HDK İstanbul İl Meclis toplantısı Afrin saldırısının sonraki gününde yapıldı. HDK Meclisinin gündemi Afrin saldırısı idi. Gündemler tartışılırken Okmeydanı HDK delegesi ayağa kalktı ve Okmeydanı’nda dün akşam saatlerinde sola birlikte eylem yapma çağrısında bulunduk, kimseyi bulamadık. KöZ’ün çalışma yürüttüğü kitle örgütüne gittik, bulamadık, KöZ bölünmüş, bölünenler de bölünmüş, kalanlar kooperatifçi olmuş. Ortada KöZ kalmamış ne olduğu belli olmayan bir grup kalmış gibi bir açıklama yaptı. Solun durumu bu şekilde diye bitirdi sözlerini.

Biz Köz’ün arkasında duran komünistler olarak oradaydık ve biz de söz aldık:  “Mayısta Yaşam’da çalışma yürüten bir komünist olarak söz alma ihtiyacı duyduk. KöZ’ün arkasında duran bir komünist olarak söz alıyoruz. KöZ bölünmedi, içerisinden bir grup hizip çıktı. Konspiratif şekilde örgüt bozgunculuğu yapan ve siyasi iddiası dahi olmayan bir hizip çıktı. Devrimcilerin dün olduğu gibi hizipçilere karşı nasıl tutum alması gerektiğini biliyoruz. Bu bizim sır gibi sakladığımız bir konu değil, birçok siyasete de gittik. Sol içerisinde hizip konusunun saklanması değil teşhir edilmesi gerekir.” dedik.

Daha sonrasında ise bu cevabın eksik olduğu değerlendirmesi yaptık. Çünkü bu konuşma bize özel değildi. Solun perişan, dağınık haline dair bir değerlendirme KöZ örnek gösterilerek yapıldı. Bu konuya dair konuşmaya ek olarak verilmesi gereken cevap ise: “Uzun zamandır 12 Eylül rejiminin çatladığını, bir rejim krizi olduğunu söylüyoruz. Bu durum 7 Haziran seçimleri sonrasında hız kazanırken sol ise büyük parçası HDP içinde olarak bu duruma cevap verememiş. Sokağa çıkmaya, patlamaya hazır kitleleri evlerine göndermiştir. Amed, Suruç, Ankara bu durumların örneğidir. Provokasyonlara gelmeyin, çağrılarıyla evlerine izleyici olarak gönderdiğimiz kitle bugün sokağa çıkmıyor. Kaygı verici sessizliğin sorumluları onları evlerine gönderen, Kobanê serhildanlarını boğduran oportünist odaklardır. Çünkü ayaklanmaların sorumluluğunu alamayacaklarını bildikleri için evlerine göndermiştir. Çünkü ayaklanmaları devrime götürecek olan öznemiz komünist bir parti yoktur. Peki böyle bir parti yokken, biz de komünist bir parti değilken neden biz örnek gösteriliyoruz. Bunun nedeni ise Ekim Devrimi gibi bir devrimi ancak komünist bir parti yapar dediğimiz için, uzun zamandır solun durumunu, AKP’nin rejim krizi tespitini yaptığımız ve bir kabarmanın olacağını öngördüğümüz için örnek gösteriliyoruz. Bugün hala yapılması gereken savaş karşıtı bir tutum almak yerine AKP’ye karşı kitlesel bir seferberlik örmek gerekir.” demek gerekirdi.

Afrin saldırısına karşılık bir basın açıklaması çağrısının bile Barış Blokuna bırakıldığı hiçbir siyaset, asıl düşman kendi yurdunda diyememiştir. Sol kendi darmadağınık görüntüsüne, parti öncesi siyaset yaptığını söyleyen Köz’ü örnek gösteriyor. Kendi dağınıklığına oportünist manevralarına örnek veriyor.

Tuzla’dan Komünistler