17 Şubat Pazar: Seçim çalışması Yenibosna Zafer Mahallesi Pazarı’ndaki bir açık hava toplantısıyla başladı. Emekçinin, Kürdün sesini yükselteceğiz iddiasını taşıyan çalışma Leyla Güven’in direnişini selamlayarak, başta İmralı’daki olmak üzere tüm siyasi tutsaklar üzerindeki tecridin son bulması talebiyle başladı. Yaygın bildiri dağıtımı yapıldı. Etkinliğe 1 Mayıs Mahallesi Muhtar Adayı Engin Gürbüz de katıldı.
Aynı gün Bahçelievler HDP ziyaret edildi.HDP’li arkadaşlarla sohbetimizde onlar bize İstanbul’u yitiren AKP’nin Diyarbakır’a daha zor kayyım atayacağını anlattı. Biz de İstanbul Büyükşehir’de CHP’den kopamayanların yeni kayyımlara karşı kendi elini kolunu bağladığını savunduk.
22 Şubat Cuma: Tuzla Aydınlı Mahallesi’nde yaygın afiş çalışması yapıldı.
23 Şubat Cumartesi:Cumartesi Anneleri buluşmasının 726. haftasında DYP-SHP (CHP) hükümetinin kaybettiği Murat Yıldız’ın akıbetini sorduk.
Ataşehir ve Ümraniye HDP’yi ziyaret ettik. Güldes Önkoyun’un seçimlerde emekçinin ve Kürdün sesini yükseltmek için aday olduğunu, Cumhur İttifakı’nın yedek lastik CHP ile geriletilemeyeceğini anlattık.
Fırtınaya rağmen Kadıköy’de bildiri dağıtımı yapıldı.
24 Şubat Pazar: Mayısta Yaşam Kooperatifi ziyaret edildi. Sonrasında Pir Sultan Abdal Cemevi’ne uğradık. Bugün Alevilerin, Kürtlerin, emekçilerin adını anan ve mücadelesini sahiplenen kimsenin olmadığını, Ozan Arif ve Pir Sultan Abdal’ı eşitleyen; Sivas’ta-Dersim’de-Maraş’ta katliamlarda iktidar olan CHP’nin bizlerin sesi olamayacağını ifade ettik.
Ataşehir ESP’yi ziyaret ettik. Bugün CHP’ye oy yok demenin yetersiz olduğunu, kayyımlara-Saraya net cephe alan, Kürtlerin adını anmaktan imtina edenlere karşı bağımsız çalışmaya destek istedik. Güldes’in İstanbul’da sarayın elini sıkan değil karşısında olan; Saraya ve kayyımlara karşı kitle seferberliğini savunan tek aday olduğunu belirterek desteklerini istedik.
1 Mayıs Mahallesi’nde Saray’ın değil mahallenin muhtarı olacağını söyleyen 3 muhtar adayı çıkaran Mustafa Kemal Mahalleleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’ni ziyaret ettik. Güldes Onkoyun’a kentsel dönüşüm hakkında projesini sordular. Güldes Önkoyun damahalle meclislerinin projesine tabi olacağını söyledi.
1 Mayıs Mahallesi’nde kahveler dolaşılarak yaygın dağıtım yapıldı.
26 Şubat Salı: Özge Akman ve Hüda Kaya ile birlikte İstanbul Kadın Meclisi’nin toplantısına davet edildi. Güldes konuşmasında Sarayı cepheden karşımıza almadan, Leyla Güven’in haklı mücadelesi ile Flormar Direnişini birleştirmeden siyasi bir mücadele verilemeyeceğini anlattı.
2 Mart Cumartesi: Emekliler Dayanışma Sendikası’nı ziyaret ettik. AKP’nin ve CHP’nin misyonlarını yerine getirdiğini ama asıl eksikliğin bizim cephede yattığını konuştuk. Güldes de Saray’a karşı birleşik bir mücadele hattının nasıl örülebileceğini göstermek için aday olduğunu anlattı.
Kadıköy’de ilk kez stant açıp sesli ajitasyon yapmaya başladık.
İstanbul’daki Halkevleri Merkezi’ne uğradık. Sohbetimizde yaklaşan seçimlerde bağımsız bir çizgide ortak bir aday çalışmasının önemi, seçimler sonrasında birleşik bir kitlesel mücadele örmenin imkanları hakkında konuştuk.
HDP’nin aday göstermediği yerlerde devrimci-sosyalist adayları destekleyeceğini açıklayan Devrimci Parti’yi de ziyaret edip, yeni genel başkan Elif Torun Öneren’e tebriklerimizi ilettik. Devrimci Parti’de Güldes’in adaylık sürecinin öncesini ve ortak bir aday gösterilmesi konusundaki çabamızı da anlattık. İstanbul’da parti ya da belediyecilik anlayışı tanıtımı yapmadığımızı, Saray’a karşı Kürtlerin sesini yükselten tek aday olduğunu söyleyerek Güldes’edestek istedik.
Mephisto Direnişi 29. gününde Mephisto Kitabevi’ni ziyaret ettik.
İstanbul HDK’da Sedat Şenoğlu ve Çiğdem Kılıçgün Uçar’la siyasi gündem hakkında konuştuk. Seçimlerde halktan yana tüm adayların Leyla Güven’in İmralı’daki tecride karşı verdiği haklı mücadeleyi desteklemesi gerektiğini söyledik, desteklerini istedik.
3 Mart Pazar: Kadıköy ve Okmeydanı’nda yaygın bir afiş çalışması yaptık.
5 Mart Salı: Güldes fabrikadan öğleden sonraları için izin aldı. Böylelikle ev ziyaretleri yapmaya başladık. Ziyaretlere 1 Mayıs Mahallesi’nden başladık. Aile boyu işçi olan ailemiz, işçilere yaraşır bir konukseverlikle kapılarını açtı.”Oy vereceğimiz kimse yoktu, CHP’ye oy vermeye elimiz gitmiyordu. Sesimizi yükseltecek, oy verebileceğimiz bir aday çıktığı için çok sevindik” diyen dostlarımız “Gönül rahatlığıyla sandığa gideceğiz, böyle bir aday olduğundan daha fazla insanı haberdar etmek gerekir” dedi.
1 Mayıs Mahallesi’nde afiş çalışması yapıldı.
6 Mart Çarşamba: Kıraç’ta afişleme çalışması yaptık.
Kartal’da siyasetle yakından ilgili bir dizi emekçiyle kapalı salon toplantısını andıran bir ev sohbeti yaptık. Geç saatlere kadar süren sohbette seçime katılan diğer sol adaylardan farklı olarak neden halkçı belediyecilik merkezli bir çalışma yürütmediğimizi anlattık. Öncelikle devletin şiddet tekeline karşı ne yapılacağını söylemeden halkın meclislerinden, halkçı politikalardan söz etmenin emekçilere masal anlatmak olduğunu belirttik. Sonrasında bugünün temel sorunun kayyum tehdidi olduğunu söyledik.Bu saldırının alternatif belediyecilik önerileriyle değil demokratik haklar ve özgürlükler için verilecek kitlesel bir siyasi mücadeleyle püskürtüleceğini ifade ettik. Akbilden bahsedip Leyla Güven’in haklı talebinden bahsetmeden, Patronlar düzenini eleştirip Saraydan söz etmeden Kürdün adını anmadan böyle bir mücadele verilemeyeceğini belirttik. Arkadaşların bir kısmı “Sandığa gitmeyi düşünmüyorum ama gidersem Güldes’e oy vereceğim”, bir kısmı “artık gideceğim” dedi. Arkadaşları pazartesileri düzenlediğimiz seçim toplantılarımıza davet ederek ayrıldık.
Bağımsız işçi adayların önemini vurgulayan ama yine de İstanbul’da ve diğer büyükşehirlerde aday çıkarmayan Emek Partisi’ni henüz CHP’ye desteğini açıklamamışken, ziyaret ettik. İl başkanı Sema Barbaros’a Güldes’in İstanbul Büyükşehir’de kayyuma ve Saray’a karşı ortak mücadele şiarıyla seçim çalışması yürüten tek işçi aday olduğunu belirtip desteklerini istedik.
Kaldıraç’ı ziyaret ettik. Krizin niteliğini ve seçimlerde devrimci bir çalışma yürütmenin imkanlarını konuştuk. Saray’a karşı aktif seferberlik çağrısında bulunan bir adaya oy vermenin zaten aktif boykot anlamına geleceğini söyleyip desteklerini istedik.
7 Mart Perşembe: HDP il örgütünü ziyaret ettik. HDP İstanbul İl Eş Başkanı Esengül Demir Güldes’in ilkelerinin onların da talepleri olduğunu ama bu seçimlerde İstanbul’da adres göstermeyeceklerini belirtti. Konu elbette “CHP’nin tabanındaki emekçilerin nasıl kazanılacağına” da geldi. Biz de CHP’nin aldattığı emekçileri kazanmak isteyenlerin öncelikle İstanbul’da, İzmir’de, Saray’ın yedek lastıği CHP’den bağımsız bir tutum almaları gerektiğini ifade ettik.
Kartal Eğitim-Sen’de en çok “Kürdün sesini kim yükseltebilir?”i konuştuk. “Toprağında boyunduruk altında yaşayan, göçtüğü Türkiye’de her türlü ayrımcılığa uğrayan Kürdün sesini yükseltmek tüm devrimcilerin görevidir” dedik.31 Mart’ta biberden metrobüse her türlü sorundan bahsedenlerin Kürdü görmezden geldiğini, Kürtlerden söz edenlerinse seçimlerde tutumsuz kaldığını belirttik. “Herkes doğrudan vazgeçse de devrimci dediğin doğruyu savunmalı, doğruyu hayata geçirmeli.” dedik.
Emek Partisi’ndeki arkadaşlarla görüşmemiz Kartal parti bürosundaki herkesin katıldığı bir söyleşiye dönüştü. İZBAN ve Maltepe Belediye işçilerini konuştuk. Biz de grev yasaklarına karşı mücadeleyi Saray’a karşı mücadeleyle birleştirmenin şart olduğunu anlattık.
8 Mart Cuma: Polis ablukası altındaki İstiklal Caddesi’nde Güldes Gültan Kışanak’a yazdığı açık mektubu postaneden gönderdi. Sonrasında Güldes ile beraber pankart yasaklı kadın yürüyüşüne katıldık. Taşıdığımız dövizler şöyledi:Kürtlere Özgürlük! KurdaraAzadi!, Leyla Güven Haklıdır Tüm Siyasi Tutsaklara Özgürlük!, 31 Mart’ta İşçinin Kadının Kürdün Sesini Yükselt!
9 Mart Cumartesi: Kadıköy’de günboyu stant açıldı. Bundan böyle stantlarımızda daha önce doldurduğumuz ses kayıtlarını kullanarak müzikli ajitasyon yapmaya başladık.
Güldes 1 Mayıs Mahallesi Erdal Eren Kültür Merkezindeki 8 Mart etkinliğine katıldı. Konuşmasında; patlıcanın fiyatı bile Saray’ın bekası sorunuyla açıklanıyorsa o zaman Cumhur İttifakı’ndan kurtulmadan rahat bir nefes almamızın bile mümkün olmadığını vurguladı.
Gülsüm ve Sami Elvan’ı ziyaret ettik. Seçimleri ve solun neden ortak aday çıkaramadığını konuştuk.
Avukat arkadaşları Berrak Çağlar şahsında Halkın Hukuk Bürosu’nda ziyaret ettik. İmraĺı’dan Selçuk Kozağaçlı’ya siyasi tutsaklar üzerindeki tecridi emekçilerin eylemli mücadelesinin kıracağını vurguladık.
10 Mart Pazar: Kartal’da gün boyu stant açtık.
İşçi Kadın Kurultayı’nı düzenleyen Emekçi Kadınlar Güldes’e de aday kimliğinden bağımsız bir kadın işçi olarak söz verdi. O da “8 Mart 1917’de Çar’ı kadınlar devirdi. Biz emekçi kadınlar hele bir öfkemize ve hareketimize set olanlardan kurtulalım. O zaman bugünün Çar taslaklarının vay haline… Devrim olmadan kadın kurtulmaz!” vurgulu bir konuşma yaptı.
Akşam Kartal’da gazete söyleşimiz vardı.
Esenyurt’ta yaygın afiş yapıldı.
11 Mart Pazartesi:
Berkin Elvan’ın anmasına katıldık.
Sonrasında Güldes Aydınlı’da Muhtar Adayı Musa Avyüzen’i ziyaret etti. 1 Mayıs Mahallesi’ndeki muhtarlık çalışmalarını anlattık.
Aynı gün çoğu seçim çalışmasını ortak planladığımız HDP’li arkadaşların Aydınlı’daki seçim bürolarına uğradık. Konu stratejik oya gelince Saray’a karşı emekçinin ve Kürdün sesini yükseltmek dışında bir stratejimizin olamayacağını söyledik.
12 Mart Salı: İş başı öncesi Aydınlı’da servis bekleyen işçilere seçim bildirilerimizi dağıttık. Gazi Ayaklanması’nın yıldönümünde Gazi yürüyüşüne onu bir katliam olarak ananlara inat, “Gazi’nin yolu ayaklanma yoludur” diyerek katıldık.
ESP Sultangazi ilçe örgütünde CHP’ye yedeklenmeden AKP’ye karşı mücadelenin imkanlarını konuştuk. 31 Mart’ta nasıl bir seçim taktiğinin bu mücadeleyi büyüteceğini tartıştık.
Sadece Hasan Ocak’ın annesi olarak değil tüm devrimcilerin kavga yoldaşı olarak gördüğümüz sevgili Emine Ana’yı ve Nursel ablayı ziyaret ettik. Daha çok onlar konuştu biz de dinledik.
14 Mart Perşembe:15 Mart şehitlerimizden İsmihan Yüksel’in ailesini ziyaret ettik. “1 Mayıs Mahallesi’ni yeniden birleştireceğiz, Saray’ın Muhtarı Olmayacağız!”diyerek muhtarlığa adaylığını koymuş Derya Yüksel ve ailesiyle sohbet ettik.
15 Mart Cuma: Ihlamurkuyu Mezarlığı’nda 15 Mart 1995’te Ümraniye’de yitirdiklerimizi andık. 1Mayıs Mahallesi’nde 15 Mart yürüyüşüne katıldık.
16 Mart Cumartesi: İzmir’de saraya karşı seferberlik iddiasıyla aday olan Yalçın Yanık ile birlikte Deriteks Sendikası’nı ziyaret ettik. Sohbetimizde düzen partilerinden bağımsız bir işçi mücadelesinin önemi üzerinde durduk.
Limter-İş’i de Tuzla’da ziyaret ettik. Güldes, seçimlerde bugün üstü örtülmek istenen tüm siyasi sorunlar hakkında açık seçik konuşan tek aday olduğunu söyleyerek destek istedi.
Okmeydanı’nda yaygın bildiri dağıtımı yaptık. Sokakta, atölyede parkta emekçilerle söyleştik, dertleştik, görüşlerimizi aktardık.Bildiri dağıtırken Okmeydanı Halkevi’ndeki dostlarımızı da ziyaret ettik, seçimleri emekçilerin ve ezilenlerin mücadelesini büyütmenin bir kaldıracı olarak kullanıp kullanamayacağımızı konuştuk.
Okmeydanı’nda Sosyalist Dayanışma Platformu’ndan arkadaşları da ziyaret ettik. Konu seçimlerde takınılan tutumların değerlendirilmesine gelince HDP’yi sadece onun bileşenleri olanların mı eleştirebileceğine dair etraflıca bir tartışma yürüttük.
Yenibosna’da Sevdilli ve Çevre köyleri
Yenibosna’da Mayısta Yaşam Kooperatifinde yaklaşan seçimleri, siyasi tabloyu, emekçi ve ezilenlerin mücadelesinin önünü açmak isteyenlerin görevlerini konuştuk.
Yenibosna’da aile boyu konfeksiyoncu bir ailemizi ziyaret ederek günü tamamladık.
17 Mart Pazar: Tuzla’da afiş yaptık. Kadıköy’de stant açtık. Yenibosna’da atölyelere bildiri dağıtmaya devam ettik.
Bir işçi havzası olan Aydınlı’da Mayısta Yaşam’ın düzenlediği kahvaltıda dostlarımızla buluştuk. Kahvaltıya Yalçın Yanık’ın yanında Tuzla belediye meclis üyesi bağımsız adayı tersane işçisi Ali Doğan ve Evrensel Gazetesi de katıldı. Kahvaltıda Tuzla HDP’den dostlarımız da vardı. Söyleşi sırasında her üç aday da söz alıp hangi maksatla aday olduğunu açıkladı. HDP’li arkadaşlar da İstanbul büyükşehirde neden CHP’ye oy vermenin doğru olduğunu anlattılar.
Aydınlı Mezarlığı’nda 9 sene önce 15 Mart’ta, zamansızca aramızdan ayrılan Hasan Coşkun’u andık. Yıllarca inşaat işçileri arasındaki dayanışmayı sabırla örmüş, İnşaat-İşçileri sendikasının güçlenmesinde büyük emeği olan, kitle örgütleri koordinasyonunda birlikte çalıştığımız, 10 Ekim’de Ankara’daki saldırıda yitirdiğimiz Tekin Arslan’ını da andık.
Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği’ni ziyaret ettik. Kadınların kurtuluşunun siyasi mücadeleden geçtiğinde hemfikir olduğumuz arkadaşlara Cumhur İttifakı’na karşı ezilenlerin seferberliğini örmek gerektiğini anlattık. “Bu mücadeleyi birlikte yürütelim” dedik.
Konaşlı pazarında halkı ekonomik sorunlara hapsetmek isteyenlerin tam aksine “Asıl sorun patates değil rejimin bekası!” dedik. “Tel tel dökülen Cumhur İttifakı’nı emekçilerin kitlesel seferberliği ile süpürelim!” çağrısını yükselttik.
79’da Giresun’da katledilen devrimci öğretmen Halis Demir’in eşi Kibar Ana’ya misafir olduk. 12 Eylül öncesinden bugüne uzanan sohbetimizde, Ecevit’ten bu yana devrimcilere yönelik katliamların en çok sosyal demokrat hükümetler zamanında yaşandığını konuştuk.
Bugünkü son ziyaretimiz bir başka işçi ailesineydi. Emekçilerin ve Kürtlerin CHP’ye mecbur bırakılmasına tepki duyan ev sahiplerimiz aktif boykot anlamına gelen adaylığımızı sevinçle karşıladı. Böylelikle Erdoğan’a karşı bir aile boyu oy daha kazanmış olduk.
18 Mart Pazartesi: Okmeydanı’nda öğlen molasında ceket işçisi arkadaşlarla buluştuk. Boykotçu, CHP’li, kararsız HDP’li arkadaşlar ayrı ayrı seçimler haķkındaki görüşlerini anlattı. Biz de Kürtlerin adını bile ağızlarına almaya çekinen düzen muhalefetine neden bel bağlayamayacağımızı anlattık.
Seçimlerdeki belediyeci/reformist anlayışları haklı olarak eleştiren Çağrı’yı ziyaret ettik. Sorunları iktidar sorununa bağlayan çalışmasından haberdar olmadıkları için boykot çağrısında bulunduklarını söyleyen arkadaşlara broşürlerimizi götürdük. Destek istedik.
19 Mart Salı: Sarıgazi’de ilk olarak HDP’ye uğradık. Geniş katılımlı söyleşide CHP’ye oy vereceğini söyleyen HDP’li arkadaşlara son Temelli-Yavaş örneğinde görüldüğü üzere CHP’nin Kürtlere geçelim sokakta eylem yapmayı kime oy vereceğini söylemeyi bile yasakladığını hatırlattık.
Ovacıklılar Derneği’ne de gittik. Konu Dersim’e gelince HDP’nin kayyımla mücadele ettiği yerlerde aday göstermenin yanlışlığına değindik. Dersim’de HDP’ye zarar vermekten çekinmeyip İstanbul’da CHP’ye zarar vermekten çekinmenin açıklamasının olmadığını söyledik.
21 Mart Perşembe: Amed Newroz’una katıldık. “Gültan Kışanak’ı hapsedenler, Kemal Kurkut’u katledenler, Amed’e kayyum atayanlar aynı merkeze bağlı ve aynı amacı taşıyor: Bir halkı teslim almak. Başaramayacaklar” dedik.
Kadıköy’de stant açmayı sürdürdük. Emekçi’nin Kürdün adını anmayana oy yok, dedik.
22 Mart Cuma: Gültan Kışanak şahsında tüm HDP’li tutsaklara yazdığımız mektubu tecride karşı mücadelede ölümü hiçe sayan Leyla Güven’e teslim ettik. Gözlerinde haklılığı, umudu ve kararlılığı gördük.
Esenyurt’taki ziyaretlerimize Halkevi ile başladık. Seçimler, son sıralarda gündeme oturan adaylara sözleşme imzalatma girişimleri hakkında konuştuk. Sözleşmecilik eğilimi ile emekçi meclislerini egemen kabul eden yaklaşımın taban tabana zıt olduğunu ifade ettik. Ayrıca Saray hükümeti yerinde durduğu sürece belediyelerde emekçiler lehine en ufak bir düzelmenin bile gerçekleşemeyeceğini savunduk. Öncelikli görevimizin Saray’dan kurtulmak olduğunu, solda bu konudaki tutukluğun CHP’ye örtülü destek vermek anlamına geldiğini belirttik.
Avcılar Kültür ve Sanat Derneği’ndeki dostlarımızla solun durumu hakkında konuşurken Güldes solun zayıf olduğuna dair saptamaların siyasi görevlerden ve birleşik mücadeleden yan çizenlerin ürettiği bir hurafe olduğunu, solun Cumhuriyet tarihinin en güçlü döneminde olduğunu belirtti.
23 Mart Cumartesi: Cumartesi Anneleri’nin 730. Haftası’nda 24 yıl önce kaybedilip, katledilen Hasan Ocak’ı andık.
Kadıköy’deki stant ve ajitasyon faaliyetimizi sürdürdük.
“1 Mayıs Mahallesi Muhtarları Buluşuyor” başlıklı halk toplantısına katıldık.
24 Mart Pazar: Bakırköy’deki Newroz alanında “Tutuklu HDP’liler Serbest Bırakılsın!” “Tüm Siyasi Tutsaklara Özgürlük!”, “Saraya karşı AKP’nin yedek lastiği CHP’ye bel bağlama!”, “Yaşasın Emekçilerin ve Kürtlerin Cumhur İttifakına karşı kitlesel seferberliği!” dedik.
Esenyurt Alternatif Kültür Sanat Derneğinin açılışına katıldık. Alternatif bir kültürü yaratmanın ön koşulu kendi alternatif siyasi çizgimizdirdedik.
Yine Esenyurt’ta Güney Kültür Merkezi’ni ziyaret ettik. Seçim çalışması boyunca sık sık CHP’ye bu kadar yüklenmenin haksızlık olduğunu ifade eden eleştiriler alırken Güney Kültür Merkezi’nde tam tersi yönde bir eleştiri ile karşılaştık. Arkadaşlar AKP’ye kilitlenmenin hata olduğunu sorunun aslında bir sistem sorunu olduğunu söyledi.Biz de sorunun elbette bir sistem sorunu olduğunu Erdoğan’ın akıbetinin 12 Eylül rejiminin bekasına düğümlendiğini ifade ettik. Bugünkü rejim krizinin ancak bir devrimle çözüleceğini ifade edip Güldes Önkoyun’a oy vermenin zaten aktif boykot anlamına geleceğini söyledik.
Esenyurt’ta bir emekçi ailesinde misafir olduk. Seçimleri, Cumhur İttifakı’nın mutlaka alt edilmesi gerektiğini, ancak CHP merkezli düzen partilerinin bunu yapamayacağını konuştuk.
25 Mart Pazartesi: Tuzla tersanelerinde bildiri dağıttık.
27 Mart Çarşamba: Kale Kayış işçilerini ziyaret ettik. Ziyaretimiz kısa süre içinde alışılagelmiş “haklısınız, taleplerinizi destekliyoruz” çerçevesinin dışına çıktı. İşçi arkadaşlar bize AKP ve CHP’nin bu direnişi desteklemeyeceklerini çünkü iki partinin de işçi örgütlenmesine karşı olduklarını söyledi.Ama elbette bu vatanı böldürmeyeceklerini de ifade ettiler. Biz de uzun uzun Kürtlerin esaretinin neden işçilerin esareti olduğunu anlattık. Kürtlerin temel hak ve özgürlüklerini savunup dillendirmeden Saray’a karşı birleşik bir mücadele örülemeyeceğini söyledik. Cumhur İttifakı’nı süpürmeden de işçilerin bir kazanım elde edemeyeceğini belirttik. İşçilerin dostları onları koşulsuzca alķışlayıp pohpohlayanlar değil onlara siyasi gerçekleri açıklayanlardır, dedik
Kıraç’ta HDP seçim bürosunda seçimleri ve haliyle CHP’yi konuştuk. Arkadaşlar faşizme karşı birleşik cephe derkenbiz de birleşik cephenin burjuva partileriyle değil emekçi partileriyle kurulacağını savunduk. “Zorba zorbayla, hırsız hırsızla geriletilemez” dedik.
28 Mart Perşembe: Bugünkü programımıza Arzu Çerkezoğlu’nu ziyaret ederek başladık. Çerkezoğlu bugünkü siyasal sorunların faşist diktatörlük ve ekonomik kriz prizmasından kırılarak geliştiğini ifade etti, sırf bu nedenden ötürü bile Güldes’in adaylığını anlamlı bulduğunu belirtti.Kendisine açılan dava nedeniyle geçmiş olsun dileklerini sunduğumuz Çerkezoğlu’na karşımızda hasımlarını sindirerek güçlenen bir iktidarın bulunmadığını belirttik. Yeni hasımlar yaratarak zayıflayan bu ittifak karşısında CHP’nin arkasına saklanmayan taktiklerin önemine değindik.
1 Mayıs Mahallesi Pazarı’nda seçim standımızı açtık. Seçim standında sadece kendi seçim bildirilerimizi değil aynı zamanda KöZ’ün organize ettiği “Leyla Güven’in Mücadelesine Ses Verelim” etkinliğinin duyurularını da dağıttık.
KöZ’ün düzenlediği Leyla Güven’in Mücadelesine Ses Verelim! başlıklı forumdaGüldes Leyla Güven’in taleplerinin karşılanması için Cumhur İttifakı’ndan kurtulmak gerektiğini, bunun için de kitlesel bir seferberliğin şart olduğunu söyledi. Bu mücadeleyi 31 Mart’ın ötesine taşımanın şart olduğunu vurguladı.
29 Mart Cuma: Maltepe HDP’de konumuz Erdoğan’ın kayyım tehditleriydi. Sohbette seçim öncesinde yapılan hatalar ne olursa olsun sonrasında CHP’nin iki partili sistem dayatmasına boyun eğmeyip 1 Mayıs’ta kayyımcıların karşısına kitlesel ve ortak bir şekilde dikilmeli, dedik.
Maltepe Forumu’ndan arkadaşları ziyaretimizde solun önündeki fırsatlardan söz edip kendilerinden destek istedik. Sohbetimizde ağırlıklı olarak bu seçimlerde tutumsuz kalıp belli bir adaya işaret etmeyenlerin aslında CHP’ye örtük destek verdiklerini vurguladık.
Maltepe’nin kafelerinde bildirilerimiz dağıttık.
Gülsuyu Kadınlar Derneği’nde AKP’li muhtar adayının da katıldığı toplantıda 1 Mayıs Mahallesi’ndeki muhtarlık deneyimlerini anlattık. Tercihimizi muhtarlık seçimlerinde bile siyaset yapanlardan “Sarayın Muhtarı Olmayacağım” diyenlerden yana kullanmamız gerektiğini söyledik.
Gülsuyu Gülensu Dayanışma Derneği’ndeki arkadaşlarla seçim sonrası sokağı nasıl güçlendireceğimizi tartıştık. Dernekten bir arkadaş Güldes’in adaylığını kendine sevdalı olmakla açıklayınca sürecin en başına dönüp ortak bir aday çıkarmak için sol akımlara yaptığımız çağrıları hatırlattık.
Esenyalı HDP’deki arkadaşlarla seçim sonrasında Cumhur İttifakı’nı sarsmak için nasıl bir mücadele yürütmek gerektiği hakkında sohbet ettik.
30 Mart: Kadıköy’de stant açtık. Sokakları bildirilerimiz ve sesli ajitasyonumuzla dolaştık. Cumhur İttifakı’na karşı işçilerin Kürtlerin sesini yükseltelim diyerek çalışmamızı noktaladık.
İstanbul’dan Komünistler