Gerçekleştirdiğimiz çalışma boyunca Hisarüstü Mahallesi’ndeki esnaflara ve Boğaziçi Üniversitesi Kuzey ve Güney Kampüs’teki arkadaşlarımıza yaygın bir şekilde gazetemizi ulaştırdık. Konuştuğumuz arkadaşlarımızla, bu hükümetten kurtulmanın yolunun en az onun kadar işçi emekçi düşmanı olan Millet İttifakı’na oy vermekten değil, kitlesel bir emekçi seferberliğinden geçtiğini konuştuk. Millet İttifakı’nın Erdoğan’ı göndermeye kadir olmadığını, aksine onun ömrünü uzattığını; yakın zamanda meydana gelen depremde de emekçi ve ezilenleri enkaz altında bırakan hükümetin suç ortağı olduğunu vurguladık.
Bağımsız cumhurbaşkanı adayı Çetin Eren’e destek kampanyamız vesilesiyle de görüştüğümüz arkadaşlarımıza, imza engelini aşacak bir desteğe sahip olmamamızdan ötürü bağımsız bir adayın çıkmadığını ancak bizim seçimlere dair tutumumuzun değişmediğini açıkladık. Daha önceden bu çalışmamızdan haberdar olmayanlara seçim bildirgemizi ve bültenlerimizi ulaştırdık. 7 Mart’ta Hisarüstü’nde Emekçilerin Seferberliği İçin Bağımsız Aday kampanyamızın seçim çalışmasını yaparken, 7 Mart akşamında gerçekleştirdiğimiz seçim toplantımıza davet ettiğimiz fakat gelemeyip nasıl geçtiğini soran arkadaşlarımıza da toplantıda neleri vurguladığımızı anlattık.
Böyle bir adayın olmadığı bugün, işçilerin ve ezilenlerin düşmanı, NATOcu ve IMFci düzen ittifaklarına hiçbir turda oy vermeyeceğimizi ve seçimlerde geçersiz oy kullanacağımızı söyledik. Açık veya örtük bir şekilde Kılıçdaroğlu’na oy veren hiçbir adayı, ittifakı veya partiyi milletvekili seçiminde de desteklemeyeceğimizi, zaten esas olanın milletvekili seçimi değil cumhurbaşkanı seçimi olduğunu, milletvekili seçiminde alınan güya bağımsız tutumların ise cumhurbaşkanı seçimindeki işbirlikçi tutumu örtmek için parlatıldığını da ekledik. Türkiye’de gittikçe derinleşen rejim krizine ve anayasa sorununa devrimcilerin nasıl baktığını da tartıştığımız sohbetler de gerçekleştirdik. Sohbet ettiğimiz arkadaşlarımızı, bu konuları daha kapsamlı konuşup tartışmak için, o günün akşamında yapılacak olan gazete tartışmamıza çağırdık. Aynı zamanda gazetemizi ulaştırdığımız arkadaşlarımızı, “Burjuvaziye Karşı Proletarya” başlığıyla 30 Nisan’da gerçekleşecek olan 1 Mayıs pikniğimize de davet ettik.
Yaygın bir şekilde gazetelerimizi ulaştırdığımız bu çalışmamızı olumlu değerlendiriyoruz. Bu vesileyle hem düzenli bir şekilde gazetemizi elliye yakın kişiye ulaştırıyor hem de ulaştırdığımız kişilerle bu kritik siyasi dönemeçte, seçim tutumumuz başta olmak üzere birçok konuda siyasi fikirlerimizi tartışabiliyor, konuşabiliyoruz. Sıklıkla iddia edilenin aksine, gazetemizi ulaştırdığımız emekçiler ne bizi dediklerimizden dolayı kovuyor ne de bize tepki gösteriyor. Tam tersine, aralarında her ne kadar bir alternatifsizlik yüzünden veya “el mahkûm” Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceklerini söyleyenler olsa da, anlattığımız siyasi gerçekler herkeste öyle ya da böyle bir karşılık buluyor. Bu zeminin ortaklığı ise, eylemli bir hatta savunduklarımızı daha detaylı ve net bir şekilde açıklamamızın önünü açıyor.
Cumhurbaşkanı Seçiminde Burjuva İttifaklara Hiçbir Turda Oy Yok!
Seçimle Değil Devrimle Gidecek!
Üniversitelerden Komünistler