Gülsuyu-Gülensu Mahalle Meclisi’nin düzenlediği “Yeni Kentsel Dönüşüm Yasası Ne Getiriyor” söyleşisi 24 Kasım’da gerçekleşti. Söyleşiye İstanbul Mimarlar Odasından Esin Köymen konuşmacı olarak katıldı.
Mahalle meclisi bu etkinliği gündemine ilk aldığında, bizim de önerimizle planladığı deprem-eğitimi çalışmalarını mahalleye en geniş şekilde duyuracak ve hem kentsel dönüşüm, deprem dışında uyuşturucu sorunu vb. mahalleyi ilgilendiren konularda mahalle halkıyla bir değerlendirme yapmak hem de mahalle meclisini genişletecek bir halk buluşması olarak planlanmıştı. Planlanırken de akademisyen veya gazetecilerin konuşup mahalle halkının sadece dinlediği genel bir bilgilendirme toplantısının ötesinde bir etkinlik yapmak gerektiği, nesnel bir pozisyondan çıkıp mahalledeki emekçilerin mücadele imkânlarını konuşacağı bir toplantı yapmak gerektiği kararlaştırılmıştı.
Ancak etkinlik planlandığı şekilde organize edilmedi. Konuşmacının yaptığı bilgilendirmeler dışında söz alma imkânı olmadığı gibi sorulan soruların da kâğıtlara verilerek iletilmesi istendi. Nitekim konuşmacı da sadece hukuki bilgilendirme yaptı. Tüm hukuki bilgilendirmelere rağmen “peki ne yapmamız gerekiyor” kabilinden gelen sorulara haliyle verecek bir yanıtı yoktu. Ben buradan şöyle yapalım diyemem ama vekiller bu yasayı teşhir edip geri çekme yapabilir dedi. Kendisinin bu konuları bildiğini ama yapabilecek bir şeyinin olmadığını belirtti. Dahası yeni kentsel dönüşüm yasasının anayasaya aykırılık sebebiyle iptal edilmesi gerektiği aktarılmasına karşın bu konuda da Can Atalay’ın tutsaklığı üzerinden gündeme gelen soru da hukuki düzlemde bir hak arayışının ötesinde kentsel dönüşüm yasasına karşı verilecek mücadelenin de siyasi bir mücadele olarak yürütülmesi gerektiğini ortaya koyuyordu.
Formattan ötürü etkinlikte birebir sohbetler dışında görüşlerimizi anlatma imkânı bulamadık. O yüzden yapmak istediğimiz konuşma metnini buradan paylaşıyoruz:
“Mahalle meclisine böyle bir etkinliği organize ettiği için teşekkürler. Konuşmacı arkadaş kentsel dönüşüm sorununa ilişkin güncel olarak nelerle karşı karşı olduğumuzu detaylı bir şekilde aktardı. Bunun için de teşekkürler. Konuşmasında bunun siyasi yapıyla ve emekçilerin durumuyla olan ilişkisine de değindi. Biz bunu biraz daha açmak gerektiğini düşünüyoruz. Söz konusu olan hem Gülensu-Gülsuyunda hem de diğer mahallelerde karşı karşıya olduğumuz emekçi mahallelerine bir saldırıdır. Emekçilerin demokratik haklarına yönelik bir saldırıdır.
Türkiye’deki en ufak bir demokratik sorun dahi iktidar sorunu halindeyken demokratik haklar için vereceğimiz mücadelenin de siyasal bir zeminde yer alması gerekir. Aslında konuşmacıların bahsettiği hukuki zemindeki mücadeleyi yani yasayı AYM’ye götürmeyi dahi yapabilmek için siyasi bir mücadele gerekiyor. Zira bu zeminde bir mücadele verebilecek olan varsa o da meclisteki vekillerdir. Bu vesileyle bizim sokakta yürüteceğimiz bu mücadelenin meclisteki taşıyıcısı olarak bu tip mücadelelerin neferi olacağını beyan eden vekilleri kullanmalıyız. Hukuki zeminde bir mücadele yürütülecekse de bunu harekete geçirecek olan bizim sokaktaki mücadelemiz olacaktır.
Önümüzdeki yerel seçimlerin de politik bir zeminde durduğunu görmemiz gerekir. Belediye başkan adaylarından, meclis üyelikleri adaylıklarına hatta muhtar adaylıkları dahi güncel olarak merkezi siyasi gündemlerdendir. Dolayısıyla bugünden başlayarak yürütülecek hak arama mücadelelerini yerel seçimlere bir hazırlık olarak görmeliyiz. Seçimlerden her ne kadar iktidar olarak çıksa da günden güne güç kaybeden, yönetemeyen, yönetemedikçe saldırganlaşan bir iktidarla karşı karşıyayız. ABD ile ilişkileri bozulan, Ortadoğu’daki sözde konumunu kaybeden bir iktidardan söz ediyoruz. Peki, önümüzdeki yerel seçimlerde bu tablo karşısında biz ne yapmalıyız? Sorunları ve dertleri bizimle ortak olan emekçilerle aynı mevzilerde buluşmalıyız, hükümete karşı emekçilerin ortak ve eylemli mücadelesini örmeliyiz. Böylesi bir mücadele de düzen partilerini desteklemekten geçmez. Tabandan mücadeleyi yükseltecek olan halk meclislerini oluşturmaktan, solun en geniş birlikteliğinden geçer. Yani kurulacak bir sol blokla bunu yapabiliriz. Bununla birlikte muhtar adayları, belediye meclis üyesi adayları ve belediye başkan adayları çıkarmak ve bu meclise tabi adayları desteklemek gerekir. Sarayın değil, halkın adayları şiarını yükseltmek ve pratiğe geçirmek gerekir. Sizleri Köz’ün arkasında duran komünistler olarak hükümete karşı verilen mücadeleye omuz vermeye ve mahalle meclislerinde buluşmaya çağırıyoruz.”
Önümüzdeki dönemde Gülsuyu mahalle meclisinin kentsel dönüşüme ilişkin vekilleri de katacağı etkinlikler gerçekleştirmesi için önerilerimizi sürdüreceğiz.
Gülsuyu’ndan Komünistler