Mahsa Amini’nin Tahran’da ahlak polisi tarafından öldürülmesinden sonra Rojhilat ve İran’da başlayan protesto gösterileri bir kez daha Ortadoğu’daki ezen ulus devletlerinin çatırdadığını gösterdi. Kürdistan’da ilhakçı pozisyonunda bulunan ezen ulus devletlerinin görünüşte otoritesi en sağlam olan İran’ın dahi Kürdistan’daki devrimci dinamikleri yok etmekten ne denli uzak olduğunu gösteren eylemler, Türkiye’deki sol tarafından ise yalnızca İran’daki molla rejiminin kadın düşmanlığının bir örneği olarak ve buna karşılık kadınların isyanı olarak ele alındı. Buna paralel olarak da 2 Ekim’de Kadınlar Birlikte Güçlü Platformu Kadıköy İskele meydanına “İran’da, Türkiye’de ve Her Yerde Özgürlük” şiarıyla bir eylem çağrısında bulundu.

Eyleme kadın-erkek çok sayıda kişi katıldı. Eylem boyunca Türkçe ve Farsça sloganlar atıldı. “Kadın, yaşam, özgürlük”, “Türkiye’den İran’a yaşasın dayanışma”, “Mahsa Amini isyanımızdır”, “Özgürlüğümüz ellerimizde” “Gidiyor, gidiyor mollalar gidiyor”, “Geceleri de sokakları da terk etmiyoruz”, “Jin Jiyan Azadi” şiarlarının taşındığı eylemde basın açıklaması Türkçe ve Farsça olarak okundu.

KöZ olarak eyleme, Mahsa Amini isyanının yalnız kadınların değil, esir bir ulusun isyanı da olduğunu taşıdık. Taşıdığımız “Ezen Ulus Devletleri Çatırdıyor, Rojhilat Ayakta”, “Başka Bir Ulusu Ezen Ulusun İşçileri Özgür Olamaz” şiarının yanı sıra eylem boyunca sık sık “Kürtlere Özgürlük, Ortadoğu’ya Barış” , “ Kurdara Azadi, Kürtlere Özgürlü”, “Biji Serhıldan Azadiya Kürdistan”,  Disa Disa Serhildan Azadiya Kurdistan sloganlarını attık.

Rojhilat’ta Hamaney ve Süleymani’nin posterlerini yırtıp ezen ulus devletine sokaklarda başkaldıranlar bir kez daha yaşadığımız topraklarda Kürtlerin laikliğin en büyük motor gücü olduğunu göstermiştir. Bağımsız, birleşik bir Kürdistan laik ve demokratik bir Orta Doğu’nun koşuludur. Bununla beraber Türkiye’deki eylemlere İranlıların katılımının bu denli yüksek olması da her ulusun proletaryasının demokrasi ve özgürlük mücadelesi vermek için işe yaşadığı coğrafyadaki egemen olarak örgütlenmiş burjuva devleti yıkmakla başlamasının ne denli mümkün ve zorunlu olduğunu da göstermiştir. Kürdistan sorununun uluslararası mahiyeti de Kürdistan proletaryasının dört gerici ulus devlete karşı ezen ulus devletlerinin proletaryasıyla vereceği ortak bir mücadeleyi şart koşar. Bu uluslararası mücadele Komünist bir Enternasyonal’in önderliğinde yürütüldüğü takdirde başarıya ulaşabilecektir. Bu anlamda Kürdistan komünistlerine olduğu kadar, Türkiye’den, İran’dan ve diğer ezen ulus devletlerinden komünistlerine de sorumluluk düşmektedir.

Kürtlerin Esareti, İşçilerin Esaretidir”

Ezen Ulus Devletleri Çatırdıyor, Rojhilat Ayakta”

Kadıköy’den Komünistler