan çıkarılabilecek en güncel ders, devrimcilerin koşullar ne olursa olsun bağımsı devrimci bir hattı inşa etmekle mükellef olduğudur. Denizlerin bıraktıkları miras, burjuvaziyle işbirliğine karşı sınıf savaşını yükseltmektir. Bu bağlamda da bugün Denizleri anabilmek, onların mirasına sahip çıkma iddiasında bulunabilmek ancak onların 52 sene önce gösterdikleri cüreti kuşanarak bugün de burjuvazinin her kanadını karşısına alarak emekçilerin seferberliğini örmekten geçer. Seçimlerde Kılıçdaroğlu’na oy isteyenler, eleştiri hakkını mahfuz tutarak destek verenler, sergilenen bu sınıf işbirlikçi tutumu sessizlikle seyredenler, bu tabloya müdahale etmeyenler Denizleri de Mahirleri de İboları da anamazlar. Köz’ün arkasında duran komünistler olarak, bu bilinçle bu seneki 6 Mayıs eylemine de yukarıda yer verdiğimiz şiarlar ile katıldık, 6 Mayıs’ın anlamının, genç devrimcilerin idamı değil THKO’nun burjuvaziye karşı verdiği sınıf savaşı olduğunu bir kez daha vurguladık.
Kızıldere Ruhundan Dar Grupçu Eğilimlere
Bu seneki 6 Mayıs eylemi kitleselliği açısından geçtiğimiz senelerden farklılık gösterse de her sene olduğu gibi bu sene de aynı yerde, aynı rotayla ve hatta aynı siyasi içerikle yalnızca farklı saatlerde birçok 6 Mayıs anması bir dizi örgüt tarafından gerçekleştirildi. Burada gerçekleştirilen eylemlerin yükselttikleri şiarlar birkaç nüans dışında birbirinin tıpatıp aynısı olsalar da eylemlerin örgütleyicisi olan kurumlar merkezi olarak ne bir eylem birliği önerisinde bulundular, ne de mensubu oldukları gençlik örgütleri üzerinden örgütlenen eyleme ilişkin toplantıya katılım sağladılar.
Yalnızca 6 Mayıs ile de sınırlı olmayan bu anlayış, aslında 6 Mayıs’ı anarken de siyasi kaygıların ne olduğuna ışık tutuyor. Kızıldere’de birbirlerini reformist addetmelerine karşın siperde omuz omuza çarpışan devrimcilik anlayışı, herhangi bir siyasi ayrım çizgisini ortaya koymadan, aynı genel geçer şiarlarla birbirinden olabildiğince yalıtık ve uzak eylemleri örgütleyen bir anlayışa terk etmiştir. Merkezi siyasete ilişkin vurgular kitlesel bir eylem düzenleyebilme hassasiyetiyle toplumun en geniş kesimlerini kucaklayacak derekede siyasetten arındırılırken aynı gün bölük pörçük bir dizi eylemin birleştirilmesi yolunda bir adım atılmaması temel kaygının kitlesellik veya devrimci bir eylem birliği olmadığını da ortaya koymaktadır.
Tüm bu liberal kuşatmaya, devrimci önderlerin zararsız ikonlara döndürülme çabasına, mensubu bulundukları örgütlerin unutturulma gayretine karşın bugün komünistler olarak bu hesabın da tutmayacağını biliyoruz. Bu toprakların komünist odağı olarak, THKO’nun, THKP’nin, TKP-ML’nin devrimci mirasına sahip çıkarak Komünist Enternasyonal’in kopan kızıl ipini devrimci parti ile buluşturma mücadelesini sürdürüyoruz, sürdüreceğiz.
Yaşasın Komünistlerin Birliği!