Düzen partilerinden bağımsız bir aday çıkarmayı ve bu adaylar çevresinde kurulacak en geniş eylem birliklerini önemsediğimiz için SMF’nin Kadıköy’de Maçoğlu adaylığı ile oluşacak eylem birliğini büyütmeye yönelik toplantı çağrısına olumlu yanıt verdik. 29 Ocak 2024’te SMF, TKP, PDD, EMEP, Kaldıraç, Odak, Devrim Hareketi ve Emek ve Özgürlük Cephesi ile birlikte bu toplantıya katıldık.
Toplantıda Maçoğlu adaylığının geniş bir eylem birliğinden ziyade SMF ve TKP’nin ittifakı olarak şekillenmesi, emekçilere propaganda yapmaya daha elverişli pek çok ilçe varken Kadıköy’ün seçilmesi konusunda eleştirilerimizi belirttik ancak bu eleştiriler, seçim tutumumuz gereğince bir eylem birliğinin dışında kalmaya gerekçe değildi. Bu eylem birliğini İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinde CHP adayına açık ya da dolaylı bir destek vermediği ve sol içi rekabetin bir parçası olmadığı takdirde, anlamlı ve desteklenecek bir eylem birliği olarak gördüğümüzü belirterek Kadıköy Halk Dayanışması’nın bir bileşeni olacağımızı ifade etmiştik. Bu ilk toplantıyı takip eden toplantılarda da aday çalışmalarının ortak planlamalarının yapılmasını önermiştik.
Bu çalışmalar kapsamında Kadıköy’de bildiri dağıtımına, Hasanpaşa ve Göztepe seçim irtibat bürolarının açılışına Köz’ün arkasında duran komünistler olarak katıldık.
Fatih Maçoğlu’nun 21 Şubat’ta Amerika’nın Sesi kanalına yaptığı “Mevcut iktidara karşı çıkıyoruz. Net. Bundan emin olabilirsiniz. Ve bunun için de onun karşısındaki İmamoğlu’na destek vereceğiz.” açıklamasının ardından Maçoğlu’nun hesabından ifadelerinin çarpıtıldığını belirten tek bir açıklama yapılmadı. Röportaj ve sonrasında yaşananlar aslında Kadıköy Halk Dayanışması’nın Maçoğlu’nun yürüteceği çalışmanın ilkelere uyup uymadığını dahi denetleyecek bir işleyişe sahip olmadığını açığa çıkardı.
Benzer bir durum sol içi rekabet açısından da geçerli. Halihazırda Kadıköy’de siyasal ve programatik bakımdan aralarında esasa dair bir fark olmayan üç belediye başkanı adayı bulunuyor. Bu durumda Kadıköy Halk Dayanışması’nı farklı kılacak olan emekçileri bölen rekabetçi anlayışa karşı mücadele etmesi olabilirdi. Kadıköy Halk Dayanışması ise adayların ortaklaşması yolunda herhangi bir politik adım atmadı. Bileşenlerinin kendi aralarında ve diğer partilerle yürüttüğü özel görüşmelerin siyasi bir çağrının yerini tutamayacağı ise açık olsa gerekir. Bu nedenle Kadıköy Halk Dayanışması da sol içi rekabetin bir parçasına dönüştü.
Bu eylem birliğinin bir parçası olurken sıraladığımız her iki ilke de ihlal edilmiş olduğu için Kadıköy Halk Dayanışması’nın bir bileşeni olmama kararı aldık ve 24 Şubat’ta bileşenlere kararımızı bildirdik.
Bundan sonrası için, Kadıköy’deki her üç adaya da eşit mesafede duracağız. Söz konusu üç adayın sermaye partilerinden ayrı durma gayretinin yerinde olduğunu ifade etmeye devam edeceğiz. Bizim açımızdan söz konusu üç adayın arasında, Kadıköy yerel seçimi sınırlarında, bir fark yok. Üçü de seçimde oy verilebilir adaylardır. Ama sol içi rekabetin taraflarından herhangi birine özel bir destek vermeyeceğimizi de vurgulamaktan geri durmayacağız.
İstanbul’dan Komünistler