Küba’dan Vietnam’a, Angola’dan Türkiye’ye 1960’lı ve 70’li yıllar dünyanın her yerinde devrimci hareketlerin yükseldiği, kendi önderlerini yarattığı bir dönem olmuştu. Denizler, Mahirler, İbolar bu bağlamda Türkiye’de sadece devrimci hareketin içinde değil bir bütün olarak sosyalist hareketin ve işçi hareketinin içinde sembolleşen isimler oldu. Bununla birlikte, dünyanın diğer bölgelerinden farklı olarak, yaşadığımız topraklarda bu devrimcilerin isimleri tarihin tozlu sayfalarında kaybolmadı. 31 Martlar, 6 Mayıslar, 18 Mayıslar, 31 Mayıslar kapanmış bir dönemin simgelerine dönüşmedi. Tersine Denizler, İbolar günümüzdeki siyasi mücadelenin canlı bir parçası olmayı sürdürüyor, hala geniş kesimler tarafından anılıyorlar.
Bununla birlikte 71 kopuşunun önderlerinin geniş kesimler tarafından hatırlanıp, anılması onların THKO, THKP ve TKP-ML’nin kurucularının korumaya and içtiği hedeflere ve değerlere uygun bir biçimde anıldıkları anlamına gelmiyor. İçinde bulunduğumuz tasfiyeci liberal siyasi iklimin de etkisiyle, 71-72 kopuşunun en önemli mirasının bağımsız bir siyasi çizgiye sahip devrimci bir örgüt olduğu unutuluyor, unutturuluyor.
Tam da bu nedenle, devrimci mücadelenin sorunlarını ve görevlerini tartışmak amacıyla 2010 yılında kaybettiğimiz yoldaşımız Hasan Coşkun adına düzenlediğimiz panellerin on ikincisinin başlığını, “Nurhak’tan Vartinik’e Devrimci Örgütte Israr” olarak belirledik.
29 Mayıs Pazar
Saat: 13:00
Yer: Cezayir Toplantı Salonu
Panel davetiyesine buradan ulaşabilirsiniz.