Köz’ün arkasında duran komünistler olarak İstanbul Newroz’una katılmak üzere saat 10.00’da Yenikapı’da miting alanında pankartlarımız, dövizlerimiz, gazete ve özel sayılarımızla hazır bulunduk.

Miting alanına girerken, arama noktasında polisler ve amirleri bildiri, yayın ve pankartlarımızı alana sokmamızı engelleme girişiminde bulundu. İlk gerekçe, pankartlardan birisinde yazan “Kürtlere Özgürlük” şiarıydı. “Bu memlekette Kürtler zaten özgür.” diyerek pankartımızı alana almamızı engellediler. Miting tertip komitesinden görevli arkadaş ise polisin bu tutumuna itiraz etmesine rağmen, duruma müdahale etme olanakları olmadığını belirtti.

Pankartımızın alınmamasının ardından hiçbir materyalimizi alana almama yönünde tutum aldı. Üzerlerinde Leyla Qasım’ın, Kadı Muhammed’in, İhsan Nuri Paşa’nın resimleri bulunan “Yok Saydığınız Ulusun Kanıtıyım.” şiarlı dövizlerimizi de aynı gerekçeyle almayacaklarını belirttiler. Materyallerimizin alana girmesi konusundaki ısrarımız sonucunda pankartlarımızdan birini ve dövizlerimizi alana sokamasak da diğer materyallerimizi alana taşıdık.

Pankartlarımızda “Kahrolsun Ezen Ulus Şovenizmi, Kürtlere Özgürlük Ortadoğu’ya Barış!; İki Turda Da Burjuva İttifaklara Oy Yok! Cumhurbaşkanı Seçiminde Çetin Eren’i Destekliyoruz!” dövizlerimizde, Leyla Qasım, Kadı Muhammed, İhsan Nuri, Alişer-Zarife fotoğraflarıyla birlikte “Yok Saydığınız Ulusun Kanıtıyım” şiarlarını taşıdık. “Devletin Olmadığı Yerde Gündem Emekçilerin İktidarıdır!” manşetli gazetemizi alanda hazır bulundursak da dağıtma imkanı bulamadık. Enternasyonal Komünist İşçi Birliği ile yürüttüğümüz Emekçilerin Seferberliği İçin Bağımsız Aday kampanyasına ait Çetin Eren’in Gültan Kışanak’a Açık Mektubunu alanda yaygın bir biçimde dağıttık.

Alanda olduğumuz süre boyunca kortejimizden yükselen ajitasyonlarımızda Rojhilat’ta İran’daki diktatörlüğe karşı ayaklanan Kürtlerin mücadelesini selamladık. Rojava’ya dönük saldırılara karşı mücadele edilmesi gerektiğinden söz ettik. Kürtlerin esaretinin işçilerin esareti olduğunu vurgulayarak, Kürtlere dönük saldırılarda devletin yanında saf tutmanın bu esareti perçinleyeceğini belirttik. Kürtlerin esaretini gizlemek, Kürdistan’ın varlığını unutturmak isteyenlere karşı, Kürdistan’a dönük saldırıları püskürtmek için, Kürdistan’ı savunan İhsan Nuri Paşa’nın, Leyla Qasım’ın, Azadi ayaklanmasının yolundan gitmek gerektiğini ifade ettik.  Konu Kürtler olunca, hükümetin ve onun rakiplerinin sus pus olduğunu, Kürdü görünmez kılanlara inat, emekçilerin seferberliği için bağımsıza aday Çetin Eren’i desteklediğimizi haykırdık. Vekilleri, belediye başkanlarını, Selahattin Demirtaş’ı, Figen Yüksekdağ’ı hapsedenlere karşı, tüm siyasi tutsaklara özgürlük talep eden tek aday olan Çetin Eren’i desteklediğimizi vurgulayarak, kendisine sol bacak arayan, NATO, IMFci, Kürd düşmanı Altılı Masa’ya hiçbir turda oy yok şiarını yükselttik.

Kortejimizden şu sloganları attık:

“NATO’cu Değil Bağımsız Aday; Şovenist Değil Bağımsız Aday; Kürt Düşmanı Değil Bağımsız Aday; Kürtlere Özgürlük Ortadoğu’ya Barış; Seçimle Değil Devrimle Gidecek; Kurdara Azadi Kürtlere Özgürlük; Kürtlerin Esareti İşçilerin Esaretidir; Zindanlar Yıkılsın Tutsaklara Özgürlük; Yaşasın Komünistlerin Birliği; Kürtlerin Düşmanlarına, Müteahhit Partilerine, Natoculara, Oy Yok!; Devrim İçin Devrimci Parti Parti için Komünistlerin Birliği; Kahrolsun Ezen Ulus Şovenizmi, Yaşasın Proleter Enternasyonalizmi; Biji Serhildan Azadiya Kurdistan.”

Miting alanına bizim dışımızda katılan kurumların pankartlarında ise şu içerikler yer aldı:

TÖP: Emeğin ve Özgürlüğün Ülkesini Kurmaya Geliyoruz, HALK-DER: Saray Rejimine Hayır! Halkın Gücünü Göster, BMG: Kapıtalızmin Enkazına Sömürüye ve Faşizme Karşı Newroz Ruhuyla Ayağa!, Halkevleri: Savaşa Hayır Yoksulluğa Son Yaşasın Halkların Kardeşliği, İDP: İşçiden Emekçiden Yana Yeni Bir Anayasa İçin Tek Adam Rejimine Son! Bağımsız ve Egemen Kurucu Meclis!, EHP: Halklarla Barış Patronlarla Savaş, SEP: Açalım Kızıl Sancağı Geçsin Zalimlerin Çağı, UİD-DER Depremi Felakete Dönüştüren Tek Adam Rejimine Karşı Emek Cephesini Büyütelim, EMEP Türkiye’de Demokrasi Orta Doğuda Barış, Partizan: Devrim Güzergahında Newroz Ateşini Harla, BDSP: Sınıfa Karşı Sınıf! Newroz Piroz Be! İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği!.

Deprem Gündeminin Seçimde Gündemini Perdelemek için Kullanıldığı  Newroz Mitingi

Newroz soğuk havaya ve fırtınaya rağmen kitlelerin aktığı, geçtiğimiz senelerin gerisine düşmeyen bir kalabalığın buluştuğu bir miting olarak gerçekleşti. Ancak mitingi düzenleyenler ile alanı dolduran kitlelerin aynı ruh halinde olduğunu söylemek doğru olmaz. Düzenleyenler Newroz’u depremde yaşamını yitirenlere adayarak, deprem gündemiyle perdelenen ve politik içerikten yoksun bir miting olarak örgütlediler. Kitlelerse bu tutumun aksine kendi coşkularıyla alanı doldurdular. Mitingde somut bir çağrı yapmaksızın 14 Mayıs seçimlerine zaman zaman vurgu yapılsa da ne siyasi tutuklular, ne de HDP’ye yönelik kapatma saldırısı mitingin gündemi olarak öne çıkarıldı. Soyut bir barış-özgürlük talebinin mitingin genel vurgusu olduğunu söylemek doğru olur.

HDP seçimlere ilişkin tutumunu resmî olarak açıklamasa da Kılıçdaroğlu’nun adaylığının açıklanmasıyla ilk tur için bile aday çıkarma ihtimali neredeyse ortadan kalkmışken, umudu CHP-HDP yakınlaşmanın artması olan TİP için, Newroz boy gösterebileceği uygun bir siyasi zemin oldu.  TİP de buna uygun olarak Newroz alanında konumlanmıştır.

Miting alışık olduğumuz Kürt kadınlarının ulusal, geleneksel kıyafetleriyle Newroz’u renklendiren görüntüsünün hakim olduğu değil göreceli olarak solun ağırlıkta olduğu, İstanbul’da sol akımların örgütlediği herhangi bir mitingten farklı görünmeyen bir havada gerçekleşti. Ancak HDP’nin de diğer sol akımların da seçimler konusunda tutumsuzluğunun da alana yansıdığını söylemek gerekir. Newroz bir seçim mitingi gibi değil, bu konuda açıktan bir tutum açıklayamayanların buluştuğu adeta aradan çıkarılan bir miting oldu. Seçimlerde net bir tutum alıp savunamayanların bu tutumları mitinge de yansıdı. Siyasetin olmadığı, siyasi söylemin azaldığı noktada müziğin sesinin yükselmesi alışık olduğumuz bir pratik olarak Newroz için de geçerliydi. Bu bakımdan tek ve net seçim tutumu alan ve bunu miting alanına yansıtan KöZ korteji oldu. İki burjuva ittifaka da oy vermeme çağrımızı ve seçimlerde Çetin Eren’i destekleyeceğimizi gerek pankartımızla gerek de ajitasyonlarımız ve sloganlarımızla miting alanına taşımış olmamız mitingin genel çizgisine tek aykırı tutum olmamızı sağladı.

Köz olarak Newroz alanına taşıdığımız ikinci gündem şovenizme karşı çizgimiz oldu. KöZ olarak miting öncesi bir dizi siyasete bu yıl Newroz’da ezen ulus şovenizmine karşı ortak bir tutum sergilemeyi önermiştik. Bu çağrımıza icabet eden olmadı, biz bu tutumu da Newroz alanına taşıdık. Ancak bu içerikteki tüm dövizlerimiz pankartımız polisin engellemesiyle alana giremedi. Biz pankartımız ve dövizlerimiz olmasa da ajitasyonumuz ve sloganlarımızda miting alanında ezen ulus şovenizmine karşı Kürtlere özgürlük talebimizi yükselttik. Bizim dışımızda kortej olarak engellemeyle karşılaşan bir diğer akım İbrahim Kaypakkaya baskılı flamalarla alana girmek isteyen Partizan oldu. Gerek Partizan’a yönelik gerek de bizim ulusal sorun ve şovenizm konusundaki pankart ve dövizlerimize yönelik tutum önümüzdeki süreçte bu tür engelleme ve saldırıların artacağını göstermektedir. Newroz mitingindeki engellemeleri 1 Mayıs’ta aşacak bir hazırlığı yapmak bu mitingden çıkarmamız gereken derslerden biri olacaktır.

İstanbul’dan Komünistler

 

Newroz Alanında Yaptığımız Ajitasyon Konuşmaları

1. Dört parçaya bölünmüş Kürdistan on yıllardır devrimci gelişmelerin merkezi

Kürtleri zincire vuran devletler Kürdistan’ın tüm parçalarını aynı anda kontrol altına alamıyorlar.

Şimdi de Rojhilat ayakta Sakız’da, Meşhed’de, Senendec’te Kürtler Jine Emini’nin hesabını barikat barikat soruyorlar.

Her şeye kadir gösterilen İran’daki diktatörlük altı aydır gösterilerle sarsılıyor.

Doğu Kürdistan’ın emekçileri korkuyu yenen bir halkın karşısında hiçbir devletin duramayacağını gösteriyorlar.

Selam olsun onlara…

2. Rojava on bir yıldır ayakta.

Kürtler on bir yıldır Rojava’da bir halkın kendi kendini yönetebileceğini gösteriyorlar.

Tam da bu yüzden Kürtleri esir edenler Rojava yıkılsın istiyorlar Kuşatıyorlar, bombalıyorlar Rojavayı, işgalle tehdit ediyorlar.

Depremde durmuyorlar çünkü umudu boğmak istiyorlar. Ama savunuyor kendini Rojava

Kadını erkeğiyle, dişiyle tırnağıyla savunuyor.

Biz Türkiye’deki emekçiler de Rojava’yı savunmalıyız.

Ona saldıranların, saldırılara destek verenlerin karşısına eylemli bir şekile çıkmalıyız.

3. “Bir gece ansızın gelebiliriz” tehditleri yerini Rusya’nın bastırmasıyla “Siyasette Küslük Olmaz”a bıraktı.

Hükümet Esad’la Kürtlerin başına yeni çoraplar örmek için görüşmek istiyor.

Rojava’yı ezerken Türkiye’deki emekçileri, ezilenleri de teslim almak istiyor.

Ekmeğimiz ve özgürlüğümüz için Rojava’yı savunacağız.

Başkasını ezen bir ulusun işçilerinin özgür olamayacağını bildiğimiz için Rojava’yı savunacağız.

3. Kürtlerin kendi topraklarında boyunduruk altında tutulmaları yalnızca Kürtleri ilgilendirmiyor

Başkaldıran Kürtleri ezmek için uygulanan savaş politikaları grevleri, yürüyüşleri direnişleri dağıtmak için de kullanılıyor.

Kürtleri susturanlar, hakkını arayan herkesi susturuyor. Kürtler esirse hepimiz esiriz.

Kürtlerin Esareti İşçilerin Esaretidir.

4. Esir olan Kürtlerin değil devletin yanında saf tutmak işçiler arasına güvensizlik tohumları eker, rekabeti arttırır.

İşçilerin birliğini savunanların öncelikle bu güvensizliği ortadan kaldırması gerekir

Kürtlerin esaretine son vermeyi savunmadan bu esareti ortadan kaldırmak mümkün değil.

Kürtlere Özgürlük Ortadoğu’ya Barış

5. Filistin’den Libya’ya

Yemen’den Kürdistan’a kanla ve gözyaşıyla sulanan bir coğrafya Ortadoğu

Emekçiler Ortadoğu’da barışa hasret Ama barış istemekle barış gelmiyor

Çünkü Kürtler kendi topraklarında esir Çünkü onları zincire vuranlar silahlanıyor

Silahlarını sadece Kürtlere karşı kullanmıyorlar Birbirleriyle de rekabet edip, savaşıyorlar

Ortadoğu’ya barışın gelmesi için Kürtlerin özgürleşmesi şart Kürtlere Özgürlük Ortadoğu’ya barış

6. Kürtlerin esaretini gizlemek isteyenler Kürdistan’ın varlığını unutturmak istiyorlar

“Kürdistan diye bir yer yok” diyorlar. Boşuna konuşuyorlar.

Kürdistan’ın varlığını Osmanlı arşivlerinin tozlu raflarında, haritalarında aramaya gerek yok.

Kürdistan’ı yaratan Elişer ve Zarifedir Azadi ayaklanmasıdır

İhsan Nuri Paşa’nın savunduğu Ağrı Cumhuriyetidir

Leyla Kasım’ın son sözleridir Kürdistan

Kadı Muhammed’in Çarçıra Meydanı’ndaki yeminidir.

7. Cizre’deki Bodrum Katı, Adıyaman’daki enkaz, Hatay’a uğramayan AFAD’dır bu hükümet

Satılan Kızılay Çadırı yasaklanan grevdir. Zam yağmurudur.

Hapisteki Selahattin Demirtaş, Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel’dir bu hükümet.

İmralı’daki bitmeyen tecrittir.

Bu topraklardaki emekçilerin en basit bir kazanımı için bile bu hükümetin gitmesi şart.

Hükümetin gitmesi içinse emekçilerin, ezilenlerin harekete geçmesi, seferber olması şart.

Böyle bir seferberlik içinse önce Cumhurbaşkanlığı seçiminde kendi bağımsız tutumumuzu gösterelim.

8. Cumhurbaşkanlığı seçiminde hükümete karşı olup da “düzen partilerine hiçbir turda da oy yok” diyen tek bir aday

Seçimde NATOcu, IMFci olmayan tek bir aday var. Seçimde sınırsız grev hakkını savunan tek bir aday var. Kürtlerin ulusunun kendi kaderini tayin hakkını savunan

Silivri’den İmralı’ya tüm siyasi tutsaklara özgürlük diyen tek bir aday.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde emekçilerin seferberliği çağrısını yükselten Çetin Eren’i destekleyelim.

9. Konu Kürtler olunca hükümet de rakipleri de sus

Sanki bu ülkede Kürtler kendi dillerini koruma mücadelesi vermiyor. Sanki Amedspor’a saldırmadılar

Sanki Kürtlerin seçtiği belediyelere kayyım atanmadı Cumhurbaşkanlığı seçiminde Kürtlerin demokratik hak ve

özgürlüklerini savunan tek bir aday var: Çetin Eren

Kürdü görünmez kılanlara inat 14 Mayıs’ta Çetin Eren’i destekleyelim.

10. Depremde kurtarma çalışmalarını kim geciktirdi? Yardımları kim engelledi?

Kim müteahitlerden aldığı rüşvetlerle oturulmaz binalara “oturulur” raporu verdi?

Depremin hesabını sormak için önce bunları sormalı Hükümetin başı bu soruları soramaz.

Ama geçmişte bu hükümetin suç ortağı olan bakanlar, başbakanlar da soramaz

Müteahhit bağışlarıyla beslenen partiler de soramaz.

Depremin hesabını sermayeye yaslananlar değil emekçilerden güç alanlar sorabilir.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde düzen partilerinden bağımsız aday Çetin Eren’i destekliyoruz.

11. Bir açık hava hapishanesinde yaşıyoruz.

Hakaret, iltisak ve terör davalarıyla zindanlarda yer bırakmadılar Vekiller, belediye başkanları hapiste

yardım toplayanlar, basın açıklaması yapanlar hapiste

Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ hapiste İdris Baluken Sebahat Tuncel hapiste

Seçimlerde Silivri’den İmralı’ya tüm siyasi tutsaklara özgürlük diyen tek bir aday var.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Çetin Eren’i destekliyoruz

12. Altılı Masa bu hükümeti götüremez

Çünkü hükümete karşı mücadele etmeyi değil kendi dar çıkarlarını düşünüyor

Çünkü AKP’nin suç ortaklarından oluşan bir koalisyon Çünkü en az AKP kadar 12 Eylülcü

Çünkü emekçilerin, Kürtlerin seferberliğinden ölesiye korkuyor Bu korkusu nedeniyle altılı masa kendisine bir sol bacak arıyor.

Emekçilerin umudunu düzen partilerine bağlayacak, onların eylemini engelleyecek bir sol bacak.

Ağzımıza kilit, ayağımıza zincir vurmayalım Altılı masanın sol bacağı olmayalım.