Köz’ün arkasında duran komünistler olarak 18 Mayıs’a dair ozalitlerimizi ve Düzen İttifaklarına Oy Yok afişlerimizi Rumeli Hisarüstü Mahallesi’ne yaptık.
İstanbul’daki 1 Mayıs mitinginde de görüldüğü gibi, Kaypakkaya flamalarına saldırı da, bu saldırıya karşı kayıtsız kalmanın da sebebi Kaypakkaya’nın devrim ve devrimci örgütte ısrarı, bu burjuva düzenle hiçbir şekilde bağdaşmayan şeyleri açık seçik bir şekilde temsil etmesidir.
Kaypakkaya yüzünü asıl bakılması gereken yere, Suphi TKP’sine dönmüştü. Onu ayırt eden şey de Suphi TKP’siyle sonraki revizyonist TKP arasındaki ayrım çizgilerini kalınca çekmesiydi. Bugün reformistlerle aynı çatı altında bulunanlar yahut yan yana bulunmakta tereddüt edenler 6 Mayıs’ı da, 18 Mayıs’ı da anamazlar. Zira 71-72 kopuşunun son halkası olan Kaypakkaya anti-emperyalizmdir, reformizmden kopuştur, TKP-ML’dir.
Bugün Cumhurbaşkanı seçiminde, hangi bahaneyle olursa olsun, emekçilerin, ezilenlerin, Kürtlerin düşmanı Millet İttifakı’nı açık veya örtük bir şekilde destekleyenler, Şefik Hüsnü gibi reformistlerin işçilerin ve ezilenlerin mücadelesine katkıda bulunabileceğini savunanlar Kaypakkaya’yı ancak tahrif edebilir. Seçimlerde karşı devrim güçleriyle saf tutanları geçelim, burjuvaziyle demokrasinin gelebileceği aldatmasını emekçi ve ezilenler için bir çözüm olarak gösterenlere karşı amansız bir mücadele yürütmeyenler de Kaypakkaya’nın mirasını devralamazlar.
Kaypakkaya’nın parçası olduğu kopuşu komünistlerin parti birliğiyle tamamlamaya andımız var. Kaypakkaya’ya mirasını işaret ettiği komünist partiyi yaratma mücadelemizle sahip çıkıyoruz. 18 Mayıs’ı anarken de, 6 Mayıs’ı anarken de sınıf işbirliğini dayatan bu liberal dalgaya teslim olmayacağız; demokrasinin burjuvaziyle değil, devrimle geleceğini haykıracağız; sınıf işbirliğini değil, sınıf savaşını yükselteceğiz.
Devrimciler Ölür, Devrimler Sürer!
Devrim İçin Devrimci Parti, Parti İçin Komünistlerin Birliği!
Yaşasın Komünistlerin Birliği!
Üniversitelerden Komünistler