Köz’ün arkasında duran komünistler olarak, Gezi Ayaklanması’nın onuncu yıldönümünde Taksim Dayanışması’nın çağrısıyla “Karanlık Gider Gezi Kalır” pankartıyla TMMOB Beyoğlu önünde yapılan eyleme katıldık.
Eylem başlangıcından saatler önce Taksim Meydanı ve İstiklal Caddesi üzerinde yoğun bir polis ablukası vardı. Eylem saatine bir saat kala ise bizim de içerisinde olduğumuz kalabalık bir kitle, geçen senekinden daha az kişi olmasına karşın, açıklamanın gerçekleştirileceği alanda toplanmıştı.
Biz de eyleme bayrak ve dövizlerimizle katıldık.
“Gezi’de ‘Tadında Bitirelim’, 6-7 Ekim’de ‘Ateşi Söndürelim’ Diyenler, Seçimlerde Düzen İttifaklarına Oy Verenler Devrimci Mücadeleden Bahsedemez!” şiarlı dövizimizi ön plana çıkarttık. Aynı zamanda, azımsanmayacak bir süredir restorasyon kavramını parlatıp rotayı sınıf işbirlikçiliğine kırarak kitlelere umut tacirliği yapanların, Türkiye’deki siyasi gelişmelere yönelik büyük bir körlük içinde olduğunu söyleyerek Erdoğan’ın seçimle gitmeyeceğini vurguladığımız ve dolayısıyla, geride bıraktığımız seçim sürecinde, proletaryanın sınıf savaşı yolunu izlemek ve emekçileri hükümetin karşısına düzen partilerinden bağımsız bir kutup olarak dikmek gerektiğini eylemli bir hatta gösterdiğimiz için, bu eyleme de “Pisliğin Başı Belli! Seçimle Değil Devrimle Gidecek – Eksik Olan Devrimci Parti!” ve “Rejim Krizine Devrim Son Verecek!” şiarlarıyla katıldık. Bu doğrultuda eylem boyunca “Erdoğan Gidecek Başka Yolu Yok!” ve “Seçimle Değil Devrimle Gidecek!” sloganlarını attık. Attığımız bu iki slogan eylem başlarında yoğun bir karşılık buldu.
Gezi eylemlerinde öne çıkarılan ve ekseriyetin aklına Gezi denildiğinde siyasi tutsak olarak Osman Kavala gelse de, Türkiye’deki ve Kürdistan’daki devrimciler, demokrasi ve özgürlük mücadelesi verenler hiçbir zaman cezaevlerinden eksik olmadı elbette. Biz de bu eylemde Silivri’den İmralı!ya bütün siyasi tutsaklara özgürlük şiarını yükselttik. “Zindanlar Yıkılsın, Tutsaklara Özgürlük!” sloganlarını eylemde yoğun bir şekilde attık. Aynı zamanda dövizlerimizde, hükümetin 2015’te başlattığı içsavaşın birer parçası olan devrimci, sosyalist örgütlere saldırılarına karşı devrimci dayanışma içerisinde olmak ve kitlesel eylemler yolundan başkaldırmak gerektiğini, “HDP’ye, ESP’ye, Partizan’a Yönelik Saldırılara Karşı Eylemli Mücadeleye!” diyerek gösterdik.
31 Mayıs’ta gerçekleşen eylemde elbette Mayıs ayında katledilen Türkiye devrimci hareketinin öndelerini unutmadık. Hem dövizlerimizde hem de sloganlarımızda Denizleri, Mahirleri, İboları andık. “Deniz İbo Çayan, Savaşa Devam!”, “Nurhak’tan Vartinik’e Devrimci Kopuşun Mirasçısıyız!” şiarlarını yükselttik.
Eylemde bunların dışında “Adalet İçin Tek Yol Devrim!”, “Özgürlük İçin Tek Yol Devrim!”, “Demokrasi İçin Tek Yol Devrim!”, “Devrim İçin Düşenler Kavgamızda Yaşıyor!” sloganlarını da attık.
Taksim Dayanışması adına okunan basın metninde dalga dalga yayılan Gezi’nin ilk gününden beri gurur duyulduğu söylendi. 6 Şubat depremlerine de değinen basın açıklamasında, Gezi’nin öğrettiği dayanışma ruhuyla bu süreçte örülen seferberlikten bahsedildi. Haksız ve hukuksuz olarak hapiste tutulan Osman Kavala, Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman, Hakan Altınay, Çiğdem Mater, Can Atalay ve Mine Özerden anıldı. Mücadeleye devam etme vurgusu açıklama boyunca hakimdi.
Aynı zamanda birkaç defa tutuklular için acilen adalet talebi yükseltildi ve Gezi ayaklanmasında kaybettiklerimizin adları okunarak ve aynı zamanda fotoğrafları taşınarak “Yaşıyor!” sloganları atıldı.
Eylem boyunca aynı zamanda “Her Yer Taksim Her Yer Direniş”, “Direne Direne Kazanacağız”, “Gezi Tutsakları Onurumuzdur”, “Bu Daha Başlangıç Mücadeleye Devam”, “Gezi’de Düşene Dövüşene Bin Selam”, “Biz Geziciyiz Siz Gidici”, “Faşizme Ölüm Tek Yol Devrim”, “Biji Berxwedana Zindana”, “Faşizme Karşı Omuz Omuza” sloganları atıldı.
Beşiktaş’tan Komünistler