Gezi Parkı’nda patlak veren ve hem tüm ülkeye hem Haziran ayına yayılan Haziran Ayaklanması onuncu yıl dönümünde Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde bir sokak eylemi ile anıldı.
Bir önceki seneye oranla katılım düşük olsa da cumhurbaşkanı seçiminin ikinci turu sonrası Erdoğan’ın yeniden seçilmesinin ardından sol akımlar ve muhalefetteki maneviyat bozukluğunun büyüklüğü göz önünde tutulursa kayda değer bir kitlenin eylemde olduğu söylenebilir. Üstelik sadece basın açıklamasında değil, basın açıklamasının yapılacağı noktaya kadar sloganlarla yürüyen kitlede coşku denilemeyecek bile olsa bir kararlılık ve öfke gözlemlenebilir durumdaydı.
Köz’ün arkasında duran komünistler olarak İzmir İşçi Emekçi Birliği bileşeni kurumlarla birlikte 1 Mayıs’ta ortak olarak kullandığımız “Sermayeye karşı sınıf savaşı; kurtuluş kendi kollarımızda!” şiarını taşıyan pankartı açarak kısa bir yürüyüşle basın açıklamasının gerçekleştirileceği noktaya geldik. Söz ve Eylem, KöZ, Kaldıraç flamaları ve kurumların kendi imzasını taşıyan dövizler ile gerçekleştirdiğimiz bu yürüyüş boyunca “Seçimle Değil, Devrimle Gidecek!”, “Kurtuluş Savaşan İşçilerin Olacak!” gibi sloganlar attık. Köz’ün arkasında duran komünistler “Seçimle Değil, Devrimle Gidecek!” şiarını dövizlerine de taşıdılar.
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri adına okunan açıklamada şu görüşler ifade edildi:
“Gezi’nin onuncu yılında, şehir şehir dalga dalga yayılan, yasaklara, hukuksuz cezalara, baskıya, ranta, talana, yalana, tüm ayrıştırma politikalarına karşı yan yana durduğumuz, sesimizi çığa dönüştürdüğümüz o şanlı direnişten hâlâ ilk günkü gibi gurur duyuyoruz! … Bu memleket aydınlığa kavuşsun diye gencecik yaşlarında hayatlarını kaybeden, bizden ayırdıkları Berkinimizin, Ali İsmailimizin, Abdocanımızın, Mehmetimizin, Ethemimizin, Ahmetimizin, Medenimizin ve Hasan Feritimizin anılarıyla gurur duyuyoruz. Gezi Direnişi’nde gözünü kaybedenlerin, yaralananların, yargılananların, işsizliğe, sürgüne mahkûm edilenlerin, ödetilen her bedele karşın Gezi’nin anısına toz kondurmayan tavırlarıyla gurur duyuyoruz! 6 Şubat depremlerinde bir kez daha haklılıkları ispatlandığı üzere, sağlıklı ve dayanıklı kentlerde yaşama hakkını hukukla ve meslek ilkeleriyle savunarak Gezi’yi bir afet toplanma alanı olarak koruyan, bu ülkenin demokrasi güçleri ve demokrasiye omuz veren yurttaşlarıyla gurur duyuyoruz! Gezi’nin bizlere öğrettiği dayanışmacı anlayışla, yaşanan kamu zaafiyetlerine ve engellemelerine rağmen acıları dindirmek ve yaraları sarmak için depremin ilk saatlerinden itibaren ülke bütününde seferber olan, geleceğimize umut olmaya devam eden birliktelik ile gurur duyuyoruz! Tüm ülkeyi şehir şehir ‘Her yer Taksim her yer direniş’ sloganıyla inleten, haklarına, kentine, doğasına, memleketine sahip çıkan milyonlar adına, bütünüyle haksız, hukuksuz, delilsiz, mantıksız ve vicdansız tutum ve kararlarla beş buçuk yıldır hapiste tutulan Osman Kavala ile Gezi’nin onurlu bakiyesini bizler adına taşıyan, tutuklulukları bir yılı aşan Mücella Yapıcı, Şehir Plancısı Tayfun Kahraman, Avukat Can Atalay ve Mine Özerden’le gurur duyuyoruz!”